Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 Şubat 2023

Türkiye çok yönlü saldırı altında

İnsan olmanın şartları var. Adalet ve merhamet bunlardan...

Vicdan ve insaf en başta geliyor.

Türkiye olarak korkunç bir deprem felaketini yaşıyoruz. Milletçe yüreklerimize ateş düştü. Canımızdan can gidiyor, binlerce kaybımız var. Deprem bölgelerinden gelen görüntüler adeta kıyametten arta kalan görüntüleri andırıyor. Milletçe bunları da aşacağız inşallah.

Kahramanmaraş’ta bir görüntü var ki, hüngür hüngür ağlıyorum. Bir baba enkaz altında can veren on beş yaşındaki kızının elini tutmuş bırakmıyor. Hal dili her şeyi anlatıyor. Ölüm karşısındaki çaresizlik böyle bir şey olsa gerek. Rabbimiz, böyle bir acıyı bize bir daha yaşatmasın…

Milletçe acıların en büyüğünü yaşadığımız böyle bir dönemde fitne boş durmuyor. Halk kendi devletine karşı kışkırtılıyor ve neredeyse ‘depremi Erdoğan yaptı’ diyecekler. Sizin yalan söyleyen diliniz kurusun. Eskiler, “Bu millet tek partiden çektiğini Yunan gâvurundan bile çekmedi.” der.

Yaşadığımız bu deprem felaketinden bir siyasi rant çıkarmak istemek, iktidar ummak hangi ahlaka sığar? Allah, ülkemizi bu tek parti artıklarının iktidarından korusun. Depremden daha yakıcı ve yıkıcı oluyorlar.

Devlet ta başından deprem bölgesindeydi. Bakanlarıyla tüm kurum ve kuruluşları ile deprem bölgesinde gece gündüz canhıraş çalışıyor. Millet orda, devlet bütün organlarıyla orda. AFAD, Kızılay, STK’lar orda ve insanüstü bir çaba gösteriliyor, yaralar sarılıyor. Sen gel bunları görme!

Bu gerçeğe rağmen; Ana muhalefet lideri koru halinde, medyası, yazarları, sosyal medya trolleri ile devleti, Erdoğan’ı suçlu ve hedef gösteriyor. Ya, bu bir doğal felakettir. Biz Allah’a inancı olanlar bunu böyle kabul ediyoruz.

Yıllarca yalan söylemekten, iftira atmaktan, elinize güç ve kuvvet geçtiğinde halka zulmetmekten hiç yorulmadınız mı? Ey insaf, ey merhamet neden bu zihniyet sahiplerinde yoksun?

Ya şu, ‘Memleket’ ve ‘Zafer’ adlı parti görünümlülere ne dersiniz?

Milletimizin can derdine düştüğü bir ortamda tahripkâr ve sorumsuz, sokak ağzı ve kabadayı jargonuyla devleti suçlamak ne anlama geliyor? Hani siz devleti düşünüyordunuz? Bu zor zamanda birlik olmayacaksak ya ne zaman olacağız. Devlet ve milletimizin menfaati bunu gerektirmiyor mu?

Farkında mısınız, bilerek veya bilmeyerek verilmek istenen görüntü şu; milletimiz tahrik edilip isyana çağrılıyor. Yapmayın, bu kadar acımasız olmayın. Bugün birlik olmayacaksak ya ne zaman olacağız?

M. İnce, deprem bölgesine gece gidiyor çünkü gündüz gitse halktan tepki alacak. “Görüyorsunuz, burada devlet yok, asker yok, çorba yok.” diyerek devleti suçluyor. Oysa kafasını bir çevirip baksa devletimizin orda olduğunu görecekti.

Yeter ki Erdoğan gitsin, Türkiye batmış çıkmış bunların umurunda bile değil. Anadolu insanının ağzında bir söz var: “Yanlışlar elbette hepimiz için. Fakat doğru insana yanlış yapmak basit insanlar için.”

Evet, bu zihniyetin kalplerindeki kin ve öfke dillerindekinden kat be kat fazla. Bunlardan biri de Merdan Yanardağ. Felakete maruz kalan bölgelerdekiler için bakın ne diyor: “Bunlara söyledik. Buralar dindar bölgeler. İnsanlar bile bile bu gerici partilere oy vermeye devam ettiler. Hangi gerekçe cezalandırmış olabilir ki Tanrı?”

Diyemedim, dilimin ucuna gelen her ne olduğunu biliyorum. Ahlakımı bozmaya gerek yok diyorum. Ağzıma geleni saklı tutuyorum şimdilik, Anadolu insanının tabiri ile yetiniyorum. “Bunların yaptığını gâvur bile yapmaz.”

Acaba diyorum, devletin aciz gösterilmesiyle Türkiye’nin bir dış müdahaleye açlık hale getirilmesi gibi bir plan mı yapılıyor?

Bir soru daha, ABD’nin onlarca askeri üssü Yunanistan’da niye var?