Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Temmuz 2023

Türkiye'nin önündeki en büyük tehdit!

TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK TEHDİT!

Bayramın üçüncü günü www.haber7.com editörü Nurullah Alpay aradı.

Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit!” başlıklı bir haber hazırlıyormuş.

Benden de değerlendirme istedi.

Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit?

“Nüfus alarm veriyor. Doğurganlık oranı 22 yılda yüzde 31 düşerek, 1.6’ya geriledi. 2001 yılında Türkiye Nüfusu 65 milyonken, doğum sayısı 1 milyon 323 bin 341 olarak gerçekleşti.

2022 yılında ise 85 milyonluk Türkiye’de doğum sayısı 1 Milyon 35 bin 795’te kaldı.

Vahim tablo!”

DOĞURGANLIK VE KABA DOĞUM HIZLARINDA DÜŞÜŞLER

“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre, toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2.38 çocuk iken, 2022 yılında 1.62 olarak gerçekleşti. Kaba doğum hızı ise, 2001 yılında bin nüfus başına 20.3 iken, 2022 yılında bin nüfus başına 12.2’ye düştü.

ANNE OLMA YAŞI HIZLA YÜKSELİYOR! FEMİNİSTLER BAŞARDI!

Gazeteci Nurullah Alpay, haberinde anne olma yaşının hızla yükselmesine de dikkat çekiyor.

Ortalama anne olma yaşı 2001 yılında 26.7 imiş, 2022 yılında ise 29.2!

Ortalama anne olma yaşı, 30’a vardı.

Bu ne demektir?

Femi-Faşist Proje tutmuş demektir!..

O yaşta ilk çocuğunu doğuracak, onu büyütecek…

Mürüvvetini görecek de, anneanne babaanne olacak.

Bir de “babalar” boyutu var bu işin.

Babalar da ortalama 32’sinde ilk çocuğunu alabiliyorsa kucağına, dedeler de gitti demektir.

32 yaşında baba olunca, ne zaman dede olacaksın ve kaç torunun olabilecek?

İstanbul Sözleşmesi, gelenek görenek, adet adına ne varsa kökünü kazımayı vaat ediyordu.

Bu gerçekleşmiş gibi!

Anne-baba sayısı iyice azalır, dede-nineler bitme noktasına gelirse…

Ne gelenek kalır, ne görenek ne de adet!

AVRUPA GENÇLEŞİYOR, BİZ İHTİYARLIYORUZ!

Bu arada…

Avrupalılarla karşı karşıya geldiğimizde, “Sizin nüfusunuz bitmiş oğlum! Sokaklarınızda çocuk yok!

Böyle giderse, sosyal güvenlik sisteminiz iyice çökecek… Biteceksiniz oğlum siz!” diye dalga geçiyorduk ya…

O da gidiyor elimizden!

Avrupa Birliği ülkeleri, 2001-2021 yılları arasında ortalama doğurganlık hızlarını yüzde 7 oranında arttırmayı başarmışlar.

Aldıkları tedbirler, uyguladıkları teşvikler işe yaramış yani.

Bizde ise, femifaşistler, sapkınlar vesaire başarılı (!) olmuş…

Aynı dönemde doğurganlık hızımızın yüzde 29, 2022 de ise yüzde 31.9 düşmesi bunu gösteriyor!

Çakılıyoruz yani…

Çakılırız tedbir alınmazsa yani!

28 ŞUBATÇILAR NÜFUSUMUZLA UĞRAŞMIŞTI!

Meslektaşımız Nurullah Alpay’ın www.haber7.com’ daki haberinde “Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit” ayrıntısıyla gözler önüne serilmiş.

Çok kötü işler çok!..

İstediğin kadar siha, iha üret, savunma sanayini geliştir, enerji kaynakları bul…

İnsan kaynağın sıkıntılıysa, neticeye varamazsın!

İki yönlü sıkıntı…

Birincisi, insanımız artık evlenmek istemiyor!..

İstese bile, geciktiriyor.

Evlense bile, çocuk yapmak istemiyor.

İstese bile “en fazla 2” diyor!

Birincisi bu:

Nüfusumuz alarm veriyor.

İkincisi ise:

Nüfusumuz içindeki oranları gittikçe azalan çocuklarımıza, gençlerimize de, "millî" eğitimi maalesef veremiyoruz!

Ne verebilmesi, bizlerde ne var ki!..

Hep lâf, hep lâf, hep lâf!..

Bizlerde olmayanı evlatlarımıza mı vereceğiz yani!..

PROJE TUTMUŞ!..

Meslektaşım Nurullah Alpay, nüfusumuzun nasıl ve ne kadar büyük bir hızla yaşlandığını ortaya koyan “Devlet Rakamlarını” önümüze getirip, yorum isteyince…

Dedik ki…

“Bir önceki Aile Bakanı Derya Yanık ‘Kıta Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz! Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız da en az 3 çocuk çağrısını boşuna yapmadı!’ muhtevalı açıklamasıyla durumun vahametine dikkat çekmişti.

Çekmişti de ne olmuştu?

Çare olarak ne koymuştu ortaya?

“Huzurevleri ve yaşlı rehabilitasyon merkezlerinin sayısı hızla arttırılmalı!”

Çare bu!

Çok şeyler söyledik Nurullah Alpay kardeşimize.

Feminizm, sapkın akımlar, televizyonlardaki “Devletimizin nedense seyirci kaldığı” femi-faşist, aile düşmanı yayınlar…

Süresiz nafaka…

Evlenmekten caydıran ithal kanunlar!...

Femifaşist baskılar…

Ve tabii geçim sıkıntısı!

Birçok şey söyledik…

En acısı da…

Şunları söyledik:

“28 Şubatçılar, Yunanlılarla işbirliği yaparak nüfusumuzu azaltma programları uyguladılar!

O günlerde bunlara çok karşı çıktık, çok mücadele ettik.

Bugün üzülerek görüyoruz ki, 28 Şubat Projesi’nin aile-nüfus ayağı başarıya ulaşmış durumda!”

Ne yazık ki durum bu!

Sayın Cumhurbaşkanı, bakalım bu konuya da el atıp bazı zararlı unsurları ayıklayacak mı?

Bu gidişe “Yeter artık!” diyecek mi?

Nüfus felâketinin önüne geçmek için Sayın Cumhurbaşkanı’nın inisiyatifi tamamen eline almasından başka bir yol yok!..

Bu işi halledemezsek…

Nüfus artış hızımızı düzeltemezsek, - Allah muhafaza -çok kötü hallere düşeriz, çok!