Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Türkiye Sağlık Turizminde Atağa Geçti

Sağlık turizmi, özellikle son yıllarda küresel turizm pazarının en hızlı büyüyen bölümlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Uzun yıllardır var olan sağlık turizmi son yıllarda giderek önemini artırmaktadır.

Türkiye’nin bu alanda henüz gelişme aşamasında olduğunu hesaba katarsak son yıllarda önemli bir yol kat ettiğini söyleyebiliriz.

Coğrafi konumun verdiği avantaj ile birlikte sağlık sistemindeki etkinliği ve gücü sağlık turistlerini cezbetmektedir. Aynı şekilde kendi vatandaşlarımızın da buna bağlı olarak yurt dışına çıkışlarının azaldığını görüyoruz.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun hava limanlarında çıkış yapan ve giriş yapan yerli vatandaşlarıyla yaptığı anketlerin verilerini inceledim. Rakamlar bir hayli dikkat çekici…

Tabloda da görüldüğü üzere 2003 yılında sağlık ve tıbbi nedenlerle ülkemize gelen turist sayısı 139bin 971 kişi iken bu sayı 2019’a gelindiğinde 662 bin 087’ye yükselmiştir. 2023 hedefinin ise yılda 2 milyon hastaya ulaşması hedeflenmektedir. Türkiye’den yurt dışına sağlık ve tıbbi nedenlerle giden vatandaşların sayısına bakıldığında 2004 yılında 61 bin 842 kişi sağlık sebebiyle başka ülkelere gitmeyi tercih ederken bu sayı 2019’da 14 bin 160’a düşmüştür.

Türkiye’nin sağlık turizminde özellikle de medikal turizmdeki avantajlarına bakıldığı zaman; Türkiye’de son yıllarda hastane kalitesi ve sayısı artarken sağlık personellerinin de niteliği hızla artmaktadır. Sağlık sisteminin ücretsiz ve ulaşılabilir olmasıyla daha çok vaka görüp tecrübe kazanan sağlık görevlileri salgın sürecinde de bu tecrübelerini ortaya koymuşlardır. Diğer taraftan uygun fiyata yüksek kalitede hizmet verilmesi, coğrafi konumu, turistik yerlerin çeşitliliği, sağlık çalışanlarının İngilizce biliyor olmasının yanında Suriyeli misafirlerimiz vesilesiyle Arapça bilen sağlık çalışanları sayısında da hızlı bir artış görülmesi önemli avantajlar olarak söylenebilir. Aynı şekilde Türkiye’nin özellikle AB ülkelerine kıyasla salgın sürecinde yaşlılara ve engellilere daha fazla kıymet verdiği tüm dünya tarafından görülmüştür. Bu durum ileri yaşta bulunan özellikle AB vatandaşlarının sağlık turizmi kapsamında ülkemizi tercih etmelerinde önemli bir rol oynayacaktır.

Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 virüs salgını sürecinde de Türkiye birçok ülkeye kıyasla sağlık alt yapısının güçlü olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Vaka sayısına oranla ölüm oranlarının düşük kalması alınan tedbirlerin etkili olmasının yanında özellikle sağlık sistemindeki güçlü alt yapıyı göstermiştir.

Gerek Atatürk Hava Limanı’nda gerekse Sancaktepe’de açılacak olan yeni hastaneler de bu bağlamda Türkiye’nin kapasitesinin artırılması ve hava yoluna yakınlıkları sebebiyle oldukça önemlidir.

Son yıllarda kara, demir ve hava yollarında büyük alt yapı yatırımları yapan Türkiye coğrafi konumunun ve sağlık alt yapısının güçlü olması sebebiyle sağlık turizminden daha fazla pay alacaktır.

Özellikle salgın süreciyle birlikte turizm sektöründe yaşanacak kaybın az da olsa bir kısmının sağlık turizmi ile karşılanabilmesi mümkündür. Nitekim Türkiye bu bağlamda bu haftadan itibaren 31 ülkeye sağlık turizmi kapsamında kapılarını açmaya hazırlanıyor.

Türkiye sağlık alanında hızla ilerlemeye devam edecektir. Bu alana yatırım yapanlar da kazanacaklardır. Şimdiden söylemesi…