Türkiye'de deprem ve çözüm yolları
Değerli okurlarım; Türkiye dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri olan Alp-Himalaya kuşağı üzerinde yer almaktadır. Ülkemizin, karmaşık jeolojik yapısı nedeniyle çok sayıda aktif fay bulunmaktadır. Bu fayların harekete geçmesiyle birlikte depremler olmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'de yaşayanların depreme hazırlıklı olması, yapıların depreme dayanıklı bir şekilde inşa edilmesi ve halkın bilinçlendirilmesi büyük önem arzetmektedir.
Ülke olarak 6 Şubat 2023 tarihinde 11 ilimizi etkileyen
Kahramanmaraş depremini yaşadık. Bir daha aynı acıları yaşamak istemiyorsak,
deprem afetine karşı devlet olarak çözüm odaklı politikalar geliştirmeliyiz.
1999 depremi
sonrası “Bu bir milat, Türkiye bundan sonra asla depreme hazırlıksız
yakalanmayacak” klişeli cümleleri depremden sonraki birkaç yıl
boyunca duyduk.
Bizim kültürümüzde ‘Damdan düşenin hâlinden, damdan düşen anlar.’ Anlayışı
hakimdir. Bu sözler yalnızca kişiler için değil toplumlar içinde geçerli olmalıdır.
Bir sorun yaşayan o sorunu en iyi bilenlerden biri olur ve
bir daha aynı sorunu yaşamamak için çözüm yolları arar, bulur ve uygular. İşte
insan da kültürler de böyle gelişir, ilerler. Anlaşılan, Türkiye’de afet
kültürlü bir yaşamın gelişmesi için daha çok mesafe kat etmemiz gerekli.
Bundan sonra ülkemizde yine depremler olacak yine can
kayıpları yaşayacağız, Artık kaybedecek zaman kalmamıştır. Biliyoruz ki
afet, bir doğal olayın kendisi değil doğurmuş olduğu sonuçlardır. Dolayısıyla
doğanın kendi kuralları her zaman işleyecektir. Önemli olan yaşanacak
doğal olayların afete dönüştürmeyecek yapıların üretilmesi ve sağlıklı bir
çevrenin yapılmasıdır.
Sonuç olarak; Depreme hazırlıklı olmanın yolu güvenli yapı
stoğu olduğunu aslında hepimiz biliyoruz. Deprem afetine karşı
hazırlıklı olmak güvenli yapı stoğu ile başlar. Şehirlerimizin yapı stoğunun
envanterinin çıkarılması, mevcut durum tespit edilerek acilen güçlendirilmesi
veya yenilenmesi gereken binalar tespit edilerek, bir plan doğrultusunda, yapı
stoğunun deprem afetine karşı dirençli hale getirilmesi sağlanmalıdır.
Depreme karşı somut adımların atılması için, Devletimizin
bir karar vererek, Toki Başkanlığını harekete geçirip riskli yapı stoğu belli
olmuş illerden başlamak üzere bir plan dahilinde, kentsel dönüşüm sürecini
başlatması bu işin olmazsa olmazıdır. Böylelikle güvenli yerleşim
alanlarını tespit etmek ve afetlerin etkilerine, karşı dirençli bir şehir
oluşturmak istiyorsak! ki istiyoruz, tüm kurum ve kuruluşların şehrin
muhtemel afet risklerinin en aza indirilmesi için, zaman kaybedilmeden
çalışmaların biran önce yapılması gereklidir.
Unutulmamalıdır ki şehirlerimizin afetlere hazır olmasını
istiyorsak yapılan İl Risk Azaltma Planlarının soyut değil, plan
dahilinde sorumluluk makamındaki belediyelerimizin, kurum ve kuruluşlarımızın
bir takım çalışması sergileyerek, somut adımların atılması gereklidir. Afetsiz
günler dileğiyle, bir sonraki yazıda buluşmak üzere hoşçakalın.