Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve alınan önlemler
Türkiye ekonomisi, 2023 yılının ikinci çeyreğinde çeşitli
sektörlerde yaşanan artışlar ve düşüşlerle dikkat çeken bir performans
sergiledi. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ikinci çeyrekte %3,8 artarken,
hanehalkı nihai tüketim harcamaları da %15,6 artış gösterdi. Ancak, bu olumlu
gelişmelerin yanı sıra enflasyon ve dış ticaret dengesi gibi konularda bazı
zorluklarla karşılaşıldı.
Enflasyon, ekonominin belirleyici faktörlerinden biri olarak
öne çıktı. Temmuz ayında tüketici fiyatlarındaki yıllık artış oranı %47,83'e
yükselerek yüksek seviyelerde seyretti. Bu durum, tüketici güvenini olumsuz
etkilemeye başladı. Merkez Bankası, enflasyonun kontrol altına alınması
amacıyla Temmuz ayında faiz oranlarını %25 seviyesine yükseltti. Ancak, bu
önlem enflasyon baskısını tamamen ortadan kaldırmak için yeterli değil.
Beraberinde, enflasyonun temel nedenleri de incelenmeli ve yapısal reformlarla
desteklenmeli.
Dış ticaret dengesi, ekonominin dışa açıklık derecesini ve
sürdürülebilir büyümeyi etkileyen önemli bir faktördür. Temmuz ayında dış
ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre %14,2 artarak 12 milyar 217
milyon dolar seviyesine ulaştı. İthalatta önemli bir paya sahip olan enerji
ürünleri ve altın hariç dış ticaret açığı da artış gösterdi. İhracatta ise
yüksek teknolojili ürünlerin payı sınırlı kaldı. Dış ticaret dengesinin
sürdürülebilir hale getirilmesi için ithalatı kısıtlayıcı politikaların yanında
ihracatın çeşitlendirilmesi ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimi teşvik
edilmeli.
İşgücü piyasası da önemli bir alan. İşsizlik oranı %9,6
seviyesine yükseldi ve özellikle genç nüfusta işsizlik sorunu daha da
derinleşti. İstihdam oranlarındaki azalışlar, ekonominin toparlanamadığını
gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler göz önüne alındığında, 2023 yılının geri
kalanında ekonomide büyüme, enflasyon ve işsizlik konularında dikkatli bir
denge sağlanması büyük önem taşıyor. Merkez Bankası'nın aldığı faiz artırımı
gibi sıkı para politikaları, klasik kapitalist sistem içerisinde enflasyonun
kontrol altına alınması adına atılan olumlu bir adım olmakla birlikte,
ekonominin diğer yönleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Ekonomik büyüme için ihracatın
çeşitlendirilmesi ve yapısal reformlar gibi adımların atılması gerekmektedir.
Ülke ekonomisi için büyüme, sadece hızlı değil aynı zamanda
dengeli olmalıdır. İç ve dış faktörlerin uyumu, istikrarlı bir büyüme için
kritik önem taşır. Ekonomi politikalarının, özellikle de yatırım teşviklerinin,
sektörel kalkınma ve istihdam artışıyla uyumlu olması gereklidir.
Yüksek enflasyon, tüketici harcamalarının azalmasına ve
ekonomik dengesizliğe yol açabilir. Döviz kurlarındaki dalgalanmaların ve temel
ürün fiyatlarının artışının enflasyon üzerindeki etkisi yakından izlenmelidir.
İşsizlik oranlarındaki düşüş, ancak satın alma gücünün artmaması, enflasyonun
hanehalkını nasıl etkilediğinin bir göstergesi olabilir.
Düşük işsizlik oranı olumlu bir gelişme olsa da genç
işsizlik oranındaki yüksek seviye, uzun vadeli sürdürülebilirliği
zorlaştırabilir. Eğitim ve beceri geliştirme programlarının genç işsizliği
azaltmada kritik bir rolü var.
İhracatın ithalatı karşılama oranındaki düşüş, dış ticaret
dengesindeki sorunları gösteriyor. Ticaret politikalarının sürdürülebilirliği, yeni
pazarlara erişim ve katma değeri yüksek ürünlerin teşviki, dış ticaretin
sağlıklı bir dengeye kavuşması için gerekli.
Bütçe fazlası temmuz ayında olumlu bir işaret olsa da yılın
genelindeki bütçe açığı göz önüne alındığında, harcamaların etkin yönetimi ve
bütçe politikalarının sürdürülebilirliği önemli. Faiz harcamalarının kontrol
altında tutulması, kaynakların daha verimli kullanımını sağlar.
Özel tüketim harcamalarındaki artış, ekonomik büyümeyi
desteklerken, yüksek enflasyon bu etkiyi azaltabilir. Özellikle altyapı ve
teknoloji alanlarındaki yatırımlar, uzun vadeli büyümeyi desteklemek için
gerekli. Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve özel sektörün teşviki, ekonomik
çeşitliliği artırabilir.
Büyük depremler, ekonomik olarak zorlayıcıdır. Finansman gereksinimlerinin
etkili bir şekilde karşılanması, acil durum fonlarının oluşturulması ve risk
azaltıcı önlemlerin alınması, ülkenin ekonomik dayanıklılığını artırmak için
gerekli.
Nihayetinde Türkiye'nin ekonomik durumu, büyüme, enflasyon,
işsizlik ve dış ticaret dengesi gibi faktörlerin etkileşiminde şekilleniyor.
Sürdürülebilir büyüme, denge ve ekonomik dayanıklılık için etkin politika
yapımı ve uygulaması, ulusal çıkarlar açısından hayati öneme sahip.
Türkiye ekonomisinin karşılaştığı zorluklarla mücadele etmek
için sıkı bir ekonomi politikası gerekli. Enflasyonun düşürülmesi, dış ticaret
açığının sürdürülebilir seviyelere çekilmesi ve istihdamın artırılması gibi
hedeflere ulaşmak için tüm paydaşların işbirliği içinde çalışması gerekir.
Ekonominin dengeli ve sürdürülebilir bir büyüme patikasına girmesi için sağlam
temellerin atılması elzemdir.