Dolar (USD)
34.53
Euro (EUR)
35.97
Gram Altın
3000.23
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
19 Ocak 2022

Türkiye'nin bölgedeki rolü değiştirilemez

BAŞKAN Erdoğan’ın 17 Ocak Pazartesi günü Arnavutluk’a gerçekleştirdiği günü birlik ziyaretin yankıları hâlâ sürüyor. Hatırlanacağı gibi 2019’da Arnavutluk’ta meydana gelen depremde evleri yıkılanlar olmuştu. Türkiye, Arnavutluk’la beraber deprem konutları yapmış ve Başkan Erdoğan anahtar teslim töreni için gitmişti.

Türkiye’nin bu bölgeye gerek geçmişteki katkıları, gerekse inşa ettiği mekânlar sebebiyle her türlü saygıyı hak etmektedir. Zira insanla mekân arasında bir ilişki kurulduğunda ilk akla gelen ‘’ev’’dir. Bilindiği gibi Müslümanlara göre ilk ev Kâbe’dir.

Aşağı yukarı bütün kültürlerde evin ifade ettiği anlam, sadece somut fiziki mekâna tekabül etmez. Ev soyut anlamda sıcaklığı, sevgiyi, paylaşmayı, güveni, özgürlüğü, umudu, geçmişi geleceği ifade eder. İnsanoğlu inşa faaliyetlerini bir zaman diliminde sürdürse de, anılarımızı belleğimizde canlandıran mekândır.

Güvenli sığınak ev

Dolaysıyla ev teriminin insanın iç dünyasında uyandırdığı duygu, duvarlarla sınırlanmayacak kadar derindir. Hiç şüphesiz eve derin anlam katan ailedir. Çünkü Tarih boyunca insanoğlunun en güvenli sığınağı aile olmuştur. Ailemizle yaşadığımız veya yaşayacağımız acı, tatlı anılarımız ve şiirsel imgelerimiz bir evin içinde gelişir.

Aile, aynı anda birçok görevi icra eder. Zira aile toplumun en küçültülmüş hâli veya özetidir. Bir toplum içinde yaşamayı ilk olarak aile içinde deneyimleriz. Aitliği ifade eden ‘’biz’’ duygusu aile içinde gelişir.

Bu bağlamda Türkiye’nin Arnavutluk’ta inşa ettiği yaşama mekânları çok anlamlıdır. Türkiye, bu faziletli ve erdemli faaliyetiyle genelde bütün dünyaya hepimiz Âdemin çocuklarıyız mesajını en güçlü bir şekilde vermiştir. Özelde de ise, iki ülke halklarının belleğinde var olan dostluk, dayanışma ve paylaşma duygusunu daha da pekiştirmiştir.

Balkanlara sadece şiddet olaylarına sahne olduğu zaman ilgi gösteren batı medyası, Türkiye’nin inşa faaliyetinin altında kötü bir niyet aradı. Nitekim iki liderin ortak basın toplantısında, Arnavut vatandaşı olan gazeteci bir hanım Başkan Erdoğan’a: ‘’Arnavutluk’a verdiğiniz desteklerden dolayı kazancınız olacak mı?’’ sorusu Batı medyasının etkisini yansıttı.

Hâlbuki bu bireysel olarak; Müslüman Türk halkının paylaşmayı esas alan cömertliğini, iyiliği emreden inancını, insanı seven asil ruhunu, Kurumsal olarak; bölgesel ve küresel planda barış ve adaleti esas alan Türk Dış politikasını temsil etmektedir.

Gerçek dost nedir?

Türkiye, tarihin her döneminde hem sevinçte hem de kederde devamlı Balkanların yanında olmuştur. Başkan Erdoğan: ‘’Gerçek dost çağrılmadan koşandır’’ ifadesi bu gerçeği ifade etmektedir.

Türkiye’nin karşılıklı hakları gözeten dış politikası, Balkanların ekonomik gelişmesine katkısı kesinlikle olacaktır. Balkanları sadece kuşatma alanı olarak gören sömürgeciler, Türkiye’nin bölgedeki rolünden elbette rahatsız oldular. Ancak Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ‘’Türkiye’nin bölgedeki rolü değiştirilemez’’ diyerek tarihe önemli bir not düşmüştür.