TÜRKİYE GELECEĞİNİ YENİDEN TASARLIYOR
Ulusal ve uluslararası düzeyde fikir önderi konumundaki prestijli isimleri 16 yıldır bir araya getiren Forum İstanbul bu yıl 4-5 Mayıs tarihlerinde gerçekleşecek.
Ana teması 'Türkiye Geleceğini Yeniden Tasarlıyor' olan organizasyonda Dünyada ve Türkiye'de Yeni Dönem, İhracatta Atılım Yılı, Sanayi ve Ekonomide Dijital Dönüşüm, Gelecekte Yaşam -Akıllı Şehirler, Finansal Sistemlerin Geleceği Nasıl Olacak?, Enerjide Yol Haritası, Savunma'da Stratejik Yenilikler Neler Olmalı? konuları ele alınacak.
Geçtiğimiz Çarşamba akşamı da konuyla ilgili olarak basın mensuplarını bilgilendirmek amacıyla İstanbul Swissotel'de bir akşam yemeği düzenlendi.
Forum İstanbul Başkanı Yavuz Canevi'nin konuşmasından kısa notlar şöyle;
u2026.Yaşanan olumsuzluklara rağmen Türkiye 2023 vizyonundan vazgeçmemiş ve vazgeçmeye de niyeti olmadığını göstererek geleceğini yeniden kurgulamak iradesini ortaya koymuştur.
-Geçici ve kısa vadeli tedbirler ile mali ( vergi) ve parasal (KGF) teşvikler
-TCMB'nin ''unortodoks'' para ve FX politikaları ile herhangi bir yol kazasına uğramadık. Büyüme performansı %2.8-2.9'un altına düşmedi.
Siyasal gerginliğin önemli ölçüde ortadan kalkması ile orta vadeli ve sürdürülebilir bir Makro Politikalar paketine dönüş ve verimlilik ve ihracat odaklı '' Sanayi 4.0 '' çerçeveli uygulamaların hızlandırılmasının önünün açıldığını varsaymak hatalı olmayacaktır.
Artık belirginleşen FED politikaları ışığında azalma eğiliminde olacağı beklenen küresel likiditeden azami payı almak ve cari açığın finansmanında, dolayısıyla büyüme oranında sorun yaşamamak için;
*Yeni hikayede inandırıcılığı artırmak,
*Küresel piyasalardaki Türkiye algısını yukarı çekmek
*Dünya Bankası'nın Yatırım Yapılabilirlik Endeksindeki konumumuzu iyileştirmeliyiz.
Şimdi mümkün olan en büyük hızla istikrarı yakalama zamanı. Hız neden önemli derseniz şunun için önemli:
-Avrupa Birliği'nin 60. Yıldönümünde, bir yandan Brexit tehdidi, diğer yandan Fransa, Hollanda, Macaristan, Almanya'da dalga dalga yayılan popülizm ve bunların yarattığı siyasal gerilim ve bunun yaratacağı zaman kaybının Türkiye'ye verilmiş bir '' zaman avansı'' olduğunu görür ve bu zamanı iyi kullanırsak hiç şüphesiz fark yaratır ve patinaj yapan ekonomik, sosyal ve hukuksal yapımızı 21. yüzyılın gerektirdiği revizyondan geçirme şansı yakalarız.
-ABD'nin AB ve Çin ile olan ilişkilerindeki zig-zaglı ve net olmayan gelişmeler bölgemizde bizi marjinalize edilemeyen bir konuma getirecektir.
-AB çıpası ülkemiz için o kadar önemlidir ki popülizm, mülteci sorunları ve diğer güncel ve ulusal siyasal tartışmalara malzeme yapılmasının maliyeti her iki tarafa da çok yüksek olacaktır.
Şu aşamada Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi ve derinleştirilmesi çıpasına sarılarak ekonomik bağımızı sürdürmemiz ve AB kendi siyasi istikrarına kavuşunca da diğer alanlara el atılması en rasyonel yaklaşım olacaktır.
Özetle, ülkemizin finansal ve siyasal krizlerden kısa zamanda kurtulma ve yoluna devam etme kapasitesinin dinamiklerini küçümsememek ve dış dünyaya bunu iyi anlatmak durumundayız.