Türkiye'nin stratejik hamleleri
Hiçbir doğum sancısız olmaz. Ülkemizin uzun süredir yaşadığı sıkıntılar bir doğumun habercisidir. Karanlığın en yoğun olduğu zaman aydınlığın başlangıcıdır. Ülkemize bir süredir küresel güçler tarafından gerek iç dinamikler gerekse dışarıdaki örgütler üzerinden bir saldırı gerçekleşiyor. Avrupa'da bozulan dengeler, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı, bunu başka ülkelerin takip etme ihtimalleri, dünyada dengelerin yeniden kurulduğunu gösteriyor. Avrupa'da durum böyleyken Ortadoğu'da da yeni bir dengenin kurulduğu ve Türkiye'nin bu süreçte safını aldığını görüyoruz. Son yıllarda kurulan dünya düzeninde Türkiye yeni bir güç olma potansiyeline sahip olduğu için ülkemize çeşitli saldırılar yapılıyor.
Gelin beraber 15 Temmuz Darbe girişiminden önce ve sonraki sürece kısaca bir göz atalım.
26 Haziran'da: Uzun görüşmeler sonucunda Türkiye ve İsrail uzlaşmaya vardı.
27 Haziran'da: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Rus uçağının düşürülmesiyle ilgili üzüntülerini belirten bir mektup gönderdi.
28 Haziran'da: Üç canlı bomba Atatürk Hava Limanı'na saldırı gerçekleştirdi.
29 Haziran'da: Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin 45 dakika süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. İki lider yüz yüze görüşme konusunda anlaştı.
8 Temmuz'da: NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi, Polonya'nın başkenti Varşova'da toplandı. Zirvede, NATO'nun Doğu Avrupa'da çok uluslu askeri birlikler konuşlandıracağı ve askeri varlığını artırması yönünde karar alındı. NATO'nun Karadeniz'deki askeri varlığının artırılıp artırılmayacağının da ekim ayında görüşüleceği belirtildi. (Bu kararların Rusya'ya karşı alındığı gözle görülen bir gerçektir.)
14 Temmuz'da: Büyükelçiler düzeyinde yapılan NATO-Rusya Konseyi'nde taraflar arasında yine fikir birliğine varılamadığı bildirildi. Aynı gün Türkiye ve Rusya Moskova'da turizm üzerine görüşme gerçekleştirdi.
15 Temmuz'da: Ülkemizde TSK'ya sızan FETÖ mensuplarınca darbe girişimi gerçekleşti. Darbeciler yayımladıkları bildiride "BM-NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlarla oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbir alınmıştır" şeklinde beyanatta bulundular.
17 Temmuz'da: Darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin telefonla görüşerek ağustos ayının ilk haftasında yüz yüze görüşme konusunda da mutabık kaldı.
18 Temmuz'da: Avrupa Birliği Dış İlişkiler Sorumlusu Mogherini, darbe girişiminin ardından Türkiye'yi hukuk ilkelerine uymaya çağırdı. AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Komitesi Johannes Hahn ve bazı komisyon üyeleri, Ankara'ya yaptırım uygulanmasını istedi. Hahn bu çerçevede Türkiye'ye Suriyeli mülteciler için verilmesi kararlaştırılan 3 milyar euroluk yardımın durdurulmasını teklif etti. Ancak bu tekliflerin Komisyon Başkanı Juncker'in engellediği ileri sürüldü. ABD'de ünlü emekli Yarbay, Fox News'te yaptığı yorumda, "Eğer darbe başarılı olsaydı İslamcılar kaybedecek ve biz kanacaktık" şeklinde konuştu.
19 Temmuz'da: Erdoğan Obama ile telefonda görüştü.
20 Temmuz'da: ABD'nin en büyük iki derecelendirme şirketinden biri olan, Türkiye'nin 2012 yılında anlaşmasını iptal ettiği ve değerlendirme istemediği uluslararası kredi ve derecelendirme kuruluşu S&P Türkiye'nin notunu düşürdü. Aynı gün IMF, Türkiye'ye başarısız darbe girişimine aşırı reaksiyon vermemesi çağrısında bulundu.
22 Temmuz'da: Rusya Başbakanı Medvedev, Türk hükümeti ile ticari ve ekonomik işbirliğinin devam etmesine yönelik kararnameyi imzaladı.
24 Temmuz'da: Türkiye ve Rusya arasındaki yatırım projelerinin finanse edilmesi için Rus-Türk ortak fonu kurulması konusunun da ele alınacağı bildirildi. İki ülkenin 2016-2019 yıllarındaki ticari, ekonomik, bilim, teknik ve kültür işbirliğinin orta vadeli program projesine ve Rusya ve Türkiye'deki yatırım projelerinin finanse edilmesi için ortak fon kurulmasına ilişkin görüşme sürecinin yenilenmesine karar verildi.
25 Temmuz'da: AB Komisyonu Başkanı Juncker, "Türkiye, yarın sabah idam cezasını geri getirirse biz de müzakere sürecini anında durdururuz." dedi.
26 Temmuz'da: Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Rusya'da kritik temaslarda bulundu. Ekonomik ilişkilerin 24 Kasım öncesinden daha ileri boyuta taşınması konusunda uzlaşıldı.
28 Temmuz'da: AB Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıları desteklemek için taahhüt ettiği fonun toplam 2 milyar 155 milyon avroluk kısmının serbest bırakıldığını açıkladı. ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Votel, ABD'nin Türk ordusundaki yakın müttefiklerinin tutuklandığını ve gelecekteki ilişkilerimiz adına endişelendiğini belirtti.
29 Temmuz'da: Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu "Rusya ile ilişkiler NATO ve AB'ye alternatif değil" dedi.
31 Temmuz'da: ABD Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford Türkiye'ye geldi.
9 Ağustos'ta: Erdoğan ve Putin Saint Petersburg'da yüz yüze görüşecek.
Bu mücadele, güç denklemindeki tüm cephelerde devam ediyor. Türkiye, Osmanlı'dan gelen tarihi ve kültürel bağları ile geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır. Bunu bilen güçler bu gücü elinde tutmak için her türlü saldırıyorlar.