Türkiye Sevdalısı Ömer Öztürkmen
Bazı insanlar koca bir ömre çok az bilgi ve birikim sığdırırken, kimisi de aksine birkaç insan hayatına sahipmişçesine dolu dolu yaşar ve çevrelerine feyiz saçarlar. İşte büyük dava adamı Ömer Öztürkmen bu müstesna ve talihli ışık insanlardandı. Çok bereketli, hayırlı, iyi bir ömrü tamamladı ve sonsuzluk seferine bundan 6 yıl önce, 1 Kasım 2010 tarihinde çıktı. Fatih Camii ve Tokmaktepe Mezarlığı'nı dolduran yüzlerce münevver bu kutlu ömrün sahibine canı gönülden şehadet ettiler. O bu dünyada, hizmet ehli bir münevver olarak hep hatırlanıyor. Şair, yazar, gazeteci, dergi yöneticisi, araştırmacı, işadamı ve siyasetçi olarak çok cepheli arif kimliğiyle, aydınlık fikirleriyle hafızalardaki ve gönüllerdeki yerini koruyor. Ömer Öztürkmen, basın, fikir, sanat ve siyaset dünyamızda silinemeyecek derin izler bırakıp fani dünyaya veda etti.
İstanbul'un geçmiş seneleriu2026 İlkin 1985 yılında, çalıştığım Türkiye gazetesinde görürdüm onu. Arkadaşları Mehmet Emin Alpkan, İrfan Atagün, Ayhan Songar, Ergun Göze ve Ahmet Kabaklı ile birlikte sohbet ederler, cuma günleri öğle yemeğini beraber yerlerdi. Vecihi Ünal, Sevinç Çokum, Vedat Zeydanlı, Rahim Er ve diğer yazarlar da bu sohbet meclislerinde tesadüf ettiğim isimlerdi. O meclislere, tabiu00ee ki biz gençler katılamazdık. Ama bu sohbetler bazen öyle bir hal alırdı ki, yemekhanedeki yan masalarda oturan bizler de kulak kabartarak bahsedilen hakikatlerden, kurulan manevi sofradan feyz almaya çalışırdık. Bu müstesna grubun içinde vakur ama mütebessim, uzun boylu beyefendi adamın Ömer Öztürkmen olduğunu öğrenince, yazılarına hayran olduğum şahsiyete hürmetim de, muhabbetim de artmıştı. Ayları yıllar takip etti. Tam 31 yıl geçmiş o günlerden bu yana. Bu arada bir çok mahfilde buluştuğum, bazı toplantılarda bir arada olduğum, ama sohbetlerini kaçırmamaya gayret gösterdiğim Ömer ağabey, örnek almaya çalıştığım münevverlerimiz arasında hep ilk sıralardaydı. Kısa biyografisine bakın, hayatına ne kadar çok şey sığdırdığını görürsünüz.
İşte o müstesna portreden kısa çizgiler: Kerküklü bir ailenin çocuğu olarak 1929'da İstanbul'da doğdu. İlkokulu İstanbul'da, orta okulu Kerkük'te okudu. Yine İstanbul'da Taksim Lisesi'ni bitirdi. Yüksek öğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yaptı. Üniversite sıralarındayken gazeteciliğe atıldı. 1957'de vatanu00ee hizmetini tamamladı. 1965'teki seçimlerde Bursa milletvekili seçildi. 1967 ve 1968 yıllarında Strasburg'da Avrupa Konseyi üyesiydi. 1969'da bir uçak şirketi kurdu. İki yıl kiralık uçaklarla Almanya ile Türkiye arasında seferler yaptırdı. 1 Kasım 2010 tarihinde vefat etti. Evli ve dört çocuk babasıydı.
