Türkiye’nin model ihracı ve Rusya’daki gelişmeler
Dünyanın geldiği noktada toplumsal beklentiler ülkeler açısından daha önemli hale geliyor. Türkiye’de çok fazla gündem olmasa da Rusya’da rejim değişikliğine doğru giden enteresan gelişmeler yaşanıyor.
Devlet Başkanı Putin’in dördüncü dönem görev süresinin dolmasına daha 4 yıl olmasına rağmen Başkanlık ile Parlamento’nun güç dengesinin yeniden düzenlenmesine yönelik çalışmalar başlattığı bilgileri geliyor.
Medyaya yansıyann bilgilere göre uzun süredir Putin’in Başkanlık üzerinde bulunan bir kısım görevleri güçlendirilmiş Parlamento’ya devretmek için hazırlık yaptırıyor. Başbakan Medvedev’in hazırlıkların hayata geçirilmesi için Anayasa değişikliklerinin hızlandırılmasına yönelik istifa ederek Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcılığına getirildi.
Rusya’da sessiz sedasız uygulanmakta olan Fransa tipi yarı başkanlık sisteminden Meclis’in daha da güçlendirilmesini ön gören yeni bir sistem hazırlıkları başlamış bulunuyor böylelikle. Başkan Putin’in bu çerçevedeki açıklamalarının ardından Medvedev’in istifasını sunması ve hemen devamında Güvenlik Konseyine atanması bu açıdan önemli.
Rusya’nın yeni sistemin hazırlıklarını dünyada ki diğer uygulamaları da inceleterek yaptığı vurgulanıyor. Bu konuda Türkiye’nin uygulamaya koyduğu Cumhurbaşkanlığı Sisteminin kuvvetler ayrılığı hükümlerinin de masaya yatırıldığı bilgileri var. Özellikle Parlamentonun yasama hizmetleri alanında üstlendiği mutlak gücünün üzerinde durulduğu söyleniyor.
Bu kapsamda 16 Nisan referandumu ile değişen Anayasa maddeleri ve yeni sisteme göre Parlamentonun yüklendiği görevler konusunda akademik makaleler ve medyada kaleme alınan köşe yazılarının Rus Büyükelçiliği üzerinden toparlandığı bildiriliyor.
Bu köşenin sürekli takipçileri iyi bilir. Türkiye’nin 16 Nisan Referandumu ile kabul ettiği Cumhurbaşkanlığı Sistemi ayakları tam olarak oturduğunda dünyaya örnek olacağını vurguladık. Özellikle keskin olarak çizilen kuvvetler ayrılığı ile yasama ve yürütmenin görev sınırları sistemin işleyişinin ana noktasını oluşturduğunu yazdık.
Fakat aradan geçen üç yıl içinde Cumhurbaşkanlığı Sisteminin yürütmeyi temsil eden Başkanlık kanadının işlemesine rağmen Parlamento ayağının işlerliği sağlanamadı. Meclis’in “Yeniden Yapılandırılması” Anayasal hükümlere rağmen halen aksak olarak durmaktadır. Bu nedenle Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin oturmadığı algısı her geçen gün artıyor. Hatta Parlamenter sisteme geri dönülmesi tartışmaları gün geçtikçe artıyor.
Türkiye aslında dünyaya örnek bir sistem inşa ederken Meclis’in yeniden yapılandırılmasında yaşadığı gecikme ile tıpkı devrim arabasında olduğu gibi depoya yakıt koymadığı için başarısızlığına doğru gitmekte.
Türkiye’de bu yaşanırken Rusya’nın örnek aldığı “Güçlü Parlamento Modelini” bizden önce hayata geçirecek gibi görülüyor.
“Evin danası” muamelesi görülerek dikkate alınmayan bu köşedeki yazılarımızın hiç olmazsa bir başka ülke tarafından dikkate alınması ile avunmakla yetineceğiz galiba.
Kalın sağlıcakla…