Türk toplumu olarak neden okumuyoruz?
Okumak, insan zihnini geliştiren, ufkunu açan bilgi ve birikimini artıran en önemli aktivitelerden biridir. Ancak, ülkemizde okuma alışkanlığı istenilen düzeyde değil. Peki, neden Türk toplumu okumuyor?
Bu sorunun cevabını ararken,
konuya bir fıkra ile başlayalım.
Temel'e bir gün arkadaşları sorar:
"Temel, neden hiç kitap okumuyorsun?"
Temel cevap verir:
"Kitap okumanın ne faydası var ki?"
Arkadaşları şaşırır ve sorar:
"Nasıl yani? Kitap okumak insana bilgi verir, ve
insanın ufkunu genişletir."
Temel gülerek der ki:
"Ben kitap okumak yerine, kitap yazan insanlarla
tanışmayı tercih ederim. Onlar zaten okuyup yazmış, bana anlatıyorlar!"
Bu fıkra belki bizi gülümsetir
ama, aslında Türkiye'de okuma alışkanlığına dair bir gerçeği de gözler önüne
seriyor. Ülkemizde, okumak yerine, daha kolay ve pasif aktiviteler tercih
ediliyor.
İngiltere merkezli Dünya Kültürü Puan Endeksi'nden derlenen
verilere göre; Dünya’da en çok kitap okunan ülke Hindistan olup, haftada kişi
başı, ortalama 10 saat 42 dakikayla 1. sıradadır.
İkinci sırada yer alan Tayland'da kişi başı haftada,
ortalama kitap okuma süresi 9 saat 24 dakika olurken, üçüncü sıradaki Çin'de
ise, halk haftada 8 saatini buna ayırıyor.
Türkiye'ye baktığımızda ise durum biraz farklı: Türkiye,
haftada ortalama 5 saat 54 dakika kitap okunma süresiyle listenin 18'inci
sırasında yer alıyor. TÜİK verilerine göreyse kitap okumak, Türk insanının
ihtiyaç listesinde 235'inci sırada yer alıyor.
Kitap
okumak yerine televizyon izlemek veya sosyal medyada vakit geçirmek daha
yaygın.
İnsanlara neden okumadığı sorulduğunda, verdikleri cevap
sanki aralarında sözleşmişler gibi hep aynı: Vakitsizlik!
Aslında vakit var ama telefona bakarak vakit öldürülüyor.
Kitap okumak insanı oturduğu yerden başka dünyalara yolculuk
yaptıran en güzel, en konforlu ulaşım aracıdır.
Neden Okumuyoruz?
TÜİK’in 2022 yılında yaptığı çalışmaya göre ise 15 yaş ve
üzeri kişilerinin yüzde 69’u hiç kitap okumazken, yüzde 31’i ise yılda en az
bir kitap okuyor.
En çok kitap okuyan yaş grubu yüzde 50,9’la 15-24 yaş grubu.
En az kitap okuyan yaş grubuysa yüzde 14,1 ile 65 yaş ve üzeri.
Türkiye'de eğitim sistemi, okuma alışkanlığı
kazandırma konusunda yeterli değil. Öğrencilere kitap okuma alışkanlığı
kazandırmak yerine ezberci bir sistem uygulanıyor.
Akıllı telefonlar, tabletler
ve bilgisayarlar, kitap okumaktan daha cazip hale geliyor. Sosyal medya,
oyunlar ve dijital içerikler, insanların boş zamanlarını tüketiyor.
Okuma alışkanlığının kazanılması ve
yaygınlaştırılması, bireylerin ve toplumun gelişimi için hayati öneme sahiptir.
Türkiye'nin okuma oranlarını
artırması, eğitim sisteminden kültürel ve ekonomik politikalara kadar geniş bir
yelpazede yapılacak reformlarla mümkündür. Şunu hiç unutmayalım; Okuyan bir
toplum, düşünen ve üreten bir toplumdur.
Kitap okumak insanın hayal gücünü geliştirdiği gibi; aklını,
fikirlerini, hayata bakışını da değiştirip geliştirir. Okuyan bir toplum olmak
dileğiyle...