Türkiye’nin yeni seferi: Libya
Ortadoğu’nun her yanında arka arkaya karışıklıklar yaşanmaktadır. Libya-Irak-Suriye-Yemen, Ortadoğu’nun uzun sürecek olan kaos ve çatışma bölgeleridir. Libya’da savaşın tırmandığı bir zamanda Irak’ta yeni bir karışıklık dönemi başlamştır. Amerika, Irak’ı İran’a bırakmayacağının mesajını vermek için İran’ın kontrlündeki Haşdi Şabi güçlerini bombalamıştır. Bu saldırıya misilleme olarak İran, Bağdat’taki Amerika elçiliğini kendisine bağlı paramiliter gruplara işgal ettirmiştir. İran, Amerika’yı Irak’tan çıkaracak hamlelerde bulunmaktadır. Irak’ta İran-Amerika geriliminin yükseldiği bir zamanda Türkiye, Libya’ya asker gönderme tezkeresini meclisten geçirme adımını atarak Libya ve Kuzey Afrika’da askeri düzeyde varolacağının mesajını dünyaya vermektedir.
Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme kararı, uzun süreli bir planın kritik bir aşamasını oluşturmaktadır. Trablusgarp hükümetini başından beri destekleyen Türkiye, bu hükümete bağlı güçlere her türlü askeri ve lojistik yardımı yapmaktadır. Türkiye ve Libya arasında askeri güvenlik ve işbirliği antlaşmasıyla beraber Akdeniz’le ilgili olarak münhasır ekonomik bölge mutabakatı yapılmıştır. Bu adımlardan sonra Türkiye, Trablusgarp hükkümetini korumak üzere Libya’ya asker gönderme şeklinde ciddi bir adım atmaktadır.
Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme politikasının arkasındaki temel neden, Türkiye’nin Libya sahasında bizzat bulunmayı istemesidir. BAE-Suudi Arabistan-Mısır üçlüsü tarafından desteklenen Hafter kontrolündeki Tobruk hükümetine bağlı güçlerin saldırılarına karşı Trablusgarp hükümetini korumak ve ayakta tutmak, Türkiye’nin birinci önceliğidir.Trablusgarb’a yoğun şekilde saldıran Hafter güçlerine ve onun destekçilerine, saldırılar devam ettiği takdirde karşılarına Türkiye’nin ordusuyla çıkacağı mesajı verilmektedir. Libya tezkeresinin siyasi amacı, Hafter’i ve destekçilerini Trablusgrab’a saldırmaktan caydırmaktır. Türkiye, hava, deniz ve kara güçlerini Trablusgarb hükümetini korumak için seferber etmeye hazır kararlı bir duruş ortaya koymaktadır.
Türkiye, çok kapsamlı bir Doğu Akdeniz ve Kuzey Afrika politikası yürütmektedir. Libya tezkeresiyle beraber Türkiye, Yunanistan-İsrail-Kıbrıs Rum Yönetimi-Mısır dörtlüsüne Doğu Akdeniz’de hiçbir oldu bittiye izin vermeyeceğini ve kendisi dışında gerçekleşecek girişimlere çok yönlü güç kullanımıyla cevap vereceğini göstermektedir. Türkiye, Libya tezkeresiyle aslında Mısır’a, İsrail’e, Yunanistan’a ve Kıbrıs Rum Yönetimi’ne gözdağı vermektedir. Libya tezkeresi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’in ve Kuzey Afrika’nın kapılarını kendisine kapatan her türlü girişimi tehdit olarak gördüğünü ve bu girişimlere karşı sert güç başta olmak üzere her türlü yolu deneyeceğini göstermesi açısından önem taşımaktadır.
Türkiye’nin Libya’ya asker göndermekle ilgili tezkeresini bir blöf olarak okumak büyük yanılgıdır. Türkiye, Irak’a ve Suriye’ye askeri operasyonlarda bulunduğu gibi, Trablusgarp hükümetini korumak için Hafter güçlerine karşı askeri müdahalede bulunma konusunda çok ciddidir ve kararlıdır. Tezkerenin çok geniş bir kapsamda hazırlanması, Libya konusunda Türkiye’nin askeri seçeneği ciddi olarak uygulamaya koyacağı anlamına gelmektedir. Hükümet, Libya’da ne işimiz var? şeklinde özetlenebilecek eleştirileri hiçbir şekilde ciddiye almamakta ve muhalefet partilerinden tezkereye destek olmalarını beklemektedir.Muhalefetin itirazlarına rağmen tezkerenin Meclis’ten geçeceğini ve Libya’ya asker gönderme konusunda MSB ve TSK’nın çok önceden her şeye hazırlıklı olduğunu söylemek mümkündür. Uluslararası kamuoyunun, Türkiye’nin Libya konusunda blöf yapmadığını anlaması büyük önem taşımaktadır.
Libya’nın yüzde seksenlik bölümünü Hafter hükümeti konrol etmektedir. Birleşik Arap Emirlikleri hava kuvettleriyle, Mısır ise karadan ağır tank birlikleriyle Hafter’e destek olmaktadır. Rusya, Wagner Grubuna ait paralı askerlerle, Fransa ise özel birliklerle Hafter’in safında yer almaktadırlar. Türkiye, Wagner grubuna bağlı paralı askerlerin Libya’da bulunmasını açık bir şekilde eleştirmişti. Türkiye, Libya’da aralarında Rusya ve Fransa’nın bulunduğu çok yönlü bir bloga karşı askeri müdahalede bulunmaya hazırlanmaktadır. Libya’ya gönderilecek askeri gücün miktarının, niteliğinin ve zamanının Cumhurbaşkanlığı tarafından belirleneceğinin ifade edilmesi, Türkiye’nin Libya’daki savaşın çok aktörlü, simetrik ve asimetrik özelliklerini dikkate alarak tezkereyi hazırladığı anlamı taşımaktadır.
Türkiye, Berlin Sürecine sahada da güçlü olan taraf olarak oturmayı istemektedir. Libya’daki güç dengesi, Trablusgarp hükümetinin aleyhinedir. Türkiye, Libya’ya asker gönderme politikasını uygulamaya sokarak Libya’daki güç dengelerini kendi lehine çevirmeyi ve Berlin sürecine güçlü aktör olarak katılmayı istemektedir.