Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.26
Gram Altın
2972.58
BIST 100
9624.68
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
17 Şubat 2016

TÜRKİYE KONUMUNU HARD POWER OLARAK DEĞİŞTİRDİ

Suriye devrimini sırf "İslamcı gruplar güçlendi ve dolayısıyla Suriye'de yönetimi ele geçirecekler" diye sabote eden Amerika Birleşik Devletleri, sonraki süreçte alanı tamamen Ruslara ve İran'a bıraktı.

2012 sonlarına geldiğimizde Hizbullah Suriye topraklarında Şebbiha ve HizbulEsed olmuş, İran da Rusya'nın finosu haline gelmişti.

Rusya'nın SSCB döneminden gelen Suriye'deki varlığı, nüfuzu ve askeri gücünü biliyoruz. Ayrıca, Rusya için Ortadoğu enerji yollarının sınır kapısıdır Suriye. Rusların Ak Deniz'e açılan tek kapısı burası. Bu sebeple Rusya için Suriye hayati önem taşıyor. Bu sebeple Suriye Rusya için vazgeçilme üstür.

Durum gittikçe netleşiyor; kimsenin DAEŞ ve DAEŞ ile mücadele gibi bir sorunu yok, DAEŞ Suriye topraklarında konuşlanma bahanesidir. DAEŞ, ABD-Rusya-İran tarafından Suriye'de yem olarak kullanılıyor. Yeni haritalar tek hedef. Ortadoğu'da harita değişiklikleri ile Şii kuşatmasını hedefleyen İran-Rusya hatta ABD, son 2 yılda Suriye konusunda birlikte hareket ettiler.

Suudi Arabistan, sürecin bu minvalde işlemesi halinde artık bölünme sırasının kendisine geleceğini gördü. Başını İran, gövdesini ABD'nin, kuyruğunu da Rusya'nın çektiği plana göre, Suudi Arabistan'da Şiilerin yoğunlukta yaşadığı bölgede bir Şii devleti kurulacak, böylelikle Şia'ya en büyük muhalif devlet kendi içinden ağır darbeyle bölünecekti. Yani, bir sonraki yüzyılın çatışma planları hazırlanacaktı. Alan tamamen İran ve Rusya'nın kontrolüne girsin istedi ABD.

Hatırlarsınız, ABD, "Kitle imha silahlarının kullanılması bizim için savaş sebebidir" demişti. Esed'in Suriye'de kitle imha silahlarıyla çoğu sivil, çocuk ve kadınlardan oluşan elli bin insanı katlettiği kesinleşmesi üzerine Obama "Konuyu kongreye sunacağız" diyerektopu tribünlere attı. O günden sonra ABD yönetiminin Suriye ile ilgili en ufak bir hamlede bulunmayacağı ve alandaki inisiyatifi Rus-İran ittifakına bırakacağı anlaşılmıştı.

Asker, ajan, malzeme sevkiyatına sessiz kalan ABD'nin bu tutumu, İran'a kontrollü yayılması için lojistik destek anlamına geliyordu, bu da, Türkiye'nin Rusya'ya mahku00fbm ve mecbur olması demekti. Türkiye bu planı doğru okuyarak yeni bir Skyes-Picot'a izin vermeyeceğini açıkça ilan etti.

Efendiler, Hanry Kissenger'in "Kontrollü Kaos" olarak nitelediği bir süreçten geçiyoruz. Burada hedefledikleri gibi Türk-Kürt kavgası çıkarmak, söz konusu kaos sürecini uzun vadeye yaymak anlamı taşıdığını biliyoruz.

Türkiye'nin monşerleri ve PDY medyası "Erdoğan Suriye'yi savaşın eşiğine getirdi" tezviratının arkasında yatan saik basit, primitif düşmanlık güdüsüdür. Türkiye Suriye sorununa karışmamış olsaydı, süper güçler Türkiye'yi de kapsayan yeni bir harita değişikliği ile kökten çözüm! yoluna daha erken, daha vahim ve daha kolay girmiş olurlardı.

Burada Türkiye'nin birkaç bin silahlı elemana sahip YPG/PYD'ye yaklaşımı büyük planı görmesini engellememeli. Zira olay çoktan terör olayı olmaktan çıkmış, gelişmeler dünya savaşı hazırlıklarının sonuna gelindiğini gösteriyor. Bütün bölgede harita değişikliğinin öngörüldüğü plan çerçevesinde örgütler, gruplar öncü kuvvet olarak sahaya sürülüyor. Yoksa DHKP-C'nin Dünya Savaşı çıkmak üzere olduğu günlerde canlı bombalarla kentlere girmesi neyin nesi?

Bu sebeple kartlar sağlama alınmalı, uluslararası ilişkilerde stratejilerinizin arasına, hatta (kimi durumlarda) önüne askeri gücünüzü koymanız kaçınılmazdır. Suriye konusunda geldiğimiz nokta Türkiye diplomasisi hard power nitelik taşıyor. Suudi Arabistan Kara Harekatı için diğer müttefiklerle son aşamaya geldiğini duyurdu, uçakları Türkiye'ye geldi gelecek. ABD sıkışmışlığını hangi aktrasyonlarla gidereceğini bilmez halde.

Anlaşılan bütün hazırlıklar tamamlanmış, karşı tarafın hamlelerini gözleniyor. Her an konvansiyonel bir savaş halinin dışına da çıkılabilir. Türkiye ilk kartını masaya koydu ve Suudi Arabistan, Katar başta olmak üzere diğer müttefik güçlerle savaşı göze aldığını gösterdi.

Türkiye stratejisini, "biz savaş taraftarı değiliz, lakin savaş ise savaş" konumuna taşıyarak devletlerarası caydırıcı pozisyonunu ilan etti.

Dönüşü yoku2026