Türkiye Tek Yürek Oldu
Bugün asrın felaketi olarak kabul edilen 06 Şubat Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinin 12.günü. Zaman her şeyin ilacıdır denir ancak acılar öyle büyük ki zaman algımız da bozuldu. Tüm Türkiye olarak depremin meydana geldiği ilk andan beri derin bir hüzün içerisindeyiz. Acılar hâlâ taze. Hepimiz elimizdeki imkânlarla yardım etmeye çalıştık ve etmeye de devam ediyoruz. Ancak depremin yıkıcı etkisi göz önüne alındığında bireysel yardımlara ilaveten çok daha büyük bir organizasyona ihtiyacımız olduğu da aşikârdı.
Bu amaçla geçtiğimiz Çarşamba akşamı Türkiye Tek Yürek adı altında
tarihi bir bağış kampanyası düzenlendi.
Öncelikle emeği geçen tüm ekibi, sorumluluk sahibi sanatçılarımızı ve
elbette bağış yapanları kutluyoruz.
Programı izlerken birkaç saat bile olsa buruk bir sevinç yaşadık. Bir
yandan minik kardeşlerimiz kumbaralarında biriktirdikleri harçlıklarını gönderirken
diğer yandan ülkemizin önde gelen kurum ve kuruluşları yüklü miktarlarda bağış
yaptı. Milyonlarca izleyicinin de kısa mesajla destek verdiği bu yardımlaşma
gecesinde tüm ülke, programın adı gibi tek yürek oldu.
Elbette hiçbir para yitip giden canlarımızı geri getirmeyecek ancak
böyle büyük çapta düzenlenen bağış etkinlikleri, sağ kalan vatandaşlarımıza hem
maddi hem de manevi yönden teselli olacaktır.
Yaralara bir nebze merhem olacak olan bu anlamlı programı izlerken ne
yazık ki pek çok kişinin aklında hep bir keşke vardı.
Hatırlarsanız bundan 3 yıl önce Elazığ’da 6,5 büyüklüğünde bir deprem meydana
gelmişti.
24 Ocak 2020 tarihinde gerçekleşen bu depremde 41 vatandaşımız vefat
ederken, 1607 kişi de yaralanmıştı. O tarihten bu yana saygın bilim
insanlarımız Maraş için uyarılarda bulundu.
Keşke bu bağış paraları 3 yıl önce toplansaydı da riskli bölgelerdeki
binalarımız güçlendirilseydi.
Olan oldu artık.
Öte yandan dillendirmeye bile korktuğumuz olası Marmara Depremi de
henüz gerçekleşmedi. Asla acıları karşılaştırma gibi bir niyetimiz yok. Sadece
rakamsal olarak ifade edersek, Maraş depreminde 13 milyon vatandaşımız etkilenirken
33 binden fazla binanın ağır hasarlı olduğu tespit edildi.
Marmara Bölgesinde ise 26 milyon 650 bin kişi yaşıyor. Sadece
İstanbul’un nüfusu 16 milyon iken sirkülasyonla birlikte bu sayı 20 milyona kadar
çıkıyor.
Ülke genelindeki ekonomik faaliyetlerin büyük bölümünün bu bölgede
gerçekleştiğini ise hatırlatmamıza gerek yok.
Deprem uzmanları yine uyarıyor. Aynı acıların tekrar yaşanmaması ve
yine keşke dememek için bugünden harekete geçmemiz lazım.
Hiçbir şey yapılmıyor diyemeyiz elbette. Son yıllarda binlerce bina
yenilendi veya güçlendirildi. Ama bazı bürokratik engellerden ve konut
sahiplerinin kişisel hırslarından dolayı işler olması gerektiği hızda
ilerleyemiyor.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere giden canlarımızı geri getiremeyiz
ancak yaşanan bu büyük felaketten ders çıkarabiliriz. Başta merkezi yönetim ve
belediyeler olmak üzere tüm kurum ve kişilere iş düşüyor. Çünkü hepimiz
sorumluyuz. Umuyoruz ki bir-iki ay sonra yaşananlar unutulmaz.