Türkevi'nden Darülaceze'ye
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hafta başında New York’ta Türkiye’nin gurur duyduğu dikey mimariye sahip sembol bir binayı, Türkevi’ni hizmete açtı. Bugün yani hafta sonunda ise yatay mimariye sahip yeni bir Darülaceze’nin, dev bir sosyal hizmet şehrinin temellerini atacak.
Hafta boyunca yazarlar
Türkevi’ni detaylı şekilde kaleme aldı, televizyonlarda uzun uzun anlatıldı.
ABD’nin finans başkentine dikilen bu sembol merkezin, dünyaya meydan okuyan
ihtişamı ile yeni bir dönemin habercisi olduğunu dile getirdiler. Ancak en güzel
tariflerden birini Birleşmiş Milletler’de de görevi olan bir bilim insanımız
yaptı. Prof.
Dr. Sevil Atasoy, geçtiğimiz Pazartesi günü şu tweeti attı: “New York’taki
BM binasının ana giriş kapısını arkanıza alın, karşıya geçin. İşte yeni evimiz.
Türkevi. Gurur duyuyoruz.”
New York’un
kalbinde yükselen 36 katlı Türkevi, Türkiye’nin uluslararası yerinin bir
göstergesi, şahlanışının da nişanesi. Ülkemizin artan gücünü, büyüklüğünü,
birikimini yansıtan bir sembol. Pandemiye rağmen 171 metre yüksekliğindeki bu gökdelenin
dört yılda yapılmış olması Türk mimar, mühendis ve işçisinin başarısıdır. Türkevi’nin
mimarisinde Allah’ı sembolize eden lalenin ve milletimizin sembolü hilalin esas
alınması ayrı da bir anlam taşıyor. Gönül isterdi ki, tasarımı da bir Türk
mimarın kaleminden çıksın.
Diğer
hizmetlerini, eserlerini bir yana bırakın, New York’un göbeğine lale ve hilal
motifli bu abideyi diken Recep Tayyip Erdoğan’ın sadece bu hizmeti bile ona şeref
olarak tek başına yeter de artar bile.
***
Darülaceze,
Sultan II. Abdülhamid Han’ın havadar olması için Kâğıthane tepesine yaptırdığı
orijinal bir eser. Ortasında dev bir bahçesi olan, ikişer katlı 9 binanın
düzenli aralıklarla yerleştirildiği yatay mimariye sahip devasa bir hizmet
kurumu. 1895’ten bu yana 100 binin üzerinde kimsesiz bebek, çocuk ve yaşlıya
yuva oldu, ev sahipliği yaptı.
2015’ten beri
Darülaceze Başkanlığı yapan Mimar Hamza Cebeci’nin yönetiminde ise yeni bir
şahlanış başlattı. Önce orijinal mimarisinde olmayan, sonradan ilave edilen tüm
eklentiler temizlendi. Müessesenin güneyinde bulunan otopark alanına 10 katlı bir
sosyal ve kültürel tesis yapıldı. Kız öğrenci yurdu, üniversite (geriatri / hasta
bakım bölümü) ve otopark olarak kullanılacak tesiste sosyal donatı alanları ve
bir sağlık ocağı da bulunuyor. Tesis, bağışlarla ayakta duran Darülaceze için
ciddi bir gelir kaynağı olacak.
***
Asıl önemli
proje ise İstanbul Havalimanı yakınındaki Yassıören’de bugün tanıtımı yapılacak olan Sosyal Hizmet Şehri. Yatay ve akıllı şehir mimarisine göre tasarlanan
proje bittiğinde toplumun her kesiminden insana kapısı açık olacak.
13 bloktan
oluşan bu yatay şehirde sağlıklı bireylerin yanı sıra yatağa bağımlı olanlara
da hizmet verilecek. Sanatçı ve sporcu yaşam merkezinin yanı sıra çocuklar için
de özel bir bölüm bulunacak. 1036 yatak kapasiteli sosyal hizmet şehrine,
ihtiyaç duyulması halinde 412 yataklı bir bölüm daha ilave edilebilecek.
Bu devasa
sosyal hizmet şehrinde köy kahvesi, restoran ve göletlerin yanı sıra
rehabilitasyon, fizyoterapi, fitness ve spa merkezi, okuma, dinlenme ve çocuk
oyun alanları da yer alacak. Cami, kilise ve havranın da bulunacağı şehirde sakinlerin
yaşayacağı odalar 1, 3 ve 4 kişilik olarak tasarlandı. Yürüyüş parkuru veya
bisiklet yolundan hobi bahçelerine ulaşılırken, ziyaretçiler şehirde elektrikli
araçlarla gezebilecek.
Darülaceze’yi
Sultan II. Abdülhamid Han, 30 bin metrekarelik bir alana inşa ettirmişti. Bu
tarihi yerleşke, şehrin kalbindeki varlığını devam ettirecek. Yassıören’deki yeni
Darülaceze ise 150 bin metrekarelik, yani eskisinin beş katı büyüklüğünde bir
alanda inşa edilecek. Darısı Anadolu yakısında, Sabiha Gökçen Havaalanı
yakınında yaklaşık 500 bin metrekare alanda inşa edilecek üçüncü Darülaceze’nin
başına…