Türkiye'ye Suikast
Ülkemize içten ve dıştan hücum devam ediyor. Dışta ne kadar düşman varsa saldırıyor. İçte de ne kadar hain varsa dıştakilerle iş birliği yapıyor. Ayağa kalkmış ve sürekli atak yapan bir Türkiye var. Bir de arkadan vuran ve sürekli saldıran aklını fikrini kaybetmiş, gözü dönmüş caniler var. İhanet var; hainler var.
2017'nin ilk saatlerinde İstanbul'da gerçekleştirilen terör saldırısında 39 can kaybettik, onlarca yaralı var. Bu canlar uyruğu ne olursa olsun bizimdir. Ölenlere rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Saldırı için seçilen mekanı iyi incelemek gerekir. Farklı uyruktaki kişilerin gittiği bu mekan, Türkiye'nin her şeye rağmen güvenli bir ülke olduğunu gösteriyor. Bu terör eylemi, yabancı uyruklu kişilerin ölümü nedeniyle Türkiye'nin uluslararası toplum nezdindeki itibarının kaybettirilmesine dönük amaç taşımaktadır. Bu amacı bertaraf edebilmek için Türkiye'nin içte millu00ee birlik sağlaması gerekir.
Saldırının ikinci bir özelliği yılbaşı gecesi olması. Türkiye'de her yılbaşı öncesinde yapılan "kutlanırdı, kutlanamazdı; kutlanmaması gerekir, haramdır" kabilinden tartışmalar sanki bu saldırıya zemin hazırlamış gibi yansıtılmak istendi. Oysa ki her akıl sahibi Müslüman, masum hiçbir cana kıyamaz, kıyılmasına da karşı çıkar. Bizleri ayrıştıran bu türden tartışmalara çekenlerin de ayrıca vebali olduğunu düşünüyorum. Bu tartışmaların da kasıtlı yapıldığını bilmemiz gerekir.
Saldırı emrini verenler, yılbaşı kutlaması yapılan bir mekanı seçmek suretiyle saldırı ile yılbaşı kutlamalarına karşı olanların bir bağı olduğu hissini uyandırmak istemişlerdir. Bu algı operasyonu sürekli yapılmakta. Maalesef bizler, hala uyanamadık. Her kuru tartışmanın tarafı olarak enerjimizi kaybediyoruz, birliğimizi zedeliyoruz. Bu saldırı asla yaşam tarzına yapılmamıştır. Neden diğer zamanlar bu ve benzeri mekanlarda olay olmuyor da bu sefer tam da yılbaşı gecesi seçiliyor? Bu saldırı ülkemize, milletimize ve insanlığa yapılmıştır. Bu saldırı ile Türkiye'ye suikast yapılmıştır. Türkiye'nin düşürülmesi, bu coğrafyanın düşürülmesidir.
Şimdi gelelim bize. Ne yapmalıyız, bu saldırılara karşı nasıl bir yol izlemeliyiz? Türkiye her zaman yalnızdı, yine yalnız. Dış güçlerin timsah göz yaşlarına aldanmamalıdır. Ülkemizin, insanımızın hayat tecrübesi her saldırıyı yok edecek güçte ve birikimdedir. Gelin birlik olalım düşüncesi, lafta kalmamalıdır. Birlikte kazananlar, birlikte paylaşmadıkça çatışma ve gerilim sürer. Merhum Mehmet Akif İnan'ın sendikacılıkta çığır açan şu cümlesi önemlidir:
"Bizim üyemiz olmayan ve fikri, bize yüz seksen derece zıt olanların dahi hakk-ı hayatını korumak da görevimizdir."
Bu cümleyi her güç sahibi kişi kalbine yazmalıdır. Bu cümlenin ihtiva ettiği anlamı ve verdiği mesajı iyi anlamak ve okumak gerekir.
Türkiye üzerine oynanan oyunları iyi görmemiz gerekiyor. Partilerin iktidar mücadelesi değil millu00ee birlik mücadelesi olmalıdır.
Başarılarımıza neden 78 milyon birden sevinemeyiz? İzmit Körfezi'nin "gerdanlığı" olarak nitelendirilen Osmangazi Köprüsü, dünyanın en geniş köprüsü unvanını alan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Asya ve Avrupa yakalarını deniz tabanının altından geçen karayolu tüneliyle birbirine bağlayan Avrasya Tüneli, tamamlanmasına az kalan 3. havalimanı, Çanakkale'ye yapılacak asma köprü, dünyanın en yüksek gövdeli barajları, en uzun tünelleri, yerli silahlar u2026 Benzeri onlarca büyük proje gerçekleşirken bizler, neyin derdindeyiz? Neyi tartışıyoruz? Tünelden geçme, İstanbul'da isen tüp geçitleri kullanma, ismine karşı çıktığın Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geçme! Böyle kafalar olursa daha çok çatıştırırlar bizi.
Gelin birlik olalım. Aynı safta olmak için şehit cenazelerini beklemeyelim. Bu saldırılar, darbe girişimleri iktidar partisine değil; sana, bana ve ülkemizedir. Son terör saldırısı ile Türkiye'ye suikast yapılmıştır. Mağduru ise tüm ülkedir. Bu ülkenin insanıyım diyorsan saldırıların karşısında, devletinin yanında yer alırsın. Yoksa siz de suikastçısınız demektir.
Vesselam!
