Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
25 Şubat 2022

Türkiye ortak kaderimiz

Türkiye, hangi görüşten, hangi renk, dil ve dinden olursa olsun onu yurt bilenlerin ortak yurdudur.

Bu yurtta önemli olan ortak kaderde olduğumuzu bilmektir. Benim farklı siyasi görüşten, mezhep ve renkten çokça arkadaşım var. Birlikte bir bütünü oluşturduğumuzun bilincindeyiz. Yeter ki dert ortak olsun. Yeter ki “birlikte rahmetin, ayrılıkta azabın” olduğunu bilelim.

Biz, kim yaparsa yapsın doğruları ve ülkemizin faydasına olan şeyleri söyleyip savunmaya devam ediyoruz. Bizim duruşumuz ve yerimiz bellidir. Ülkemizin yanıdır ve burada sıkı duranları savunuyoruz. Bütün milli meselelerimizi ve değerlerimizi savunanlardan yana tavır alıyoruz. Kimden gelirse gelsin doğruya doğru ve yanlışa yanlış diyoruz.

Türkiye, ihanete varan operasyonlara maruz kaldı. 15 Temmuz darbe teşebbüsü bu hainliğin en ileri olanıdır. Her türlüsüne son nefesimize kadar karşı olacağız.

Hala vazgeçmiş değiller. Hala ülkemizi yangın yerine çevirmek isteyenlere, PKK ve FETÖ’ye odun taşıyanlar var… İdeolojik saplantılılar, ABD ve Batı uşakları, HDP ise asıl oyuncu ve odun taşıyıcılardan.

Bizim üzüldüğümüz şey, gizlense de HDP ile siyasi ortaklık kuran partilerin bu ihaneti görmek istememeleridir. İktidar olma hırsı insanı nerelere kadar savuruyor. İnsan, çok sevdiğine benzermiş derler ya, bunlar da HDP’ye benzemeye mi çalışıyorlar dersiniz?

Şuna ne yaman çelişki desek değil, bizzat bile isteye yapılan şey…

28 Şubat zulmü her alanda izlerini korurken başka bir tarih yokmuş gibi Millet İttifakı’nı oluşturan partiler 28 Şubat’ın yıldönümünde eski vesayet düzenini getirme çalışmaları için bir araya gelecekler. Sırası gelmişken Akşener’in 28 Şubat dönemi İçişleri Bakanı olduğunu hatırlatalım.

Ya şuna ne dersiniz?

Hendek operasyonları sırasında imzaları ile PKK’ya destek veren akademisyenler için Kılıçdaroğlu iktidara geldiklerinde ilk işleri üniversiteye geri döndürmek olduğunu söylüyor. Ülkücü geçinen Akşener’den de çıt çıkmıyor. Erdoğan karşıtlığında ise dilinin bağı çözülüyor.

Doğruları söylüyoruz ve bu duruşumuz nedeniyle kimi bize yandaş diyor, kimi tehditler savuruyor. Biliyoruz ki hak ve haklı yolda olanları Hak koruyor. Bizim korkumuz sadece Allah’tan.

Bizi siyasi taraftarlıkla itham edenler bir şarkı ile iktidarın düşeceğine inandılar. Zil takıp oynadılar. Çaresizlik bu ya, denize düşenler yılana sarıldı. Hala görmüyor musunuz? Emperyalizmin asıl hedefi Türkiye’dir. Sayın Erdoğan buna engel olduğu için istenmiyor.

Sırası geldikçe yeni oyuncular devreye sokuluyor. Dindar kılıklı biri de bunlardan biri. Bu adam dün, “Bir şehir kılıçla feth olunursa en büyük mabedi camiye çevrilir. Bu kılıç hakkıdır, egemenlik hakkıdır.” diyor.

Bugün ise, “Ayasofya’nın camiye çevrilmesi Kur’an’a aykırıdır.” diye tam tersini söylüyor. Yarın da, “İstanbul’un Fetih Kur’an’a aykırıdır” derse hiç şaşırmayın. Kur’an bu tipler için: “İpini sağlamca eğirdikten sonra tekrar bozan kadına benzemeyin.” diye uyarıyor.

Daha önce de bir ilahiyatçı, “Çocuklarınıza Kur’an okutacağınıza ansiklopedi okutun” açıklamasından sonra gidip Almanya’ya yerleşti. Ayasofya açıklamasında bulunan şahıs da bu açıklamayı bir Alman kanalında yaptı. Kimin, kimi desteklediği Türkiye güçlendikçe açığa çıkıyor.

Yani…

Batı’nın Türkiye üzerindeki hesapları hala bitmiş değil. Çok iyi biliyorlar ki, haritadaki kadar bir yer değil Türkiye. Daha ötesidir daha büyüktür. Bütün kavgalar Türkiye’ye dize getirmek için yapılıyor.

Türkiye’nin başaracağından hiç kuşkumuz yoktur. Zor da olsa zahmetin arkasında rahmet vardır. Başaracağız.