Bu00c2BIu00c2Lİ'DE BİR FENOMEN
Ömer Öztürkmen Babıali'de bir fenomendi, tanıyanı, seveni, sayanı çoktu. Basın hayatının neredeyse bütün kademelerinde çalışmıştı. Muhabirlikten gazete patronluğuna uzanan geniş bir yolda yürümüştü. 1950'de bir fikir dergisi olarak Tanrıdağı mecmuasını çıkarmıştı ilk olarak. 1951'de millu00ee değerlere bağlı ilk mizah dergisi olan Karakedi'nin editörlüğünü yaptı. Karakedi o dönemde 100 bini aşan tirajıyla bugün bile mizah dergisi yayıncılarını kıskandıracak bir güce sahipti. 1953'te Yeni İstanbul gazetesine girdi. Bu gazetede üç yıl yazı işleri yardımcısı olarak çalıştı 1959'de Vatan gazetesinin Almanya muhabiri oldu. Yeni İstanbul ve Tercüman gazetelerinde Yazı İşleri Müdürlüğünde bulundu, Son Havadis'te yazdı. Tercüman'a 1960 İhtilali'nden sonra geçmişti. Çeşitli gazete ve dergilerde yazıları yayımlanan Öztürkmen, 1962 yılının sonlarında Anadolu Ajansı'nın "Ortadoğu muhabiri" olarak Beyrut'ta bulundu. 1965 Eylül'üne kadar bu görevde kaldı. 1978'den 1982'ye kadar Akajansı'nın kurucu ortağıydı. Orta Doğu gazetesini 1970'te çıkardı. Orta Doğu, tirajı az da olsa etkili bir fikir gazetesiydi. Ömer Öztürkmen bu gazetenin sahibiydi. Erol Güngör ise başyazarı. Gazetenin diğer yazarları arasında Muharrem Ergin ve Necmettin Hacıeminoğlu gibi tanınmış ilim adamları vardı. Gazetede değerli kitap, kültür ve sanat yazılarına yer veriliyordu. Türkiye gazetesine 1982'de girdi. Ömrünün sonuna kadar bu gazetenin köşe yazarı olarak devam etti. Merhum Enver Ören'in en yakın dostlarından ve danışmanlarından oldu. Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü sahibiydi. 1984'ten itibaren on yıl devam eden ve bilim dünyasında emsalsiz olan İnsan ve Kainat dergisinin kurucu editörüydü.
******
Lu00c2KABI "MİMAR"
Tercüman gazetesine 'büyük atak yaptırdığı için' basın dünyasındaki lakabı 'mimar'dı. Büyük Doğu'da çalıştığı sırada iki ay kadar hapis yatmıştı. Öztürkmen için 13 Aralık 2008 tarihinde Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde ESKADER olarak bir saygı toplantısı düzenlemiştik. Bir çok değerli gazeteci, yazar, aydın, bürokrat o gün gelip mütefekkirimizi anlatmıştı. Programı yönetiyordum ve tabiu00ee son sözü kendisine bırakmıştım. Çok duygulu, anlamlı ve derin mesajlar ihtiva eden bir konuşma yapmıştı. Özetle şöyle demişti: "Eğer benu00adde geru00adçeku00adten bir şey varu00adsa onu gençu00adliu00adğimu00adde yau00adnınu00adda buu00adlunu00adduu00adğum dört kiu00adşiu00adye borçu00adluu00adyum. Bunu00adlaru00ad Neu00adcip Fau00adzıl Kıu00adsau00adküu00adrek, Peu00adyau00admi Sau00adfa, Ahu00admet Hamu00addi Tanu00adpıu00adnar ve Nuu00adretu00adtin Topu00adçu'dur. Biz büu00adyüku00adleu00adriu00admiu00adzi sıu00adğınu00adma yeu00adri olau00adrak göu00adrüu00adyoru00adduk. Bu büu00adyüku00adleu00adri tau00adnıu00admak biu00adze Alu00adlah'ın bir lütu00adfu idi. Bunu00adlau00adrın yau00adnınu00adda fiu00adkir hau00adziu00adneu00admiz dou00adluu00adyoru00addu. Beu00adyau00adzıt'tau00adki külu00adliu00adyeu00adde edeu00adbiu00adyatu00adçıu00adlau00adrın şau00adiru00adleu00adrin on metu00adre öteu00adsinu00adde otuu00adrur, kou00adnuşu00adtuku00adlau00adrıu00adna kuu00adlak kau00adbaru00adtıru00addık. Onu00adlar biu00adze biu00adzim tarihimiu00adzin yılu00addızu00adlau00adrıu00adnı anu00adlau00adtıru00adlaru00addı. Bilu00adhasu00adsa Neu00adcip Fau00adzıl'ın üzeu00adriu00admizu00adde çok büu00adyük emek ve teu00adsiu00adri varu00addı." Ömer Öztürkmen bir vefa adamıydı. Geçmişte irfanımıza emeği geçmiş olanları unutmadığı gibi yaşayan sanatkarları hep hatırlatır ve çevresine anlatırdı.
