Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
05 Haziran 2023

​Türkiye'nin dostları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde gelecek beş yılımızı emanet edeceğimiz bakanlar görevlerine başladılar. Başkan Erdoğan’ın göreve başlama töreni yeni dünya sisteminin ağırlık merkezi hakkında bizlere ipuçları verdi. İngiltere Kralı Charles’in 6 Mayıs’ta yapılan taç giyme törenine katılmayan ne kadar lider varsa Erdoğan kutlamak için Beştepe’ye koştular.

Batı adına NATO Genel Sekreteri Stoltenberg dışında üst düzey kimsenin bulunmadığı törende İslam ülkeleri başta olmak üzere Asya, Afrika, Güney Amerika’daki dünya mazlumlarının temsilcileri Erdoğan’ı tebrik etmek için birbirleriyle yarıştılar. CIA’nın operasyonlarıyla deviremediği Venezuela lideri Maduro, Erdoğan gibi Soros’un altılı masasını mağlup eden Macaristan Başbakanı Urban, Dünyanın yıllardır haksız yere izolasyon uyguladığı KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, tek millet iki devlet şiarıyla Karabağ’ı işgalden kurtaran Azerbaycan lideri Aliyev, Özbekistan başkanı Mirziyoyev, Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev gibi 21 devlet başkanı Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile birlikte 13 başbakan, Çin ve Rusya Meclis başkanlarının aralarında olduğu 12 ülkenin meclis başkanı, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile birlikte 45 ülkeden bakan törende hazır bulundu. Türk Devletler Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi 8 uluslararası kuruluşun temsilcisi Türk halkının sevincine ortak oldular. Maduro’nun el açarak Türkiye için dua etmesi ile Paşinyan’ın Aliyev’in arkasındaki protokol sırası sosyal medyayı salladı.

Macaristan başbakanı Orban, seçim günü Erdoğan’ın başarısı için sabaha kadar dua ettiğini açıkladı. Her ne kadar açıktan Erdoğan’a karşı tavır alsalar da, ABD’li abilerinden izin alamadıkları için Erdoğan’ın yanında görünmek istemeseler de kara Avrupası ülkelerinin liderleri de Erdoğan’ın başarısı için dua ettiklerinden emin olabilirsiniz. Ukrayna savaşı ile ABD’nin boyunduruğu altına giren AB’nin yularının gevşemesi için de Erdoğan’ın başarısına ihtiyaç var. Ucuz Rus gazı yerine ABD’nin kaya gazıyla ekonomisi allak bullak olan Almanya’nın savunma bakanı Boris Pistorius, Asya-Pasifik’te meydana gelebilecek herhangi bir çatışmanın tüm dünyayı etkileyeceğini belirterek, "Asya-Pasifik ülkelerinin 21'inci yüzyılı şekillendireceği çok açık" diyerek ABD’nin çatışmalarla hegemonyasını sürdürme politikalarının yanlış olduğuna vurgu yaptı.

Türk dünyası ve Asya’nın mazlumlarının canı gönülden Erdoğan’ı tebrik etmesinin arkasındaki sebep, bölgede oluşabilecek her türlü çatışma riskini durdurabilecek potansiyel gücün Türkiye’de olması. Erdoğan’ın liderliği ile tanışan Afrikalılar Fransa gibi sömürgecilerine artık size ihtiyacımız yok diye meydan okuyabiliyorlar.

Ukrayna savaşında tarafsızlığı ile Rusya’nın da Ukrayna’nın da güvenini kazanan Erdoğan liderliğindeki Türkiye, yeni ABD-Rusya çatışma alanı olarak gösterilen Balkanlarda da ağırlığını koydu. Kosova’da muhtemel çatışmaları önlemek için komandolarımız NATO’nun isteği üzerine görev başı yaptılar. Erdoğan’ın yemin ettiği gün ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns'ün Yunanistan'daki temaslarındaki amaçlardan birinin de Ukrayna’dan sonra Kosova’da da fitne ateşinin yakılması girişimi. Türkiye’yi F-16 konusunda oyalayan ABD yönetimi, Yunanistan’a F-16 verilmesini kabul etti, F-35’ler konusunda da 2028 tarihinin verildiği biliniyor. ABD, Suriye’de terör devleti kurma girişimini sürdürürken Türk-Yunan dengesini de Yunanistan lehine bozmak için elinden gelen here şeyi yapıyor.

Batı’nın ısrarla İsveç’in üyeliğine Türkiye ve Macaristan’ın onay vermesi konusunda baskılarına rağmen her iki ülke de direnişini sürdürüyor. Stoltanberg Erdoğan ile görüşmesinden umduğunu bulamamış olacak ki Kosova’ya asker gönderme konusunda teşekkür ederken, 11-12 Temmuz Vilnius Zirvesi öncesinde İsveç’in üyeliği konusunda tek kelime bile etmedi. Stoltanberg tavşana kaç, tazıya tut diyeceğine, çıkardığı terör yasasına rağmen terör örgütünün gösterilerine göz yuman İsveç’i hizaya getirmeyi denemesi gerekiyor. NATO istediğini elde etmek istiyorsa bundan böyle baskıları Türkiye’ye değil İsveç’e yönlendirmesi gerekiyor.

Önümüzde bekleyen riskleri ekonomi, güvenlik ve dış politika diye sıralayabiliriz. Ekonominin vitesine getirilen Şimşek’in “Türkiye’nin rasyonel bir sürece dönme dışında seçeneği kalmamıştır” açıklamasının, bugüne kadar uygulanan politikanın irrasyonel olduğuna işaret anlamına gelebileceğini, 2018’de gitmeden önce faiz artırımı konusunda ısrarının maliyetini milletin unuttuğunu düşünebilir. Şayet Şimşek, para batıda biz de onların kuralına göre oynayacağız derse, yandı gülüm keten helva. Erdoğan’a kaybettirmek isteyen Londra tefecilerinin ekmeğine yağ sürer. Yok borsaya batılı girişinin önünü açarsa kur üzerindeki baskı azalır ekonomi yönetiminin eli güçlenir. Türkiye, üretim ekonomisinden vazgeçip faiz ekonomisine dönerse bu durumda yılladır bu ülkenin ödediği bedellerin bir anlamı kalmaz. Türkiye’nin batının kurallarına ihtiyacının kalmayacağı Türk dünyasının kendi İMF’sini kurma aşamasına geldiği bir başka gerçekliğimiz. Yani Şimşek batının politikalarını Erdoğan'a kabul ettirirse işimiz var, yok Erdoğan Şimşek’e kendi politikalarının batı nezdinde meşrulaşmasını sağlama misyonunu verirse Türkiye, batıda da doğuda da sözü dinlenen küresel bir güç haline gelir. Açıklanan yeni bakanlar kurulu Türkiye’nin potansiyelini göstermesi bakımından önemli. Ellerinde küresel sermaye gibi bir silah olmasına rağmen Biden’in dostları yine kaybetti. Gelecek, Asya Pasifikte, gelecek Afrika’da, gelecek Türk dünyasında, gelecek İslam dünyasında. Her türlü engellemeye rağmen bu yüzyılı Türkiye’nin dostları şekillendirecektir. Vesselam….