Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Ekim 2022

Türkiye yüzyılıyla gelen strateji

Prag’da çok önemli bir zirve gerçekleşti.

İçerisinde Türkiye’nin de yer aldığı, Avrupa’yla şu veya bu şekilde teması olan 44 devletin bir araya geldiği Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkileri 13 yıl sonra tekrar Cumhurbaşkanlığı seviyesine çıkardı.

Bu adımla birlikte bir yandan da Esad ile görüşebileceği açıklamasını gündeme getirmesi Erdoğan’ın, Yunanistan üzerinden sıkıştıran ABD’ye karşı alan açma konusunda "aceleci" ama "istikrarlı" bir stratejiye giriştiğini gösteriyor.

ABD’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne destek vererek silah ambargosunu kaldırmasının yanı sıra Eyalet Ortaklığı programı ile NATO’ya üye yapılamayan GKRY’nin bu yolla ABD ordusuyla organize olması hedeflendi.

Libya ile kurulan ilişkilere rağmen ekonomik bir kazanım artışı sağlamayan Türkiye’nin hafta başında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla giden kafile sonrasında alelacele hidrokarbon anlaşması yapması "Türkiye’yi batıda sıkıştırma adımını çözen" bir girişim.

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin, Türkiye ile imzalanan hidrokarbon mutabakat muhtırısı sonrasında yaptığı "Bazı ülkelerin Türkiye ile imzalanan mutabakat muhtırasına karşı çıkması beni ilgilendirmiyor" açıklaması oldukça cesur olmakla birlikte "varlığının" Türkiye’nin bölgedeki gücüne dayandığı gerçeğinin de itirafı adeta...

Dışarıda büyük bir oyun kuruluyor.

İçeride ise kazanlar kaynıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçimlerde olası bir güç kaybı öncesinde sorunlu meselelerde cesur adımla atması "devlet aklının bir müdahalesi" aslında...

Erdoğan’ın kazanmak ya da kaybetmekten ziyade "Türkiye’nin geleceğini inşa etme politikası" olarak görülmesi gereken bu adımlarının bir kapısı da Avrasya’da Rusya’ya açılıyor.

Prag’da Macron’a yapılan Türk Devletleri Teşkilatı’na dâhil etme teklifi aslında Macron’a bir gözdağıydı.

Erdoğan, ABD ve Fransa’nın Araplar ve İsrail ile Doğu Akdeniz’de kurduğu "Türkiye karşıtı Blok"taki doğu ve güney ayağını çatlattı.

Geriye batı ayağı kaldı.

Prag bunun için güzel bir fırsattı ama Avrupalıların hâlâ Amerikan güdümünde kalması böyle bir ihtimali şu an için gerçekçi kılmıyor.

Bu nedenle Ermenistan, İran, Irak, Suriye ile sağlanacak hızlı iyileşmeler çok önemli...

İran ve Irak’ın durumu belirsiz olsa da Suriye ve Ermenistan ile gidilen yol diğer devletleri de yakınlaştıracak ve bölgede yeni bir güç dengesi kurulmasını sağlayacaktır.

ABD ve AB’nin tek kutup olmasının getirdiği sorunu çözmeye çalışan Rusya’nın Türkiye’nin açılımına destek vermesi çıkarların uyuştuğu bir tabloyu gösteriyor.

Bu süreçte Kuzey Kore’nin bir anda Japonya’yı tehdit eder nitelikte nükleer deneme yapması tesadüf değil.

Rusya’nın kurduğu bir oyun var.

Amerika yıllarca enerji kaleminden dolayı ülkesinde sıkışmışlık yaşarken son 10 yılda attığı adımlarla kaya gazı ve kaya petrolünü satacak noktaya gelip zayıf noktasını güçlü hâle getirdi.

Avrupalıların bu çıkmazı bunu aşacak durumu olmalı.

Le Pen’in, yaptırımların Rusya’ya değil aslında Fransızlara olduğu çıkışı Macron’un bir noktada kırılmasına neden olacaktır.

Türkiye pozisyonunu aldı. Atılan adımlar seçimlere ne kadar yansır orasını birlikte göreceğiz.

Ama içeride yürütülen bir süreç var.

Numan Kurtulmuş başkanlığından gezilen doğu illeri AK Parti’nin Meclis aritmetiği konusunda taviz vermek istemediğini gösteriyor.

Aldığım bilgiler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu seçimde listelerde büyük yenilikler yapacağı yönünde olsa da parti içinde sessiz bir tutum alınması seçim sürecinde tepkilerin ortaya çıkmasını önleme amacını taşıyor.

Türkiye Barolar Birliği eski Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Lefkoşa Büyükelçisi olarak atanması Erdoğan’ın dostlarına da düşmanlarına da rakiplerine de büyük bir mesaj aslında...

Liyakat noktasında büyük eleştirileri beraberinde getirse de bilinenin aksi bir adım atan Erdoğan, kininin kalıcı olmadığını ve kendisine yaklaşana masada her türlü yer açılabileceğini gösterdi.

Muhalefetin karışık havası devam ederse Erdoğan’ın masasının kalabalıklaşacağı bir seçim süreci yaşanabilir.

Ama ekonomi konusunda anlamlı bir adım gelmezse masalar her an yıkılabilir.

Vatandaşın canı sürekli yanıyor. Umutları sönerse toplamak zor olacaktır.

Türkiye Yüzyılı, ifadesi yeşertilmeye çalışılan ümidin ta kendisi olsa da 2023 söyleminde oluşturulan beklentiler hâlâ unutulmuş değil.