Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.52
Gram Altın
2950.32
BIST 100
9878.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

Türk sporunda MOBBİNG

Bu başlığı neden attım? Uzun süreden beri Türk sporunda özellikle futbolda bazı kişilere yönelik karalama kampanyaları aldı gidiyor. Ölçüsüz ve insafsız bu saldırılar karşılıksız kalıyor. Bu da saldırganları daha da cesaretlendiriyor pervasız yapıyor.

Daha önceden Hakan Şükür'e saldırılar ve karamalar alıp başını giderdi. Hakan Şükür oynadığı futbol ile değil de özel hayatı ile gündeme geliyordu. Bunun bilinçli ve sistemli bir şekilde yapıldığı gerçeği unutulmamalıdır.

Gazetelerin sayfalarına zaman zaman değişik isimler özel hayatlar gündeme getiriliyor.bunlar arasında Şenol Güneş'in kılığı kıyafeti, Aykut Kocaman'ın geçmişi gibi örnekler verilebilir. Baştan belirtelim ki hem Şenol Güneş hem Aykut Kocaman Türk futbolundaki seçkin yerlerini almışlardır. Dolayısıyla onların özel hayatlarının gündeme gelmesi onları rencide etmez aksine yüceltir. Bilmeyenlerin hatırlaması arzu edilir. Son zamanlarda bu karalama eğilimi devam ediyor. Fırat Aydınus'un uygulamaları tartışılmaktadır. Ancak bu tatbikat yetmiyor, Fırat Aydınus'un özel hayatı, eşi ve çocukları gündeme geliyor. Televizyon kanallarında ve gazete sayfalarında Fırat Aydınus'un mahrem hayatı tartışılıyor ve insafsızca kelimelerle saldırılıyor. Amaç doğruyu bulmak değil birisi üzerinden bir yerlere mesaj vermek ve gündemi saptırmaktır.

Bir kameraman eline aracını alıyor ve kamerayla hakemin evinin kapısına dayanıyor. Kapının zilini çalıyor ve cevap alınamıyor. Evde hakemin eşi ve çocukları var. Belli ki hakemin eşi kameraman ile görüşmek istemiyor, çocuğu tedirgin oluyor. Ancak bu, kimsenin umrunda değil. Onun için önemli olan ne pahasına olursa olsun hakemin kapısına dayanmak. Çevredeki insanlarla hakemin özel hayatını konuşuyor.

Kameraman veya diğer muhabirlerin amirlerine durum soruluyor. Onlara göre bu tablo özel hayata müdahale değildir. Tam tersine bunun adına "basın özgürlüğü" adını veriyorlar. Bu tanımlama amacını aşıyor, temenniden öteye gidemiyor.

Bana göre yukarıdaki olumsuz tablonun adı " MOBBİNG"tir. Ben şimdi "MOBBİNG" konusunu ele alacağım. Mobbing ile futbol dünyası arasındaki ilişkiyi sorgulayacağım. Farklı bir bakış açısı ile olayları ele almaya çalışacağım.

Mobbing nedir. Birine karşı cephe oluşturma, duygusal saldırıda bulunma, psikolojik terör olarak ifade edilmektedir.

Mobbing'in kelime anlamı ise psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme anlamına gelmektedir

Mobbing işyerinde yavaş yavaş gelişen sistematik, sürekli ve kasıtlı psikolojik korkutma ve yıldırma hareketleri olarak tanımlanabilir.

Mobbing kalabalık bir grubun hedef seçtikleri kişi yada kişilere kendi kanunlarını uygulamasıdır. Ülkemizde bu olguyu tanımlama için:

Duygusal taciz

Psikolojik taciz

Psikolojik terör ya da

İş yerinde yıldırma terimleri de kullanılmaktadır.

Mobbing çalışanların psikolojik, fizyolojik sosyal ve ekonomik yönlerden büyük hasar görmesine, toplumun yavaş yavaş manevi ve maddi açıdan çöküşüne, adalete olan inancın azalmasına ve kurumların değer kaybına yol açar.

Mobbing davranışları sözlü olmak durumda değildir; beden dili, bakış, ima ve medya kanalı da mobbing amacıyla söz kadar etkinlikle uygulanabilir.

Mobbing daha ince, dolaylı ve psikolojik taciz olaylarını tarif eder.

Mobbing kişinin sağlığını, üretkenliğini ve verimini etkileyici şekilde doğrudan veya dolaylı bir saldırı yapılmasını içerir.

Mobbing uygulayan kişinin niyetine bakılmaksızın gerçekleştirdiği eylemle mağdur üzerinde olumsuz etkiler bırakır.

Saygıdeğer dostlarım, gazeteleri okuyorsunuz televizyonları seyrediyorsunuz. Yapılan "yorum" adı altındaki hakaretler mobbing değil de nedir? Makalelerdeki suçlamalar ve karalamalar eleştirinin ötesinde hakaretler içeriyor.

Mobbing işte budur. Mobbing yıkıcıdır ve uyarıcıdır.

Hasıl-ı Kelam: "Hakaret ederek suçlayarak TÜRK SPORU'NU geliştirmek hayal ürünüdür."