Türkçülük Ümmetçiliğin nesi olur!
Açıklamalarıyla tartışmaların sürekli merkezi haline gelen Devlet Bahçeli, son konuşmasında Ziya Gökalp’in cümleleriyle;
“Türklerle Kürtlerin birbirini
sevmesi her iki taraf için hem dini hem siyasi bir farzdır. Kürtleri sevmeyen
Türk varsa Türk değildir. Türkleri sevmeyen Kürt varsa Kürt değildir” dedi.
İfadesinde
dinifarziyetşüphesiz Hadis’te belirtilen İslam kardeşliği…
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona
zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin
ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir...”
Peki, siyasi
farziyet nedir, nereden geliyor?
“…Osmanlı
Millet Sisteminin temeliİslam’dır;
Osmanlı Millet
Sistemi etnik, ortak dille birbirine bağlı gruba değil; dini, mezhebi aynı topluluk
üyeliğine dayanırdı.
Millet
mefhumu dini topluluğa üyeliği ihtiva ederdi.
Kavramın
‘millet – Notion’anlamındaki kullanımı doğu toplumlarında 19. Yüzyılla
kullanılmaya başlandı.
Osmanlı Millet
Sistemi,Kolonyalist, emperyalist, kapitalist imparatorluklardaki azınlık
uluslarla, federal yapılarla mukayese edilemez, Batı tarzı milliyetçiliğe temel
teşkil etmez.
Bazı Hıristiyan Bulgarlar, Arnavutlar
Helenleşmiş; Müslümanlaşantopluluklar mesela Pomaklar, dil farklılıklarına
rağmen Türk farz edilmişken, Anadolu’da Türkçe konuşan Rum Ortodoks ahalisi Yunanlı
kabul edilmişlerdir…” (İlber Ortaylı, ‘TheOttomanMillet Systemandit’sSocialDimensions, Boundaries
of Europe? Stockholm, 1998)
Türk
Milleti, Batılı manada kavmi, ırki, nesebi, soy sop kabilinden etnisite değil, İslam
ümmetinin ayrıl(a)maz parçasıdır.
Fark
ettiyseniz Mızraklı İlmihal’de kayıtlı,
“Ve dahi din ve millet birdir. Resulullah
Hazretleri’nin Allah Azimüşşan’dan itikada müteallik getirdiği şeylere din ve
millet derler”
ifadesiyle Kürtleri Türk Milleti dairesine alıyoruz.
Meselenin
aslı esasıBoşnakilmihallerinde görülüyor;
"Ne zamandan beri Türksün?
-KaluBela'dan beridir Türküm..."
Üstad Necip
Fazıl Kısakürek, Türk mefhumunu İslâm’dan kopararak Batılı “nation” kavramıyla
yozlaştıran müsteşrik, Şamanist Türkçülere Hitabeler isimli eserinin 257.
Sayfasında “Bilinmelidir ki Türk,
Müslüman olduktan sonra Türk’tür. Biz İslâm’ı kabul ettikten sonra Türk’ün
Türkçüsüyüz” diyerek cevap vermektedir.
İsmet
Özel’le bağlayalım;
“…Kâfirle çatışmayı göze alan Müslüman’a Türk
denir. Bu manada modern çağda insanların
önünde Türk olmak yahut Amerikalı olmak gibi bir ikilem vardır. İnsanlar ikisinden
birini seçmek zorundadırlar. Ortada ‘Medeniyet
dediğin tek dişi kalmış canavar’a karşı duranlarla o medeniyete hizmet
edenler arasında fark vardır…
Türk eğer
kâfirle çatışmayı göze alan bir Müslümansa; Türk buysa eğer bu Türk Ümmet-i Muhammed’in mesuliyetini üzerine
almadan nefes alamaz. Bütün Müslümanların tek bir parça olduklarını, bütün
Müslümanların aynı hedefe doğru yürüyen tek bir varlık olduklarını kabul etmek
Türklüğün has özelliğidir…” (SKY Türk 360TV - 19 Aralık 2012)