Dolar (USD)
32.56
Euro (EUR)
34.77
Gram Altın
2491.78
BIST 100
9524.59
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE


Türkiye Tekele Çomak Soktu

Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayinde yakaladığı başarı meyvelerini vermeye başladı.

Türkiye’nin yüksek teknolojili ihracatını artıracak olan savunma sanayideki gelişmeler, gelecek yıllarda yüksek teknolojili üretimini artırma konusunda teşvik edecektir.

Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekâtlarında aktif olarak kullanılan ve Karabağ ve Libya’da kullanılmalarıyla tüm dünyanın dikkatini çeken, başta SİHA’lar olmak üzere Türk savunma sanayisi Türkiye’nin ekonomisine de önemli katkılar sağlamaya başladı.

Türkiye, savunma sanayinde yakaladığı başarıyla bu alandaki ithalatını azaltırken, ihracatıyla da cari açığının azalmasına önemli katkı sağlayacak. Türkiye’nin yakaladığı ivme bu alanda piyasayı elinde tutan ABD ve İsrail’in de tekeline çomak sokacaktır.

Nitekim Avrupa Dış İlişkiler Konseyi Kıdemli Üyesi Franke, “Türkiye, ABD ve İsrail’in tekelindeki pazara girdi” sözleriyle Türkiye’nin bu alandaki etkisini dile getirmiş oldu. Silahlı insansız hava araçlarını savaşlarda etkin bir şekilde kullanarak küresel savaş konseptinde de önemli bir kırılmaya neden olan Türkiye, insansız araçların deniz ve karada kullanımının yaygınlaşmasıyla pazardaki payını artıracaktır.

Türkiye’nin Katar, Azerbaycan ve Tunus’a insansız hava araçları ihraç etmesinin ardından son olarak Polonya’ya SİHA ihraç etmesi, bu alanda yakalanan başarının en önemli göstergelerinden biridir.

Savunma sanayinde yakalanan başarı, başta Türkiye’nin kendi vatandaşları olmak üzere tüm dünyaya Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün üretme gücüne ve kapasitesine sahip olduğunu da göstermiş oldu. İlk olarak Çin’de ortaya çıkan ve Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin ilk dönemlerinde yerli solunum cihazı üretip ihraç etmesi de bu alanda yakalanan önemli bir başarıdır. Çünkü askeri alanda yakalanan yüksek teknolojili ürün üretimi artık sivil sektörlere de yayılmaya başladı. Yerli otomobilin elektrikli olması ve yüksek teknolojili olması da aynı şekilde savunma sanayinde yakalanan başarının sivil sektörlere de yayıldığını göstermektedir.

Türkiye, savunma sanayinde gösterdiği yüksek teknolojili üretiminin hızlı bir şekilde diğer sektörlere yayılması, Türkiye’nin ekonomik büyümesini hızlandırırken kişi başına milli geliri de artıracak etki gösterecektir. 2000’li yılların başında 2-3 bin dolar seviyesinde olan kişi başı milli gelir ilerleyen yıllarda 9-10 bin dolar seviyelerine çıkmış, ancak bu seviyelerden daha yukarı çıkamamıştı. Bunun temel nedeni düşük teknolojili üretimden orta teknolojili üretime geçme başarısının yakalanması ancak yüksek teknolojili üretime geçişin tam anlamıyla yakalanamaması olmuştu.

Ancak son yıllarda başta savunma sanayi olmak üzere yüksek teknolojili üretimde de başarı yakalanması ve artık ihracatının yapılması Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulacağının ilk işaretleri olarak görülebilir.

Yüksek teknolojili üretimlerin artmasıyla birlikte Türkiye’nin gelir seviyesi artacak ve son yıllarda yakaladığı büyüme trendini hızlandırarak devam ettirecektir.

Bugün yaşananlar bir doğum sancısı olarak görülmeli. İthalattan yerli üretime ve ihracata yönelik büyüme modeline geçişin sancıları…

***

Bir dönem uygulanan yüksek faiz düşük kur politikasıyla yurt dışından ithal edilen ürünler ucuz ve hazır olarak geldiği için Türkiye’nin üretim kasları adeta zayıflamış, üretmek yerine ithal eder hale gelmiştik. Ancak son yıllarda döviz kurundaki yükselişle birlikte artık yerli sanayimizin hızla büyüdüğünü sanayi üretim endeksi verilerinden de görebiliyoruz. Öyle ki, yurt dışından gelen siparişlere yetişebilmek için yurt içi piyasaya verilen ürünlerin kısıldığı haberlerini alıyoruz.

2013 yılında başlayan Gezi, 17/25 Aralık, hendek-barikat terörü, 15 Temmuz hain darbe girişimi, ekonomik saldırılar, 2018 kur operasyonu, Suriye iç savaşı ve terör saldırıları, Doğu Akdeniz gerilimi, Libya ve Karabağ mücadelesi, COVID-19 pandemisi gibi birçok bölgesel ve küresel sebeplerle Türkiye ekonomisi çeşitli baskılara ve saldırılara maruz kaldı. Ancak Türkiye’nin savunma sanayinde yakaladığı bu başarı, diğer sektörlere de yayılmasıyla artık daha hızlı ve sağlıklı büyüyerek sıkıntılı süreçleri artık rahatlıkla atlatabilecek hale gelecektir. Karadeniz’de bulunan doğalgaz rezervi gibi müjdeler de Türkiye ekonomisinin orta vadede sıçrama yapacağının işaretlerini veriyor diyebiliriz.

Aşılamanın artması, salgının azalmasıyla ve kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte hizmetler sektörünün de önü açıldığında Türkiye’nin ekonomik büyümesi artarak devam edecektir.