Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Haziran 2020

Türkiye ne yapmaya çalışıyor?

Türkiye güçlendikçe bölgesel etkileri de giderek artıyor. Türkiye’nin güçlenmesi ise stratejik ürünlerin yerli ve milli imkânlarla üretmeye başlamasıyla doğrudan bağlantılı elbette...

Üretimin yerlileşmesiyle birlikte bu ürünlerin ithalatının azalmasının yanında ihraç edilmesiyle birlikte kazancımız da artacaktır.

“Hedef 2023” parolası ile yola çıkan Türkiye, savunma sanayi başta olmak üzere çeşitli stratejik sektörlerde yerlileşme ve millileşme adımları atmaya başladı. Böylece uluslararası ilişkilerde bağımsız hareket etme kabiliyeti de giderek artıyor. Savunma sanayindeki artan yerlileşme ve millileşme hamlesi Suriye ve Libya’da sahaya yansıyarak büyük bir başarı hikayesine döndü.

Stratejik alanlarda yerli ve milli üretimlerin artması ile ekonomik gelişim de hızlanacaktır. Üretimin yerlileşmesiyle birlikte bu ürünlerin ithalatının azalmasının yanında ihraç edilmesiyle birlikte kazancımız da artacaktır.

Sağlık, otomotiv/ulaşım, tarımsal teknolojiler ve enerji sektörlerinde yerlileşme konusunda büyük ilerleme sağlandı.

Pandemi süreciyle birlikte yerli ve milli solunum cihazını kısa sürede üretip ihraç etmeyi başaran Türkiye, aşı ve ilaç çalışmalarına da hız verdi. Bu alanın da desteklenmesiyle birlikte sağlık sektöründe kullanılan gerek elektronik cihazların üretiminde gerekse korona virüsü ve diğer hastalıklar için ilaç ve aşı üretiminde yerlileşme ve millileşme artarak devam edecektir.

Aynı şekilde yerli otomobilin de üretilmeye başlanmasıyla birlikte bağlantılı sektörler ve yeni oluşacak sektörler ile birlikte ekonomik gelişim devam edecektir.

Bir diğer önemli husus ise enerjideki bağımsızlığın azalmasıdır.

Açılan barajlar ve açılacak nükleer santraller ve çeşitli enerji kaynakları Türkiye’nin ekonomik bağımsızlığını artıracak önemli hamlelerdir.

Enerji konusunda ise gerek Doğu Akdeniz’de gerekse Karadeniz’de çıkarılacak enerji kaynakları Türkiye’nin geleceğini doğrudan etkileyecektir.

“Mavi Vatan” savunması kapsamında Libya’da sağlanan başarı Akdeniz’i adeta bir Türk gölü haline getirecektir. Türkiye’nin desteği ile Libya’nın darbeci ve teröristlerden temizlenmesi Türkiye’nin Libya’daki nüfuzunu artıracaktır. Ancak kimse Türkiye’nin artan nüfuzunu ne “Batılı” anlamda sömürü ne de İran ve Suudi Arabistan gibi mezhepçi bir şekilde olacağını zannetmesin. Türkiye gittiği yere daima yatırım ve huzur götürmüştür. Türkiye’nin güçlenmesi bölgesinde huzurun artması anlamına gelmektedir.

Küresel deniz ticaretinde Akdeniz’in büyüklüğü ve etkisini düşünürsek AB destekli Yunanistan’ın neden bu kadar gürültü çıkardığını daha iyi anlaşılabilir.

Türkiye’nin gerek Suriye’de gerek Irak’ta gerekse Libya’da yürüttüğü terörle mücadele Türkiye’nin hem askeri gücünü gösterirken hem de devlet aklının etkili işleyişini göstermektedir.

ABD’de neler oluyor?

ABD’de olan biteni ekonomiden bağımsız düşünmemek gerekir. Uzun bir süredir bu köşeden bahsettiğim küreselci ve milliyetçi çatışmasının bir yansıması olarak ABD’de sokakların karıştığını söylemek mümkündür.

Dünya’yı tek bir devlet haline getirmek amacıyla yola çıkan küreselciler 1980’li yıllardan itibaren ABD’nin sırtında güçlenmiş ve tüm dünyaya yayılmışlardı.

Ancak ABD’nin içinden çıkan milliyetçi akım ABD’nin gücünün azaldığını ve sermaye grubunun güçlendiğini fark etmesiyle birlikte ABD’nin kendi içinde bir güç çatışması yaşanmaya başlamıştı. Milliyetçi akımın temsilcisi olarak Trump’ın başkan seçilmesiyle birlikte bu çatışma giderek şiddetlenmişti.

ABD Başkanlık seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte küreselcilerin Trump’ın yeniden seçilmemesi için yeniden harekete geçti.

Koronavirüs salgını ile birlikte küresel ekonominin küçülmesi ile birlikte büyük zarara uğrayan sermaye grubu bu zararını telafi edebilmek için ABD başkanlık seçimlerinde demokratların adayına umut bağlamış durumda.

ABD’de sadece bugün olmayan, geçmişten beri süregelen ırkçılık olayları ABD seçimlerinin yaklaşması ve medyanın gücü ile birlikte yeni bir boyuta taşındı.

Unutulmaması gereken bir husus var ki, o da siyahiler ABD’de ne milliyetçi akımı savunanların ne de sermaye grubunun önemsediği bir konu değil. Onlar için önemli olan ekonomik çıkarları ve güçleridir.