Dolar (USD)
32.58
Euro (EUR)
34.72
Gram Altın
2513.12
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

20 Şubat 2023

​Türkiye'nin radarı

Türkiye düşmanı Michael Rubin, deprem sonrasında attığı Türkçe tweetinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitap ederek, “Yolsuzluk öldürür! Siyasi suçluları serbest bırak. Onun yerine inşaat yolsuzluğu yapan müteahhitleri siyasi bağlantılarına rağmen tutukla ve yargıla” diyerek bizim muhalefete deprem sonrasında toplumun radarlarının neleri algılaması gerektiğini dikte ediyor.

Aynı Rubin, ABD Türkiye’yi izlemeli, Yardım dağıtımında Kürtlere (PKK teröristlerine) ayrımcılık olursa, yardım gönderilmiyor veya az gönderiliyorsa ABD doğrudan müdahale etsin. Yardımları kendisi ele alsın. Depremi de çıkarları için kullanan ABD’nin gündeminin Türkiye’nin gündemiyle farklı olduğunu, depremi bile yüzyıllık bölücülük hedefleri için kullanacaklarını ifşa etmiş oldu.

Türkiye ile birlikte depremden etkilenen Suriye’de muhaliflerin kontrolündeki bölgede yaşayan 4,5 milyon insan ise, BM’nin sınır ötesi yardım operasyonları bahanesi ile PKK’nin uzantısı SDG’yi meşru aktör haline getirme çabaları yüzünden akamete uğradı. Depremden 3 gün sonra harekete geçebilen BM yardımları sadece Bab al-Hawa’dan ulaştırmaya çalıştı. Depremden bir hafta sonra BM Güvenlik Konseyi toplantıya çağrılabildi. BM Genel Sekreterinin Esed’le görüşmesi sonucunda yardımların dağıtımı büyük oranda Esed’in insafına bırakıldı. Ancak Esed yardımları rakiplerini cezalandırmak için bir silah olarak kullanmaktan çekinmedi.

Türkiye depremde kaybettiği canlarla uğraşırken, depremin verdiği hasarı tamir etmek için seferber olurken, depremi siyasi emelleri için kullanmak isteyen emperyalistlerin oyunları hakkında birçok senaryo ortaya saçıldı. Depremin suni olabileceğinden, petrol kuyularına, fay katlarındaki enerji birikiminin tetiklenebileceğine kadar birçok konu acımızın arasında gündem oldu.

Depremden bir hafta öncesinde özellikle Ortadoğu’da yayın yapan kuruluşlar İran’ın ABD üslerine füzeli saldırısının ardından, ABD’nin HAARP silahını devreye soktuğunu uçak düşmesi ve iki depremin bu yolla olduğunu yazdılar. TV5’in internet sitesinde depremden bir gün önce 5 Şubat tarihinde yayınlanan alıntıda ABD’nin Irak’taki füzelerine yönelik füzeli saldırı düzenleyen İran’da aynı saatlerde güneydeki Buşehr’de 4.5 ve 4.9 büyülüğünde iki deprem meydana geldiğini, bir uçak düştüğünü bunların da HAARP silahıyla olmuş olabileceğini belirtiyor.

Bu arada Türkiye’nin İki binli yılların başında HAARP teknolojisini yakından takip ettiği İTÜ’nün bu amaçla 2012 yılında Milli Yüksek Atmosfer Radarı kurdurduğu iddiaları gündeme geldi. Radarın ise, Rusya’dan alınan S-400’lerin Türkiye’ye geldiği 2019 yılında Arı Teknokent inşaatında çalışan bir iş makinası tarafından yıkıldığı iddiaları gündeme oturdu.

Radarı yaptığını iddia eden Atlantis Otomasyon’un internet sitesinde, ülkemizin tek uzay savunma sistemi olduğu iddia edilen Milli Yüksek Atmosfer Radarı’nın 2012’de faaliyete geçtiği ve teknik ayrıntıları anlatılıyor.

Şayet Türkiye’ye HAARP saldırısı gerçekleşmiş ise, bunu tesbit edebilecek bu radarın durumunu sorduğumuz İTÜ iletişim koordinatörlüğü, “Konunun Anadolu Ajansı ile paylaşıldığını, konu ile ilgili İTÜ’nün bir bağlantısı olmadığını, İlgili web sitesini bilmediklerini, kullanılan İTÜ logosunun eski olduğunu, Site’nin 2014’de yapılmış olduğunu kurumsal iletişimlerinin olmadığını. İTÜ’de böyle bir projenin olmadığını, gerekirse hukuki yollara başvuracaklarını” ifade ettiler.

Aldığımız cevaptan tatmin olmadığımız için geçmişe dönük ilaheleri ve sözleşmeleri karıştırdık. 2011 yılında 209853 numaralı ihale ile ihalenin gerçekleştirildiği gerçeği ile karşılaştık. İşte uygulanacak idare şartnamenin başlığı ise, AÇIK İHALE USULÜ İLE İHALE EDİLEN İTÜ AYAZAĞA YERLEŞKESİ UÇAK

VE UZAY BİLİMLERİ FAKÜLTESİ YÜKSEK ATMOSFER RADAR ALTYAPISI İNŞAATI (2012) İŞİNDE UYGULANACAK İDARİ ŞARTNAME

şeklindeydi. İhaleyi. K….y Yapı almış, işi ise iş bitirme belgesi olmayan bir alt yüklenici A…… O…… yapıyor. İş bitiyor paralarını alıyorlar. 2012-2019 yılları arasında sistem çalışıyor. 2019’da antenin bir iş makinası tarafından yıkılması üzerine proje iptal ediliyor.

Tübitak mühendislerini, müstekbirlerinin iştihalarına kurban veren, devrim otomobilinden, uçak sanayiine kadar bir çok ürününü sessiz sedasız çöpe atabilen bir ülkede 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında bile bir projenin imha edilme ihtimali kanımızı donduruyor. İTÜ’den bu projeye ne olduğunu, eğer radar yıkıldı ise sorumlular hakkında ne işlem yapıldığını, şayet böyle bir proje elzem ise radar yıkıldıktan sonra bu projeye yeniden niye devam edilmediğini, yok gereksiz fuzuli bir proje ise de eşek yükü ile paranın bu proje için niye harcandığı sorularına cevap bekliyoruz.

Muhalefet tarafından pompalanan devlet enkaz altında gibi asılsız gündemlerle Yüksek Atmosfer Radarımız gibi Sosyal dokumuzda oluşturmak istedikleri depremleri algılayacak basiret radarlarımız da yok edilmek isteniyor. Yaşasın Türkiye için taş üstüne taş koyanlar, yaşasın ekmeğini, aşını kardeşleriyle paylaşabilen emperyalizmin bir projesini daha püskürten yüce gönüllü Türk milleti.