Türkiye'nin 'bağımsızlığı' hedefte!
Son birkaç haftadır ABD ve İsrail basınında diplomatik ahlaksızlık denilebilecek bir saldırı operasyonu var. MİT Müsteşarı Hakan Fidan hakkında Washington Times, Wall Street Journal, Washington Post ve bir çok İsrail gazetesinde hakaret, iftira ve tehdit içerikli yazılar yayınlandı.
Öyle ki İsrail gazetesi Jewish Press, "Hakan Fidan bir sabah arabasında özel bir sürprizi hak ediyor" diyerek içindeki Siyonist operasyonculuğu gizleyemedi.
***
Neocon'cu operasyonun arkasında İsrail'in olması sürpriz değil.
İsrail Türkiye'den önce "Van Münit" şamarını yedi. Ardından uluslararası sularda Mavi Marmara gemisindeki sivilleri katleden İsrail, dünya kamuoyunun gözünden düştü. Ve en son İsrail, tarihinde ilk defa bir şey yaptı. Türkiye'den özür dilemek zorunda kaldı.
***
Hakan Fidan 2010 yılında MİT Müsteşarlığına getirildi. Bağımsız ve aktif dış politika, artık MİT'in yeni vizyonuydu. MİT'in gözlerini 'iç hainler'den 'dış hainlere' çevirecek ilklere imza attı.
MOSSAD'ın elini kolunu sallayarak operasyon üssü haline gelen Türkiye artık yoktu.
Göreve geldiği günden bu yana Fidan ismi üzerinden kaç operasyon yapıldı düşündünüz mü?
İsrail'in Fidan düşmanlığını daha göreve gelmeden öğrendik. Ben içerideki Hakan Fidan düşmanlarının operasyonlarından bahsediyorum.
İmralı sızdırması, Uludere faciasını MİT'e yıkma operasyonu ve 7 Şubat 2012 operasyonu hatırladıklarımız! Şimdi de ABD-İsrail medyası odaklı küresel operasyon!
***
Bütün mesele yeni Türkiye'nin "Bağımsızlık" talebidir.
Dış politikadaki bağımsızlık talebi özellikle ABD-İsrail ekseninde dehşet rahatsızlık yarattı.
Bir asırdır bölgeyi yönetenlerin haritalarında "İç çatışma" konsepti, oyunların ana temasını oluşturmuştu hep.
Ülkemizde de yüz yıllık oyunun adı "Kürt-Türk kavgası" idi.
Cumhuriyet döneminde 29 Kürt ayaklanmasının olması ve 30 yıllık kanlı PKK süreci bu oyunun devamıydı.
***
Hakan Fidan'ın ismi özellikle Suriye meselesi ve Çözüm süreci konularında öne çıkıyor.
Suriye konusunda "Esed'li çözüm"de anlaşan dünyanın iki kutbu (ABD-Rusya), Türkiye'nin "bağımsız" duruşundan hazzetmiyor.
Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş şöyle diyor: "Hedef Fidan değil Başbakan Erdoğan ve hükümetin dış politikaları. Türkiye'nin, Esed'siz bir Cenevre konferansı konusundaki ısrarı gibi konulardaki rezervlerini kırma gayretidir!"
Fidan'a saldırıda, "Esed'li çözüm" konusuna yanaşmayan Türkiye'ye mesaj var.
***
Arap Baharı süreciyle birlikte birçok ülkede İhvan-ı Müslimin ve onun çizgisindeki barış yanlısı sivil ve demokrat hareketler Türkiye modelini örnek alarak yönetime talip oldu.
Buna hazırlıksız yakalanan Batılı egemenler, "İhvan her yerde kazanıyor" diyerek düğmeye bastı.
Libya'yı Fransızlara, Suriye'yi Ruslar'a, Irak ve Mısır'ı ise ABD'nin insafına terkettiler.
Şimdi de "Türkler kürtlerle barışıyor" telaşına düştüler.
Özellikle Türkiye'nin şu dört hamlesinden rahatsızlar;
-Suriye konusunda kirli uzlaşmaya ortak olmayan,
-BM'ye açıktan rest çeken,
-İsrail'e yanaşmayan
-ve iç barışını sağlamak için harekete geçen Türkiye egemen devletleri küplere bindirdi.
Dolayısıyla Suriye ve Mısır emperyalist medyanın gündeminden çıktı ve aniden hedef Türkiye oldu!
***
En önemlisi de İspanya'nın, İngiltere'nin, Fransa'nın, Belçika'nın, Almanya'nın sağladığı iç barışı Türkiye'nin sağlama yoluna girmesi Batılı egemenleri müthiş ürkütüyor.
"Herkes barışsın ama Türk Kürt'le barışmasın" diyorlar.
Çözüm süreci başladıktan kısa bir süre sonra sokakların ateşe verildiği Gezi Kalkışması'na alkış tutmalarının, mezhebi ayrışma üzerine oynamalarının sebebi bu!
***
Başbakan ameliyat masasında iken 7 Şubat 2012'de Fidan'ın ifadesini alıp tutuklamaya kalkıştılar. Daha sonra Başbakan Erdoğan "Hakan Fidan benim sır küpümdür" demiş ve eklemişti "O'na emri ben verdim, alacaklarsa beni alsınlar!"
Hakan Fidan sadece bir bürokrat ismi değil Yeni Türkiye'nin "Bağımsızlık" ilanının anahtarıdır!