Türkiye'nin önündeki en büyük tehdit!
TÜRKİYE’NİN ÖNÜNDEKİ
EN BÜYÜK TEHDİT!
Bayramın üçüncü günü www.haber7.com
editörü Nurullah Alpay aradı.
“Türkiye’nin önündeki
en büyük tehdit!” başlıklı bir haber hazırlıyormuş.
Benden de değerlendirme istedi.
Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit?
“Nüfus alarm veriyor.
Doğurganlık oranı 22 yılda yüzde 31 düşerek, 1.6’ya geriledi. 2001 yılında
Türkiye Nüfusu 65 milyonken, doğum sayısı 1 milyon 323 bin 341 olarak
gerçekleşti.
2022 yılında ise 85
milyonluk Türkiye’de doğum sayısı 1 Milyon 35 bin 795’te kaldı.
Vahim tablo!”
DOĞURGANLIK VE KABA DOĞUM HIZLARINDA DÜŞÜŞLER
“Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere
göre, toplam doğurganlık hızı 2001 yılında 2.38 çocuk iken, 2022 yılında 1.62
olarak gerçekleşti. Kaba doğum hızı ise, 2001 yılında bin nüfus başına 20.3
iken, 2022 yılında bin nüfus başına 12.2’ye düştü.
ANNE OLMA YAŞI HIZLA YÜKSELİYOR! FEMİNİSTLER BAŞARDI!
Gazeteci Nurullah
Alpay, haberinde anne olma yaşının hızla yükselmesine de dikkat çekiyor.
Ortalama anne olma yaşı 2001 yılında 26.7 imiş, 2022 yılında
ise 29.2!
Ortalama anne olma yaşı, 30’a vardı.
Bu ne demektir?
Femi-Faşist Proje
tutmuş demektir!..
O yaşta ilk çocuğunu doğuracak, onu büyütecek…
Mürüvvetini görecek de, anneanne babaanne olacak.
Bir de “babalar”
boyutu var bu işin.
Babalar da ortalama 32’sinde ilk çocuğunu alabiliyorsa
kucağına, dedeler de gitti demektir.
32 yaşında baba olunca, ne zaman dede olacaksın ve kaç
torunun olabilecek?
İstanbul Sözleşmesi, gelenek görenek, adet adına ne varsa
kökünü kazımayı vaat ediyordu.
Bu gerçekleşmiş gibi!
Anne-baba sayısı
iyice azalır, dede-nineler bitme noktasına gelirse…
Ne gelenek kalır, ne görenek ne de adet!
AVRUPA GENÇLEŞİYOR, BİZ İHTİYARLIYORUZ!
Bu arada…
Avrupalılarla karşı karşıya geldiğimizde, “Sizin nüfusunuz bitmiş oğlum!
Sokaklarınızda çocuk yok!
Böyle giderse, sosyal
güvenlik sisteminiz iyice çökecek… Biteceksiniz oğlum siz!” diye dalga
geçiyorduk ya…
O da gidiyor elimizden!
Avrupa Birliği ülkeleri, 2001-2021 yılları arasında ortalama
doğurganlık hızlarını yüzde 7 oranında arttırmayı başarmışlar.
Aldıkları tedbirler, uyguladıkları teşvikler işe yaramış
yani.
Bizde ise, femifaşistler, sapkınlar vesaire başarılı (!)
olmuş…
Aynı dönemde doğurganlık hızımızın yüzde 29, 2022 de ise
yüzde 31.9 düşmesi bunu gösteriyor!
Çakılıyoruz yani…
Çakılırız tedbir alınmazsa yani!
28 ŞUBATÇILAR NÜFUSUMUZLA UĞRAŞMIŞTI!
Meslektaşımız Nurullah
Alpay’ın www.haber7.com’ daki
haberinde “Türkiye’nin önündeki en büyük tehdit” ayrıntısıyla gözler önüne
serilmiş.
Çok kötü işler çok!..
İstediğin kadar siha, iha üret, savunma sanayini geliştir,
enerji kaynakları bul…
İnsan kaynağın sıkıntılıysa, neticeye varamazsın!
İki yönlü sıkıntı…
Birincisi, insanımız artık evlenmek istemiyor!..
İstese bile, geciktiriyor.
Evlense bile, çocuk yapmak istemiyor.
İstese bile “en fazla 2” diyor!
Birincisi bu:
Nüfusumuz alarm veriyor.
İkincisi ise:
Nüfusumuz içindeki oranları gittikçe azalan çocuklarımıza,
gençlerimize de, "millî"
eğitimi maalesef veremiyoruz!
Ne verebilmesi, bizlerde ne var ki!..
Hep lâf, hep lâf, hep lâf!..
Bizlerde olmayanı evlatlarımıza mı vereceğiz yani!..
PROJE TUTMUŞ!..
Meslektaşım Nurullah
Alpay, nüfusumuzun nasıl ve ne kadar büyük bir hızla yaşlandığını ortaya
koyan “Devlet Rakamlarını” önümüze
getirip, yorum isteyince…
Dedik ki…
“Bir önceki Aile
Bakanı Derya Yanık ‘Kıta Avrupası’ndan bile 4-5 kat hızlı yaşlanıyoruz! Zaten Sayın
Cumhurbaşkanımız da en az 3 çocuk çağrısını boşuna yapmadı!’ muhtevalı açıklamasıyla
durumun vahametine dikkat çekmişti.
Çekmişti de ne olmuştu?
Çare olarak ne koymuştu ortaya?
“Huzurevleri ve yaşlı rehabilitasyon merkezlerinin sayısı
hızla arttırılmalı!”
Çare bu!
Çok şeyler söyledik Nurullah
Alpay kardeşimize.
Feminizm, sapkın akımlar, televizyonlardaki “Devletimizin nedense seyirci kaldığı” femi-faşist, aile düşmanı yayınlar…
Süresiz nafaka…
Evlenmekten caydıran ithal kanunlar!...
Femifaşist baskılar…
Ve tabii geçim sıkıntısı!
Birçok şey söyledik…
En acısı da…
Şunları söyledik:
“28 Şubatçılar,
Yunanlılarla işbirliği yaparak nüfusumuzu azaltma programları uyguladılar!
O günlerde bunlara
çok karşı çıktık, çok mücadele ettik.
Bugün üzülerek
görüyoruz ki, 28 Şubat Projesi’nin aile-nüfus ayağı başarıya ulaşmış durumda!”
Ne yazık ki durum bu!
Sayın Cumhurbaşkanı, bakalım bu konuya da el atıp bazı
zararlı unsurları ayıklayacak mı?
Bu gidişe “Yeter
artık!” diyecek mi?
Nüfus felâketinin önüne geçmek için Sayın Cumhurbaşkanı’nın
inisiyatifi tamamen eline almasından başka bir yol yok!..
Bu işi halledemezsek…
Nüfus artış hızımızı düzeltemezsek, - Allah muhafaza -çok
kötü hallere düşeriz, çok!