Türkiye'nin ikbaline dair
15 yıldır neredeyse gece güngüz her alanda; ülkenin
gidişatını gözlemliyor ve milim milim değerlendirererek fotoğrafın tamamını
görmeye çalışıyorum. Tabi Türkiye gibi stratejik bir coğrafyada olan ülkelerin
yaşadığı zorluklar yüksek düzeyde olsa da çok büyük avantajları da olabiliyor.
Tarih, krizi fırsata dönüştürenlerin başarısına tanıklık ediyor. Dönelim
konumuza: Türkiye’nin geleceği.
Sadece bir örnek üzerinden yola çıkacak olursak, neredeyse
tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede gayrimüslimlere ait ibadethane ve
kültürel yapıların restorasyonuna yüz milyonlarca lira harcanıyorsa bu durum
bir ülkenin tebaasına dair ne kadar özel ve değerli bir yaklaşımdır. Bu
örnekleri yüzlerce çoğaltabiliriz.
Sağlık, ulaşım, sanayi, bilim vs. bu alanlarda da sayısız
örnek verilebilir zaten çoğunu kamuoyu yakından izlemektedir. Bu alanlardaki
gelişmeler hayati derecede ehemmiyet arz etmektedir lakin temel bir mesele
önemlidir, önemden ziyada hayatidir. Nedir bu? Şudur: Bu ülke belki iki
yüzyıldır yitirdiği özgüvenini yeniden buldu. Bunu yüzlerce trilyon dolar ile
alabilmek mümkün bile değildir. Ataletin ölü toprağını üzerinden atan
insanımızın bilinci bizi yeni asırlara çok daha güçlü bir vizyon ve misyon ile
taşıyacaktır. Bugün yeni mezun olmuş bir mühendisimizi Aselsan’ın başına
getirseniz, ilimi-bilimi referans alarak cihanşümul hedeflerimize tarifsiz bir
gayretle koşacaktır. Maden politikamızı yönlendirebilecek ne cevherler olduğunu
yakinen biliyor ve tanıyorum. Vs.
İnsanımızın dünyasında yakılan ışık tarifsizdir. Bir söz
vardır: ‘‘Bir uyanık çıkar ve tüm uyuyanları uyandırabilir.’’ Milletimizin gözü
açılmıştır, gönlü gözünden daha çok açıktır, milyonlarca mülteciye on yıldır
gece gündüz her alanda hizmet eden koca bir ulusun taşıdığı medeniyet bilinci
bizi tarih sahnesine her zamankinden daha ulu bir duruş ile çıkaracaktır.
Batmaya çoktan başlamış sömürge ruhlu bâtıl devletçiklerin devri artık
kapanmıştır. Artık saz da bizde, söz de bizim. Artık av da bizim, toy zaten
bizim. Nesillerimizin yetiştiği ve yetişeceği ufuk alanını daha fazla
genişleterek, onlara yaşadıkları çağın bütün imkanlarını sunarak, tarihsel ve
kültürel mirasının derinliğini de yeniden hatırlatarak daha büyük bir tefekkür
ile hayal bile edemediğimiz bir refah dönemi duruyor önümüzde. Elbette
tereyağından kıl çeker gibi olmayacak, lakin bize biçilen gömleğin, çizilen
haritanın dikiminden ve çiziminden de daha zor olmayacaktır hedeflerimize
ulaşmak. Eğitimici Sadık Karayel beyin de dediği gibi ‘‘artık ok yaydan çıkmış
ve ülkemizin gidişatı her zamankinden daha iyi olacaktır.’’
Suni tartışmaları, sığ bakışları bir kenara bırakmakla
kalmayacak, istikbalimizin aydınlatılmasında evlatlarımıza en ufak bir katkısı
olmayan her eylem ve söylemi müfredatlarımızdan söküp atmalıyız. Hedefimiz fen,
ilim ve bilim. Hayalimiz hayal edebildiklerimizdir. Emellerimiz zihnimize
sığdırabildiklerimiz kadardır. Gayretimiz davamızın büyüklüğü kadar olmalı.
Yolu yokuşuyla sevmeliyiz. Güle ulaşmak varsa sonuçta, dikenler bizim kamçımız
ve dermanımız. O halde yeni bir solukla ayağa yeniden kalkan bu ülkenin
imkanlarını sonuna kadar gerçekleştirmek hepimizin omuzlarında bir şeref
borcudur. Kuş uçmaz kervan göçmez diye tabir edilen bir köyde yetişen ama büyük
bir devlet ve medeniyet bilincinin hayallerini kuran gençlerimize büyük
imkanları daha fazla sunacak ve görevlerimizin erdemini fark edeceğiz.
Evet ülke sathında bir bilinç devrimi gerçekleşmiştir.
Fotoğraf netleşiyor. Müreffeh bir ülkenin temel taşları yerli yerinde
oturmuştur. Bu imkan ve kabiliyetle odaklanılan zafer, yani insanımızın daha
fazla huzur ve müreffeh içinde yaşama talebi yerini buluyor-bulacaktır. Bizi
çağıran tarih perspektifinden geri durmayacağız. Gönül coğrafyamız kadar geniş
olan sınırlarımızın siyasal hudutlarımızdan müteşekkil olmadığını ARTIK ruhen,
aklan, kalben, madden ve manen biliyoruz. Bildiklerimizi hayata geçirmek için
kaybedecek değil saatler, bir tek lahzamız bile yoktur. Gönlümüzdeki bu emel,
omuzlarımızdaki bu efsanevi sorumluluk Türkiye’nin geleceğini
şekillendirecektir. Bu ülke bizim tarifsiz misyonumuzdur. İkbalimiz
ellerimizde, yeni nesiller bu ülküyü hiçkimsenin hayal bile edemediği yerlere
taşıyacaktır, çünkü bugün zincirler kırılmıştır, suni engeller kaldırılmış,
ülkemiz ve insanımızın önündeki prangalar kırılmıştır. Aklımızı, milletimiz ve
medeniyetimizin kodlarından alıyor ve bugünkü frekansımız ruh köklerimizden
gelen kodlarımızla uyuşuyor. Emin olun ülkemizin yüce yükselişi sekteye
uğratılamayacaktır. Biiznillah.