'Türkiye'de terör spora da mı bulaştı'
Yukarıdaki başlığı okuyunca canınız sıkılabilir, gazeteyi elinizden atabilirsiniz ama durun bakalım. Yazının devamını da okumalısınız. Hemen karar vermemek ve karamsarlığa düşmemek lazımdır. Toplumsal problemler elbirliği ile çözülür yeter ki bilinçli ve bilgili olalım, birbirimize kenetlenelim.
Sözünü ettiğimiz yukarıdaki başlık bize ait değildir. İsviçre'nin önde gelen gazetelerinden "LE MATİN"e ait. Mehmet TOPAL'ın yaşamış olduğu talihsiz silahlı saldırıyı manşetine taşıyor. Yorum da yapan gazete bu elim olayı gündemine almış, okuyucularına duyurmuştur. Gazete "Siyasi otoritenin spora da bulaşan terör konusunda neler yapacağını merak ediyoruz" diye yazı kaleme alıyor.
Terörün her türüne karşı olduğumuzu söylüyoruz. Bilelim ki ideolojik, etnik ve dinsel terör arasında farklılıklar vardır. Türkiye'miz, maalesef, her üç çeşit terör şiddetini yaşıyor ve onlara muhattap oluyoruz. İdeolojik terörü belirli bir sürede çökertmek mümkündür ama dinsel ve etnik terör uzun sürelidir ve farklı psikososyal yaklaşımları gerektirir.
Sporu ve özellikle futbolu propoganda aracı gören terör örgütleri eylemleri için de aynı yolu seçebilirler. Bu gibi eylemleri propoganda amacı için gerçekleştirebilirler, bu olayları sıradan vak'alar gibi ele almak yanıltıcıdır. Tersine bu olayları ayrıntılı biçimde, her türlü olasılıkları değerlendirerek yorumlamak lazımdır.
Kulübün ve oyuncunun bu saldırıyı ciddiye almaları ve üzerine gitmeleri gerekir. Devletin ilgili birimleriyle işbirliği yapmaları ve gerçekleri kamuoyuna açıklamaları lazımdır. Bu olay spor camiasına ciddi bir uyarı olarak görülmelidir. Daha önceden Fenerbahçe otobüsüne silahlı bir saldırı olmuştu şimdi de Mehmet TOPAL kurşunların hedefi durumuna geldi.
Bu arada "zinde ve yorgun mermi neye denir?" sorusuna cevap verelim. Silah ateşlendikten sonra mermi namludan çıkar, bu çıkıştan sonra barutun yanmasıyla yaşanan patlamanın etkisiyle kuvvetli bir kinetik enerjiyle ilerlemeye başlar, bu aşamada merminin sahip olduğu doğrusal hızda ilerleme hali nedeniyle bu mermiye ZİNDE MERMİ adı verilir. Silah ateşlendikten sonra mermiler değişik faktörlerin etkisiyle belirli bir mesafe ve hızdan sonra güçlerini kaybederek yerçekiminin tesiriyle düşüşe geçerler, işte bu merminin enerjisini bitirip dengesiz bir şekilde düşüşe geçtiği bu aşamadaki durum YORGUN MERMİ olarak adlandırılır. Bu tanımlamalardan sonra başa dönelim mermi ile spor bir arada bulunmaz. Spor ve terör birlikte anılamaz. Bizce mermi ister zinde ister yorgun olsun ciddi biçimde ele alınıp bir yol haritası düzenlenmelidir. Bu ve benzer olayları basite indirgeyerek değil genelleyerek, ayrıntıya inerek tetkik etmek lazımdır. Sonuçları, ders çıkaracak biçimde kamuoyuna duyurulmalıdır.
Eğer olayın üzerine ciddi biçimde gidilmezse ve savsaklama izlenimi doğarsa sporun üzerine karabulutlar inmiş demektir. Yurt dışında da böyle bir izlenim doğarsa kabus üzerimize çökmüş demektir. Hiçbir vatandaşımız böyle bir tablonun gerçekleşmesini istemez. Bunu önlemek ve spor camiasında huzuru sağlamak kulüp yöneticilerinin ve siyasetçilerin işidir. Sevimsiz bir konunun sonuna doğru geliyoruz, bu tip konularla karşılaşabileceğimizi hesaplamalıyız.
Sonuç: "Terör ortamını önleyecek etkinliklerin başında spor gelir"