Türkiye'de Yabancı Yatırımlar
Küreselleşmenin neticesinde "Sermayenin Milliyeti" kavramının ortadan kalkmasına bağlı olarak şirketler arası ilişkiler artmış ve bunun neticesinde "çokuluslu şirketler" diğer bir ifade ile "ulus ötesi şirketler" ortaya çıkmıştır.
Buna bağlı olarak yabancı ülkelerdeki yatırımların incelenerek değerlendirilmesi ile doğrudan yabancı yatırımlar bu şirketler aracılığıyla gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
Türkiye'de yabancı sermaye ile ilgili olarak kabul edilen ilk yasal düzenleme 1954 yılında çıkarılan ve oldukça liberal bir düşünce ile hazırlanmış olan 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunudur.
Türkiye gelişmekte olan ülkeler kategorisinde yer almakta.
Gelişmekte olan ülkelerde istikrarlı bir büyüme için gerekli ve önemli unsurlardan biri, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarıdır.
Bu açıdan değerlendirildiğinde doğrudan yabancı yatırımlara ihtiyacı olan bir ekonomiye sahibiz.
Ancak Türkiye doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını cezbetmede hem nüfus bakımından hem de ekonomik büyüklük bakımından gerekli düzeyde bir pay alamamıştır.
1970-2011 arasında gelişmekte olan 122 ülkeye gelen yıllık doğrudan yabancı yatırım, ülkelerin GSYH'lerinin % 2.09'u.
Türkiye'ye ise son 12 yılda gerçekleşen yüksek tutarlara rağmen bu oranın sadece dörtte biri (% 0,52) kadar yabancı sermaye girişi oldu.
DPT, Hazine Müsteşarlığı ve Ekonomi Bakanlığı verilerine göre 1950 ile 2002 arasında Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı sermaye yatırımı 15,1 milyar USD.
Aynı kurumların verilerine göre 2003-2015/Temmuz arasında ülkemize giriş yapan doğrudan yabancı sermaye yatırımları ise 157,9 milyar dolar.
2003-2014 yılları arasında ülke ekonomimizin çektiği DYSY/GSYH oranı, yukarıda verdiğimiz ortalamaya çok yakın:
Yıl | GSYH (USD) (1.000.000.000) | DYSY (USD) (x1.000.000) | DYSY/GSYİH (%) | Gelişmekte Olan Ülkeler Ort. (%) |
2003-2014 | 7.626 | 148,2 | 1,94 | 2,09 |
Doğrudan yabancı sermaye yatırımları imalat ve öz sermaye veya gayrimenkul alımı için ülkelere giriş yapmaktadır.
Bu sebeple doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkemize girişi önemli olduğu kadar; bu girişin amacı da önemli.
Yani imalata yönelik yatırım için mi, gayrimenkul alımı için mi geldiği önem arz etmektedir.
İmalat için gelen yabancı sermayenin ek istihdam, bilgi ve bilgi birikimi, teknoloji, yurtiçi hasılaya katkı, ödemeler dengesini pozitif etkileme gibi faydaları var.
Gayrimenkul alımı nedeniyle gelen yabancı sermayenin olumlu etkileri olmakla beraber yeterli rantı görmesi halinde ülkeden çıkma riski de bulunmakta.
Son 6 yıla baktığımızda doğrudan sermaye yani imalat veya öz sermaye için giriş yapan yabancı paranın daha yoğun olduğunu görüyoruz.
2010 | 2011 | 2012 | 2013 | 2014 | 2015/Ocak-Temmuz | |
Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (Net Yükümlülük Oluşumu)* | 9.099 | 16.176 | 13.282 | 12.457 | 12.589 | 9.715 |
Uluslararası Doğrudan Sermaye | 6.221 | 14.146 | 10.126 | 9.298 | 8.447 | 7.084 |
Tasfiye | 35 | 1.991 | 633 | 568 | 261 | 329 |
Gayrimenkul (Net) | 2.843 | 2.028 | 2.523 | 2.591 | 3.881 | 2.302 |
* TCMB tarafından yayımlanan ödemeler dengesi istatistikleri altındaki uluslararası doğrudan yatırım verileri IMF Altıncı El Kitabına göre düzenlenmiştir. |
Tabloda da görüleceği üzere son altı yılda ülkemize gayrimenkul alımı için gelen doğrudan yabancı sermayenin payı % 22,69.
Buna karşılık imalat veya öz sermaye olarak giriş yapan doğrudan yabancı sermayenin payı ise % 75,45 olarak gerçekleşmiş.
Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunun çıkarıldığı 1954 yılından 2015 yılına kadar değerlendirildiğinde şu sonuç çıkarılabilir:
2002 ve öncesinde; Doğrudan Yabancı Sermaye, Türkiye'ye Yabancı Kalmış!u2026