Türkiye'nin dinamizmini öldüremezler
Aşağı yukarı 10 gündür yollardayım. Ramazan bayramı vesilesiyle çıktığım il dışı yolculuklar Ve iş gereği yaptığım seyahatlerde şunu bir kez daha gördüm ki Türkiye sanıldığından daha büyük, daha güçlü ve daha dinamik bir ülke. Genç nüfusu, tabiatının güzelliği, coğrafi üstünlüğü, ulaşım imkanları ve insanının üretim gücüyle Türkiye geleceğine ümitle bakmak zorunda. Canımızı sıkan, bizi ümitsizliğe sevkeden herşeye rağmen dik durmak, çalışmak ve azimli olmak zorundayız. Gerçekten bu ülke çok güzel ve çok güçlü, buna inanalım.
Son günlerde Türkiye'de yaşanan terör olayları maalesef' "yine eski günlere mi dönüyoruz?" sorusunu sordursa da Türkiye'nin bunun da üstesinden geleceğini düşünerek akl-ı selimimizi kaybetmemek zorundayız. Çatışmanın, gerginliğin, kavganın bu ülkeye hiç bir şey kazandırmadığını tekrar hatırlayarak kardeşliğimizi, bütünlüğümüzü bozacak tutum ve fiillerden toplum olarak kaçınmak zorundayız.
Son günlerde yapılan askeri hareketleri HDP ağzıyla değerlendiren Kürt kardeşlerimizin oturup bir kez daha düşünmelerinde yarar var. Ankara-Istanbul seyahatinde tesadüf ettiğim Mardinli bir kardeşimizin bu yöndeki çekincesinde ne tür bir haklılık olabileceğini defalarca gözden geçirdim ve tekrar faal hala gelen bir terör örgütü karşısında devletin başka bir şansının kalmadığına kanaat getirdim. Sivil hedeflere yönelmeden devletin terörle mücadeleye ilişkin attığı her adım meşrudur ve bu kararlılıktan vazgeçmemesi lazımdır. Çünkü şu bir kez daha anlaşılmıştır ki silahların gölgesinde çözüm aramak artık aptallıktan başka bir şey değildir.
Burada kaybeden HDP ve PKK dır. Kürt siyaseti içinden geçtiği imtihanı maalesef kaybetmiştir. PKK'nın kanlı eylemlerinin arkasında duran bir HDP artık Kürt sorunu hakkında sivil siyaset imkanını kaybetmiştir. Söyleyeceği söz kalmamıştır. Artık aklı başında her kürdün ve türkün bu gerçeği görmesi lazımdır. PKK ve HDP artık çözüm sürecinin yürütülmesi noktasında muhatap kabul edilmekten çıkarılmalıdır. Bu sürecin tek muhatabı sivil Kürt halkıdır, sahtekar temsilcileri değildir.
Üstelik Türkiye sadece Güneydoğuaanadolu bölgesinden ibaret değil. Bu ülke bütün coğrafi imkanları ve potansiyelleriyle bir bütün ve parçalanması mümkün olmayan bir bütün. Bu bütünlüğün içerisinde adına Kürt sorunu denen sorunun merkezi haline gelen topraklar da ülkenin sadece belki onda biri. Terörü bir mücadele aracı olarak seçenler şunun farkında değiller ki bu ülkede sadece Kürt vatandaşlardan ibaret değil. Üstüne üstlük bu ülkede ezilenler sadece kürtler olmadı. Dindarlar ve diğer başka bazı toplumsal kesimler de zulüm gördü ve ezildi.
Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneden siyasi Kürtçülere tavsiyem ülkeyi doğudan batıya güneyden kuzeye en az bir kez dolaşın bu ülkenin sadece sizden ve sizin sorunlarımızdan ibaret olmadığını göreceksiniz. Bir şeyi daha göreceksiniz ki Sizden başka herkes de en az sizin kadar silahların susmasını ve kan dökülmemesini istiyor. Artık sizi kandıran ve kullananları sorgulama zamanı geldi de geçiyor.
Başta ifade ettiğim gibi Türkiye gerçekten çok güçlü çok zengin ve çok dinamik bir ülke. Bu dinamizm de öyle bir kaç teröristin eylemiyle kaosa sürüklenecek kadar da zayıf değil. Bu toplum da barışı elinin tersiyle itecek kadar akılsız ve geri değil.
Kanlı eylemleriyle tekrar sahneye çıkan terör örgütünün bütün saldırı ve cinAyetlerini meşru görerek çözüm sürecininin bitirilmesinden devleti ve hükümeti sorumlu tutan Demirtaş da en az bir kez yüreği yetiyorsa Yozgat'a, Trabzon'a, Kütahya'ya, Edirne'ye, Sakarya'ya giderek ülkenin sadece kendilerinden ibaret olmadığını görmelidir. Anakarada muhkem kürsüler arkasından konuşmak kolaydır, gel bir de yüzün varsa insan içine çık da senin gibi düşünmeyenlerin ne demek istediğini duymaya çalış! O zaman Türkiye'nin büyüklüğünü göreceksin.