Ömer Öztürkmen'in ikisi şiir altı eseri bulunuyor. İlk şiir kitabı Kerkük 1950 yılında, ikinci eseri Taşkent'te Sabah Namazı 1975 yılında neşredildi. Diğer fikru00ee eserleri: Zihniyet İnkılabı, Bilimden Damlalar, Geleceğin Eşiğinde, Karıncalardan Özür Dilerim.En çok bilinen eseri Gözyaşı Medeniyeti'dir. Kitabında İslam'ın özünde var olan değerleri incelerken, Batı düşüncesinin temelinde yatan çarpıklıkları mukayeseli bir şekilde anlattı. Ona göre "Gözyaşının vatanı Doğu'dur; Doğu'da yeşermiş Doğu'da serpilmiştir gözyaşı. Bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş kadar suçlu sayılıyor bu medeniyette. Bir başkadır benim medeniyetimu2026"
Ömer Öztürkmen'in Geleceğin Eşiğinde isimli eseri de mühim tahlillerin yapıldığı kıymetli bir çalışma. Denemelerden oluşan kitapta elli yılı bulan gazetecilik ve yazarlığı ile, tecrübeli ve dikkatli bir göze sahip olan, ülkemizin ve içerisinde bulunduğumuz coğrafyanın nabzını iyi tutuyor, bu eserinde de geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kuruyordu.
"ALLAHÜ EKBER ALLAHÜ EKBER"
O, millu00ee değerlerle çağı yorumlayan adamdı. Türkiye'nin en mühim meselelerinden birinin "zihniyet yetersizliği" olduğuna sık sık vurgu yapıyor; "Doğru ve işe yarar fikirler üretmek ve yeni düşünceler geliştirmek gibi entelektüel üretimler için, çok ciddi bir felsefi altyapının gerekli olduğunu, bu olmadan ortaya atılan hiçbir düşüncenin ciddiye alınamayacağını" hatırlatıyordu. Anadolu'nun fethini "Malazgirt Marşı"nda şu mısralarla ölümsüzleştirmişti: "Bir Cuma sabahı Allah'a karşı / Malazgirt'te elli dört bin er / Bestelediler en güzel marşı / Allahü ekber, Allahü ekber / Bayrak bayrak Fetih müjdesi / Parça parça Diyar-ı Urum / İlk denizlerde ilk seccadesi / Alparslan ordularının Anadolum / Geliyor ışıktan kopmuş askerler / Allah'a uzanmış eller geliyor / Kalk ayağa kubbe ol ey yer / Göklerce minareler geliyor / Onlar ki ilahilerle yıkandılar / Kırklarca okunmuş bir namazlı su / Vaktiyle dağlardan inen bozkurtlar / Şimdi son peygamberin ordusu"
Onu İstanbul Fatih'den 3 Kasım 2010 tarihinde ebediyete uğurladık. Bilge adamdı, 'serdengeçti nesli'nin son halkalarındandı. Mekanı cennet olsun.