Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.72
Gram Altın
2963.22
BIST 100
9670.93
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Aralık 2015

Türkiye İsrail ilişkileri üzerine

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı bir basın açıklamasında; İsrail'le kesin bir anlaşma yapılmadığını bir taslak üzerinde çalışıldığını ifade ettikten sonra "Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı, Türkiye'nin dostudur" dedi. Ömer Çelik'in bilhassa "İsrail devleti dostumuzdur" ifadeleri çok tepki aldı. Kimileri bunun diplomatik bir dil olduğunu ifade ederken, kimileri de İsrail Türkiye yakınlaşmasının ardındaki asıl gayenin abluka altındaki "Gazze" olduğuna dikkat çekti. Bu ifadeler üzerinden Türkiye'nin Filistin davasını sattığını, Gazze'yi arkadan bıçakladığını, "one minute" çıkışı ile İslam dünyasında elde edilen güven ortamının bir anda zedelendiğini ifade edenler de oldu. Bazıları da meseleyi Suriye üzerinden kurulan ittifaklar ve dengeler üzerinden değerlendirdi. İsrail'e toz kondurmayanparalel yapı mensuplarından tutun da birçok muhalif kesim de mal bulmuş mağribi gibi bu ifadeler üzerinden AK Parti'yi İsrail'in kucağına oturan zavallı bir parti olarak afişe ettiler. İsrail'e toz kondurmayan bu kesim İsrail karşıtı gibi görünerek dindar kesiminin vicdanına dokunan yorumlar paylaşmaya devam ediyor. Doğrusu Ömer Bey iyi malzeme verdi.

"İsrail devleti dostumuzdur" ifadesi açıkçası vicdan sahibi insanları inciten bir ifade. Bugün içinde azıcık vicdan taşıyan bir insan, dünyanın en zalim devletlerinden biri olan ve 50 yıldır Filistin'de çocuk öldüren bu devletin terör saldırılarına onay vermez. İsrail'i bir otorite olarak kabul etmez. Hangi vicdan sahibi insan, İsrail'in Lübnan'da kumsalda denize giren çocukları hedef alan hava saldırılarını içine sindirebilir. Hangi vicdan sahibi insan, Gazze'de çocukların katledilmesini Sderot'taki bir tepede elinde viski kadehleri ve nargileler eşliğinde izleyen İsraillilere sessiz kalabilir. Uluslararası hukuku hiçe sayarak yıllardır Gazze'de binlerce kişiyi katleden, 20 binden fazla binayı, binlerce iş yerini, yüzlerce okulu ve hastaneyi yerle bir eden, yoğun ağır metal patlayıcı bomba(DIME), termobarik bombalar ve misket bombaları kullanan bir devleti kim meşru görebilir! Hiç kuşkunuz olmasın Ömer Çelik de Erdoğan da Davutoğlu da bu zulmü çok ama çok iyi biliyor. İsrail'in zalim bir devlet olduğunu, yıllardır Filistin halkına uyguladığı insanlık dışı muameleyi onlar da biliyor. Ben Erdoğan'ın Davos'ta ; "Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum" derken bunu tüm hücrelerine varana kadar hissederek söylediğine inanıyorum. One minute gerçekte bir isyanın adıdır. İyi diyorsun da şimdi de Ömer Çelik "dostumuz" diyor? Buna ne diyorsun?

Bu meseleyi "devletler arası ilişkilerde duygusallığa yer yoktur, her devlet çıkarına göre hareket eder" türünden üçüncü sınıf, klişeleşmiş, ezber bir cümleyle geçiştirmek istemiyorum. Kaldı ki Türkiye'de bir ortaokul talebesine bile mikrofon uzatsanız o da size "devletler arasında duygusallığa yer yoktur" minvalinde bir yorum yapacaktır. Çıkarı uğruna 50 yıldır çocuk öldüren İsrail ile yine çıkarı gereği dostane ilişki kurmak isteyen bir başka ülke örneğini bu kapsamda değerlendirmek mümkün! Evet, devletler arasında vuku bulan ilişkiler çıkar eksenlidir. Her devlet çıkarı doğrultusunda politika geliştirir. Ne var ki dini duygularla hareket eden ve ulvi amaçlar güden devlet politikalarını da göz ardı edemeyiz. Bilhassa İsrail ve ABD'nin dış politika anlayışını belirleyen temel ölçüt budur.

