Türkiye'nin bölgedeki rolü değiştirilemez
BAŞKAN Erdoğan’ın 17 Ocak Pazartesi günü Arnavutluk’a gerçekleştirdiği günü birlik ziyaretin yankıları hâlâ sürüyor. Hatırlanacağı gibi 2019’da Arnavutluk’ta meydana gelen depremde evleri yıkılanlar olmuştu. Türkiye, Arnavutluk’la beraber deprem konutları yapmış ve Başkan Erdoğan anahtar teslim töreni için gitmişti.
Türkiye’nin
bu bölgeye gerek geçmişteki katkıları, gerekse inşa ettiği mekânlar sebebiyle
her türlü saygıyı hak etmektedir. Zira insanla mekân arasında bir ilişki
kurulduğunda ilk akla gelen ‘’ev’’dir.
Bilindiği gibi Müslümanlara göre ilk ev
Kâbe’dir.
Aşağı
yukarı bütün kültürlerde evin ifade
ettiği anlam, sadece somut fiziki mekâna tekabül etmez. Ev soyut anlamda sıcaklığı, sevgiyi, paylaşmayı, güveni, özgürlüğü,
umudu, geçmişi geleceği ifade eder. İnsanoğlu inşa faaliyetlerini bir zaman
diliminde sürdürse de, anılarımızı belleğimizde canlandıran mekândır.
Güvenli
sığınak ev
Dolaysıyla
ev teriminin insanın iç dünyasında
uyandırdığı duygu, duvarlarla sınırlanmayacak kadar derindir. Hiç şüphesiz eve derin anlam katan ailedir. Çünkü Tarih
boyunca insanoğlunun en güvenli sığınağı aile olmuştur. Ailemizle yaşadığımız
veya yaşayacağımız acı, tatlı anılarımız ve şiirsel imgelerimiz bir evin içinde
gelişir.
Aile,
aynı anda birçok görevi icra eder. Zira aile toplumun en küçültülmüş hâli veya
özetidir. Bir toplum içinde yaşamayı ilk olarak aile içinde deneyimleriz.
Aitliği ifade eden ‘’biz’’ duygusu
aile içinde gelişir.
Bu
bağlamda Türkiye’nin Arnavutluk’ta inşa ettiği yaşama mekânları çok anlamlıdır.
Türkiye, bu faziletli ve erdemli faaliyetiyle genelde bütün dünyaya hepimiz
Âdemin çocuklarıyız mesajını en güçlü bir şekilde vermiştir. Özelde de ise, iki
ülke halklarının belleğinde var olan dostluk, dayanışma ve paylaşma duygusunu
daha da pekiştirmiştir.
Balkanlara
sadece şiddet olaylarına sahne olduğu zaman ilgi gösteren batı medyası, Türkiye’nin
inşa faaliyetinin altında kötü bir niyet aradı. Nitekim iki liderin ortak basın
toplantısında, Arnavut vatandaşı olan gazeteci bir hanım Başkan Erdoğan’a: ‘’Arnavutluk’a verdiğiniz desteklerden
dolayı kazancınız olacak mı?’’ sorusu Batı medyasının etkisini yansıttı.
Hâlbuki bu bireysel olarak; Müslüman Türk
halkının paylaşmayı esas alan cömertliğini, iyiliği emreden inancını, insanı
seven asil ruhunu, Kurumsal olarak; bölgesel ve küresel planda barış ve adaleti
esas alan Türk Dış politikasını temsil etmektedir.
Gerçek
dost nedir?
Türkiye,
tarihin her döneminde hem sevinçte hem de kederde devamlı Balkanların yanında
olmuştur. Başkan Erdoğan: ‘’Gerçek dost
çağrılmadan koşandır’’ ifadesi bu gerçeği ifade etmektedir.
Türkiye’nin
karşılıklı hakları gözeten dış politikası, Balkanların ekonomik gelişmesine
katkısı kesinlikle olacaktır. Balkanları sadece kuşatma alanı olarak gören
sömürgeciler, Türkiye’nin bölgedeki rolünden elbette rahatsız oldular. Ancak
Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ‘’Türkiye’nin
bölgedeki rolü değiştirilemez’’ diyerek tarihe önemli bir not düşmüştür.