TÜRKİYE BÜYÜMEDE ÜÇÜNCÜ
Türkiye bu yılın ikinci çeyreğindeki büyüme rakamıyla G-20 ülkeleri arasından üçüncü oldu.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı(OECD), dünya ekonomisinin yüzde 85'ini oluşturan G-20 ülkelerinin ikinci çeyrek büyüme rakamlarını açıkladı.
OECD bültenine göre, dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin, 2015'in ikinci çeyreğinde G-20 ülkeleri arasında en güçlü büyümeyi kaydetti.
Ülke ikinci çeyrekte birinci çeyreğe göre yüzde 1,7 büyüdü.
Çin'i, yüzde 1,6 ile komşusu Hindistan izledi.
Türkiye yüzde 1,3 büyüme rakamı ile üçüncü oldu.
Öte yandan Türkiye ekonomisi, bu yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği yüzde 3,8'lik büyüme oranı ile Avrupa ekonomileri arasında üçüncü sıraya yerleşti.
Ekonomik büyümeyi yetersiz görüp eleştirirken diğer ülkelerle de mukayese etmek gerekir.
Gerçi gelişmiş ekonomilerin seviyesine ulaşma iddiasında olan bir ülke için böyle bir mukayese ne derece doğru olur, o da ayrı bir tartışma konusu.
Şunu demek istiyoruz; Avrupa yüzde 1 büyürken Türkiye'nin yüzde 3,8 büyümesi takdir edilmeli, ama bu hızla onlara yetişemeyeceğimiz gerçeğini de bilmeliyiz.
ÇEKLER KARŞILIKSIZ ÇIKIYOR
Yılın sekiz ayında karşılıksız çek adedi yüzde 21, karşılıksız işlem yapılan çek tutarı ise yüzde 49 arttı.
Türkiye Bankalar Birliği(TBB) Risk Merkezi verilerine göre, Ocak-Ağustos döneminde parasal tutarı 17,6 milyar TL'yi bulan 490 bin adet çek için karşılıksız işlem yapıldı.
Aynı dönemde karşılıksız işlemi yapılan 2,5 milyar TL tutarındaki 94 bin adet çek daha sonra ödendi.
Çeklerin büyük oranda karşılıksız çıkması ticari hayatın durgunluğundan mı, yoksa karşılıksız çeke uygulanan cezanın yetersizliğinden mi kaynaklanıyor, tartışılmalı.
Bilindiği gibi "ekonomik suça ekonomik ceza olur" gerekçesiyle 2012 yılında karşılıksız çeke hapis cezası kaldırılmıştı.
MERKEZ 2,70'TEN DOLAR SATMAZ
Türkiye İhracatçılar Meclisi(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, İstanbul Ticaret Odası(İTO) Başkanı İbrahim Çağlar tarafından gündeme getirilen kısa vadeli borcu olanlara Merkez Bankası'nın 2,70'ten dolar satması önerisi için "imkan dahilinde değil" diyerek karşı çıktı.
Büyükekşi, "Merkez Bankası'nın böyle bir şey yapmasını çok imkan dahilinde görmüyoruz. Döviz borcu olanların mutlaka döviz geliri olması lazım" diye konuştu.
Döviz geliri olmayanların dövizle borçlanmamaları gerektiği yönündeki uyarılara aldırış etmeden düşük faiz cazibesine kapılarak döviz cinsinden borçlanmaları hem şirketlere hem de ülke ekonomisine zarar veriyor.
Halbuki borçlanırken sadece faiz değil, kur riskinin de hesaplanması gerekir.
Özellikle de bizim gibi dış şoklara karşı kırılgan olan ekonomilerde bu risk göz ardı edilmemeli.