Erdoğan'ın Davos'ta uluslararası dengeleri gözeterek diplomatik bir dil kullandığını mı düşünüyorsunuz? Belki öyledir. Lakin ben, bir hakikati haykırdı diye düşünüyorum. İlk defa açıktan bir zulme tepki gösterdi Türkiyeu2026 Bu konudaki soru da hazır... Peki, bu tepki bir netice verdi mi? Sadece haykırmak, dile getirmek, tepki ortaya koymak Filistinlilere uygulanan baskı ve imha politikalarında bir değişikliğe yol açtı mı? Bakınız, yıllardır iç işlerimizi ve dış politikalarımızı İsrail'in yön verdiği, MİT'in MOSSAD ajanlarıyla kaynadığı, Ergenekon-PKK, FETÖ-PKK ilişkilerinde İsrail'in aktif rol oynadığı eski Türkiye düzeneğinde Filistin ancak şiir mısralarında geçen bir yerdi. Erdoğan ise Peres'e tepki gösterirken bir taraftan da eski Türkiye'nin bağımlı siyaset anlayışını ve vesayeti tasfiye etmekle meşguldü. Yerli savunma sanayi alanında atılan adımlar, MİT'teki tasfiyeler, geliştirilen bölgesel ittifaklar ve çözüm süreci ile başlayan huzur ve istikrar arayışı hep güçlü ve bağımsız bir ülke durumuna gelmek içindi. Türkiye hala bu hedefinden bir milim olsun sapmış değildir.

FETÖ mensupları medya organlarında "İsrail, terör yuvalarını bombaladı" şeklinde haberler yaparken Erdoğan, hem ülkesi için hem de Filistin için içerideki hainlerle mücadele ediyordu. Demem o ki evet, Ömer Çelik diplomatik dil kullanırken bunu iyi ayarlayamadı. Ve bu dil, haklı olarak yukarıda ifade ettiğim gibi vicdan sahibi insanları yaraladı. Samimi olanlar buna tepki gösterdi. Haksız sayılmazlar. Ama bu, AK Parti'nin İsrail'e bağımlı bir ülke olduğu göstermez. Bakınız 20 yıldır İsrail'den askeru00ee araç-gereç alan Türkiye'nin ödediği para 4,5 milyar dolardan fazla! Aldığımız tankların tamirini bile İsrail'e yaptıracak kadar İsrail'e bağımlı bir ülkeydik biz! Bugün ise Mavi Marmara'da yaşananlar için İsrail'e özür dileten, sadece özürle de yetinmeyen tazminat ödemeye mahkum bırakan dahası Gazze'deki ablukanın da kaldırılmasını "şart" koşan bir Türkiye var karşımızda..

Türkiye İsrail ilişkileri bu çerçevede ilerlerken, muhalif kesime ve bilhassa FETÖ mensuplarına gün doğdu. İsrail'e gönülden bağlı olan bu kesim, Ömer Çelik'in ifadeleri üzerinden bol miktarda propaganda yapıyor. "AK Parti'nin asıl sahibi İsrail'dir. İsrail ne derse AK Parti onu yapar. AK Parti'yi İsrail kurmuştur" şeklinde devam eden bir yığın asılsız iddialarla güya dindar kesimin AK Parti'ye olan güvenini sarsmaya çalışıyorlar. Biliyorum, Gazze'de zulüm altında inleyen binlerce Müslüman için atılan adımları engellemek için yapıyorlar bunu. Dindar kesimi kışkırtarak dikkatleri AK Parti'nin üzerine çekmek ve İsrail'in elini güçlendirmek niyetindeler. Bu tuzağa düşmeyelim. Erdoğan, ne yaptığını iyi bilen bir politikacı. Henüz ortada bir anlaşma yok. Türkiye ilk kez bağımsız, güçlü bir ülke olarak İsrail'e şart koşuyor. Ben bu süreci, Filistin'de yaşanan dramın son bulması için de önemli bir fırsat olarak görüyorum. Ömer Çelik o ifadelerine bir açıklık getirecektir. Filistin'e odaklanalım derim.

@sivildemokrat

[email protected]