Dolar (USD)
32.42
Euro (EUR)
34.29
Gram Altın
2492.64
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

27 Ekim 2019

Türkiye’yi eleştir, ödülü kazan!

Bizdeki sanatçı, oyuncu, siyasetçi ve yazarlardan büyük ikbal peşinde koşanların emellerine ulaşabilmeleri için yurt dışında Türkiye’yi ciddi ve ağır bir şekilde eleştirmesi teamül gereğidir.

Uluslar arası tanınırlığa ulaşmak isteyen, Batının büyük ve yetkin icazetini almayı bekleyen, özellikle Nobel türevi ödül kazanmak isteyenlerin ağır bir Türkiye eleştirisi yapması yeterli olmaktadır!

Bizim uyanık yazar-çizer, sanatçı taifesi hem şöhret edinmek hem de unvanlarını pekiştirmek için bu yolu sıklıkla kullanırlar. Türkiye eleştirisi yapan bu zatlar, bununla artık sınıf atladıklarını, Batının ayrıcalıklı insan kimliğini kazandıklarını zannederler.

Oysa Batı, ben ve öteki kavramlarının mucidi olarak hiçbir vakit öteki olanı kendisi gibi görmeyecektir. İhtiyacı olan sadece kullanışlı kişiler, politikalarına uygun sözler söyleyerek ellerini güçlendirecek aparatlardır!

***

Batının üstenci Oryantalist bakış açısı hiçbir vakit değişmeyeceği gibi kendisi dışında olan her unsur kişiyi ikinci sınıf yapmakta, hiçbir vakit aşılamayacak engeller oluşturmaktadır. Kişisel kazanım ve paye peşindeki bu tiplerin birkaç eleştiri cümlesiyle Batılı olabileceği ümidi, sonuçsuz bir heves olmaya mahkûmdur…

Batının bu kuryelere, gönüllü muhbirlere, omurgasızlara verebileceği en fazla bir ödül, ülkelerinde barınma imkânı olacaktır. Hiçbir vakit Batının muteber, asli, temel insanı olamayacaktır!

Batının söz konusu tipler için gücünü keşfettiği teşvik edici unsurlardan biri olan ödüller, kendi çıkarlarına hizmet edenlere ara ara dağıtılır. Bu şekilde ezikliğinden kurtulmak, kendisini Batıya onaylatmak arzusuyla gönüllü köleler doğurtmuş olur! Zahmetsiz, emeksiz, masrafsız, sadık…

***

Kendi vatanına düşman olan bu tipler, Batının bayrağını üstüne yorgan yapıp uyuduğu fotoğrafı dünyaya servis ederken aslında ne kadar acınası bir pozisyonda olduğunu dahi fark etmez!

Ya da, bu ülkede okullara başlar başlamaz Kürtlere nefret etmeyi öğretiyorlar, derken ülke sosyolojisinden, etnisitesinden bi haber olduğunu gözler önüne serdiğinin farkında bile değildir ya da farkında olmamak işine geliyordur!

Türkiye’de kadınlara yönelik ayrımcılık var, diye beyanat verenler de özgürlük yok diyerek basındaki figüran olanlar da ne kadar acınası, zavallı olduklarının farkında değillerdir!

Bütün istedikleri bir onay, bir paye, bir ödül olan bu tipleri eksikliklerinin temeli ailelerine mi dayanır yoksa kimliklerini bulamamış muhterisler olmalarına mı; öğrenebilmek için ciddi bir psikolojik inceleme gerekir!

Bunlara acıdığımız, üzüldüğümüz için dertlerine bir çare, yaralarına merhem bulabilmek için uğraşmamız gerekiyor aslında. Tek amaçları, uluslar arası bir ödül kazanmak ise onu biz de verebiliriz! En kısa zamanda her alanda bir ödül peyda eder, gösterişli ödül törenleri hazırlar, büyük programlarla takdim edebiliriz! Yeter ki başka ülkelere gittikleri zaman acınası hallere düşmesin bizim sevgili vatandaşlarımız!