Dolar (USD)
35.15
Euro (EUR)
36.74
Gram Altın
2964.90
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Kasım 2019

Türkiye petrolünün yarısı…

Suriye’de iç savaş çıktığından beri Türkiye, ortaya attığı ve sürekli savunduğu uçuşa yasak bölgeyi sonunda kendi imkânları ile kurdu. ABD’ye, Rusya’ya, AB’ye, Arap Birliği’ne rağmen kurdu. Bu bölge şimdilik 30-32 km. derinliğinde. Ancak bu derinlikte kalacak diye bir kural yok. Türkiye’ye sığınan Suriyeli mülteciler bölgeye geri dönüp yerleştikçe bölge güneye doğru genişleyebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın zaman zaman danıştığı ünlü bir işadamı ile sohbet ediyoruz. Dünyanın dört bir yanını gezmiş, Uzakdoğu ve Çin konusunda uzman olan bu işadamı, “Sayın Erdoğan’a her zaman açık ve şeffaf olmasını, diplomatik görüşmelerde konuşulan –gizlilik kaydı olmayan- konuları bile doğrudan halka anlatmasını tavsiye ettim” diyor.

Erdoğan da, yaşını başını almış bir “bilge adam” konumundaki bu işadamının tavsiyelerine uyuyor ki, zaman zaman ikili görüşmelerde konuşulanları açık açık anlatıyor. Bunlardan en önemlisi ABD ve Rusya ile resmi görüşmelerde her iki ülkenin de petrol dışındaki konuları önemsemediği ve Türkiye’nin tezlerini kabul ettiği yönünde söyledikleri.

ABD, zengin petrol yataklarına sahip Deyrizor’u bırakmak istememiş. Rusya da Kamışlı’yı… Düşünün Kamışlı’dan çıkarılan petrol, Türkiye’nin kullandığı petrolün yarısı kadar. Başka söz söylemeye gerek var mı?

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdadi Operasyonu konusunda söyledikleri de dikkate değer nitelikte:

Bağdadi’nin öldürülmesi konusunda, Türkiye olarak ABD’ye katkı verdik. Helikopterleri, bizim kontrolümüzde olan, Afrin ve Cerablus’un hava sahasını kullanarak gittiler. İstihbarat desteğimiz oldu. Bizim istihbarat birimlerimiz ile ABD’ninkiler birlikte çalıştı. Hava sahasını kullanacaklarını bildirdiler. Bağdadi’ye operasyon yapılacağını biliyorduk. Biz de Cerablus ve Afrin’deki unsurlarımızı uyardık, ateş açılmaması talimatı verdik.”

Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı ile Suriye’nin doğusuna girmesi DEAŞ’ın gölge patronunun da sonunu getirdi. Bağdadi, ABD’nin petrol kaynaklarına ulaşmasında kilit rol üstlenmişti. Güya İslam devleti kuruyoruz perdesinin arkasında ABD’nin Suriye’deki petrol yataklarını kontrol etmesine piyonluk etmişti. ABD’nin, DEAŞ’a ihtiyacı kalmayınca liderinin de fişini çektiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üzerine basa basa söylediği konu şudur: ABD eğer bir terör örgütü liderini baskınla ortadan kaldırıyorsa, Türkiye’nin de buna hakkı vardır. O halde, F. Gülen başta olmak üzere M. Karayılan, C. Bayık, D. Kalkan gibi terör örgütü elebaşları acilen listeye dâhil edilmeli ve dünya üzerinde fitne çıkarmalarına, katliam talimatları vermelerine artık izin verilmemelidir.

***

Son bir ayda anlaşıldı ki, ABD ile Türkiye arasında ne müttefiklik, ne ortaklık bağı kalmış. Türkiye’nin ABD piyonu YPG teröristlerini temizleyip sınırından uzaklaştırması, ABD Temsilciler Meclisi üyelerini çılgına çevirdi. Meclislerinden büyük çoğunlukla geçirdikleri Türkiye aleyhindeki kararlarla intikam almaya kalktılar. Ülkelerinin başkan yardımcısının imza attığı protokole rağmen Türkiye’ye yaptırım kararı almaya kalkmaları içlerindeki hıncın göstergesi… Trump, akılcı davranıp ABD askerlerini Türkiye sınırından çekmese, biz de onları tepeleyerek girsek ne tür kararlar almaya kalkarlardı acaba?

Türkiye ısrarla, “Suriye petrolü Suriyeliler için harcanmalı” derken ABD ve Rusya kuyuların başına çöreklenmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD’ye yapacağı ziyarette bu konu öncelikle ele alınacaklar arasında olacaktır.

Türkiye, Ortadoğu’da haritayı değiştirmek isteyenlerin planlarını bozdu. ABD strateji uzmanları bu kez faka bastılar. Eninde sonunda Suriye konusunda yanlış ata oynadığını anlayacaklardır. Türkiye’yi küçümsemenin bedeli onlar için bir hayli ağır olacaktır. Bize düşen ise sınırımızın yanı başındaki Deyrizor ve Kamışlı’da onca petrol çıkarken neden bizim taraftan da çıkarılmadığını araştırmak olmalı?