Türkiye, 'düşmanlarıyla' barışıyor
Birleşik Arap Emirlikleri Ulusal Güvenlik Danışmanı el Nahyan ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan büyük bir adım attı.
“İnanıyorum ki çok kısa zamanda Birleşik Arap Emirlikleri
ülkemizde ciddi yatırımlara girecek” açıklamasının bir güvenlik danışmanıyla
yapılan toplantıdan sonra gelmesi BAE ile Türkiye arasındaki birçok ilişkinin
esasında güvenlik temelli olduğunu gösteriyor.
ABD’nin Türkiye ile Kabil Havalimanı’nın korunması ile Afgan
mülteciler konusunda sınırların açılması konularında anlaştığı iddiları çokça
dile getiriliyor.
O iddiların muhatabı ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği,
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ABD Başkanı Biden arasında sığınmacılara ilişkin bir
“anlaşma veya pazarlık yapıldığı” iddialarının “temelsiz” olduğunu açıkladı.
Gelen bilgiler Türkiye’nin Havalimanını koruma konusundaki
isteğinin bir miktar azaldığı yönünde.
Türkiye’nin Taliban yönetimini tanımasının önemli olduğunu
söyleyen Taliban Sözcüsü’nün yaptığı açıklama sonrasında Dışişleri Bakanı
Çavuşoğlu, Afganistan’da kurulacak yeni hükümetin tanınması ile ilgili
uluslararası toplumla hareket edeceklerini söylemesi zamanında yapılan bir
açıklama oldu.
Taliban’ın Kabil'e girmesinden önce örgütün ‘siyasi
kanadını’ Türkiye'ye davet ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu’nun “Kendi
menfaatlerimiz için herkesle görüşmek lazım. Bu, onların ideolojisini benimsediğimiz
anlamına gelmez.” İfadeleri Mısır ile başlanan görüşmelerden sonra BAE’nin iyice
anlam kazandı.
Bu dalgayı gören Ermenistan’ın “görüşelim” talebi de gözden
kaçmamalı.
Acaba sıra Suriye’ye gelir mi?
AŞILAMADA ZORLAMA MI?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın salgın sayılarıyla ilgili
son açıklaması oldukça dikkat çekici...
Türkiye’deki mevcut vakaların yüzde 90’dan fazlasının Delta
Varyantı olduğunu açıklanırkan ülkemizdeki aşıların büyük çoğunluğunu oluşturan
Sinovac firması, Delta varyantına karşı yeni aşı geliştirmeye başladıklarını
duyurdu.
Bu aşamada aşının koruyuculuğuyla salgında başarıyı elde
etmek ciddi anlamda riske girmiş görünüyor.
Biontech/Pfizer ortaklığında geliştirilen aşı kalp ile
ilgili yan etkilerine rağmen Delta Varyantına karşı hâlâ etkili bir silah
durumunda.
Afganların ülkeye kontrolsüz bir şekilde girmesiyle birlikte
birçok uzman Kovid-19’un yeni varyasyonlarının görülme riskine dikkat çekiyor.
Tam bu aşamada İstanbul ve Ankara’daki dört merkezde ‘üçüncü
dozda Sinovac-Turkovac karşılaştırması’ için Faz 2 çalışmaları başlatılması çok
anlamlı oldu.
220 katılımcının alınacağı ilk çalışmada, üçüncü dozda hangi
aşının daha güvenli ve etkin olduğunun belirlenecek.
Yerli aşının başarılı olması salgın ile mücadele çok önemli.
Bir de üstelik AB’nin Türkiye’deki aşılama sistemi kabul
etmesi aşımızın Avrupa tarafından da kabul edilmesini sağlayacaktır.
Tüm bunlar sürerken toplumsal bağışıklığı sağlayarak hayatı
tekrar eski günlere getirmek isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısı
sonrasında açıkladığı PCR zorunluluğu kararı aşılama karşıtlarının tepkisini
aldı.
Halbûki tüm dünyada aşılama karşıtları olmasına rağmen
okulların açılması neredeyse herkesin ortak fikri olarak görülüyor.
Delta Varyantı’nın vakaları tırmandırdığı merkezlerinden
biri olan ABD’de Rand Cooperation’ın yaptığı bir ankete göre ebeveynlerin yüzde
89’u tüm endişelere rağmen çocuklarını yüz yüze eğitim için okula göndermeyi
planlıyor.
Türkiye’de de dünyanın kalanı gibi benzer talepler oldukça
yüksek oranlarda seyrediyor.
Hayatın bir an önce normalleşmesi için kabine toplantısında
alınan bu kararın aşılamadaki trendi yukarı taşıması bekleniyor.
HES TARTIŞMALARINA
NOKTA
Bazı HES’lerin bırakması gereken can suyunu bırakmayarak elektrik
üretimini artırıp kârlılığını yükseltme arzusu ve başka bir dizi sebep devletin
6 HES’i kamulaştırmasıyla sonuçlandı.
Verimlilik ve çevrecilik şartlarını sağlamayan her türlü
yatırım kamu yararı adına kamulaştırılmalı.
Burada önemli olan hakkaniyet ilkesinin doğru bir şekilde
işletilmesi olacaktır.
Eğer piyasa bu kamulaştırmaların bir kurala bağlı olmadığını
düşünürse o zaman yeni yatırımlar için ürkek davranılabilir.
GÜLDÜRÜRKEN
DÜŞÜNDÜRDÜ
Estonya Başbakanı, "Afganistan'daki insani krizin
çözümüne katkıda bulunmak istiyoruz. Ülkemize 10 mülteci almaya hazırız.”
diyerek gösterdiği “fedakârlıkla” tebessüm ettirirken ülkelerine yabancıları
almak istememe refleksini açıkça göstererek düşündürdü.