Türk solunun solan yüzü CHP ve çatlakları
(Cumhuriyet Halk Partisi), 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kurulan ve Türkiye'de etkinlik gösteren ilk siyasi partidir. Altı ilkesi vardır( “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik, Devrimcilik, Devletçilik)
Parti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ve partinin koltuğunu çok seven sonraki dönemlerinde sıkça başkanlık eden İsmet İnönü’dür. Belgeler ve tarihsel açıklamalardan gördüğümüz okuduğumuz kadarı ile Atatürk ve İnönü arasında özellikle Atatürk’ün vefatına yakın senelerde sıkça münakaşa ve anlaşmazlık yaşanmış. İnönü, Atatürk'ün yanındaki herkesin hükümet işlerine karışmasından çok şikayetçiymiş ve bunu bir toplantıda dillendirip yüksek sesli bir tartışma yaraşmış. Bu münakaşalarından sonra Atatürk’ten İnönü’ye ara vermesi ve istirahat etmesi yönünde bir teklif gitmiştir. Lozan ve sonrasındaki memleket işlerinin İnönü'yü fazlaca yıprattığı öne sürülerek teklifi tartışmasız kabul etmiştir.
İnönü’den boş kalan makama Atatürk, Celal Bayar'ı uygun bulmuştur.
İsmet İnönü Atatürk tarafından erken emekliliğe ayrılmıştır. İnönü, küs ayrılmadıklarını, kardeşliklerinin ebedi olduğunu her fırsatta belli etse de Mustafa Kemalin ölümünden yaklaşık 1 ay sonra paralardan Atatürk'ün resmini kaldırarak kendi resmini koydurmayı da görev bilmiştir. Ayrıca Pullarda kendi resimlerini bastırtmıştır. Çankaya'daki Atatürk heykelini depoya kaldırtmış tüm resmi dairelerden Atatürk’ün resmini indirtip kendi resmini astırmıştır, Atatürk’ün en yazdığı Nutuk'u yasaklatmıştır…
26 Aralık 1938’de toplanan CHP Olağanüstü Kurultayı’nda Atatürk’ün ‘Ebedi Şef’, İnönü’nün de. ‘Milli Şef’ olarak anılması, İnönü’nün ‘CHP’nin değişmez genel başkanı’ olması kabul edildi.
Tek partili dönemden çok partili döneme geçiş bahsedildiği gibi İnönü’nün siyaset meydanında yeni partiler yeni sesler istemesi ile gerçekleşmedi. Avrupa demokratik bir Türkiye görmek istediğini hükümete net bir şekilde iletince el mahkum dönem değiştirildi. Süslü manşetler ve taraflı yazarlar aksini iddia etseler de CHP istemeye istemeye bu yola girdi ve bir daha da sağlam bir iktidar sahibi olamadı.
CHP ilk büyük yenilgisini DP karşısında 1950 seçimlerinde muhalefet durumuna düşerek yaşadı.
Dipnot; 1950’de tek başına iktidar olan DP iktidarı ve onun genel başkanı Adnan Menderes, para, pul, Resmi daire ve okul kitaplarındaki İnönü fotoğrafları dönemini bitiriyor, “Atatürk’ü koruma kanunu“ çıkartıyor.Sonradan bu kanuna muhalefeten yargılanıyor. Atatürk’ün partisiyiz onun emanetiyiz söylemlerini papağan gibi tekrarlayan CHP’nin değil, Menderes hükümetinin eseridir ‘’koruma kanunu’’.
Bugün de olduğu gibi CHP dün de halkın güvenini kaybeden ve herhangi bir ikinci seçenekte tercih dışı bırakılan taraf olmuştur. CHP'nin, DP karşısında yitirdiği iktidarını yeniden kazanması da DP’nin devre dışı bırakılması ile mümkün olmuştur. DP yönetiminin iktidar yolcuğu, uyguladığı politikaların beklenti altı kalmış ya da öyle aksettirilmiş ve bugün dahi tartışma konusu olan Menderes ve arkadaşlarının idamı ile acı bir son bulmuştur.
1960’lı yılların ortasında CHP sola açılarak kendisini siyaset yelpazesinde “ortanın solu”nda konumlandırmıştır. 1970’li yıllarda ideolojisini “demokratik sol” kavramıyla kendine yeni süslü görünüm kazandırmaya çalışmıştır. İçi boş dişi yaldızlı bir görünüm. Büyük hayal kırıklığı.
CHP tarihinde bölünme ve birleşme tekerrür etmiştir ancak günümüzü kadar devamlılık sağlamış ve bugün ki konumu baş muhalefetliktir. Türk solunun, solun ne olduğundan habersiz temsilcileri. CHP’de, kuruluşundan bugüne kadar, yani 98 yılda 7 isim genel başkanlık koltuğuna oturdu.4 isim de kısa süreliğine genel başkanlığa vekâlet etti.
27 yıl…“Tek parti” dönemi…
Diğer zamanlarda çok kısa ve eli kolu bağlı “koalisyon dönemleri” yaşadı.
Parça parça…
Dura kalka…
CHP’nin kapalı kaldığı dönemde, aynı gelenekten gelen 3 siyasi parti kuruldu.
*CHP-Halkçı Parti
*SODEP-Sosyal Demokrasi Partisi
*DSP-Demokratik Sol Parti Bunları da bünyeden sayarsak, bu partiler de hiçbir zaman tek başına iktidar olamadı. Durum böyle olunca arama motorlarında sorulan “CHP son ne zaman iktidar oldu.” soruları daha uzun sürece sorulacaktır.
Madem CHP bu kadar hatalı hala nasıl belirli bir düzeyde oy alıyor ve ana muhalefet bayrağının yakasını bırakmıyor diye sorduğunuzu duyar gibiyim inanın bunun CHP ile alakası yok çünkü ortada bir muhalefet yok. Yok derken kendi aralarında kulislerinde dönen muhalefetleri saymıyoruz
2018 seçimlerinde Sayın Recep Tayyip Erdoğana’a rakip olarak Muharrem ince sahnede yerini almış günde üç miting yapmış ve CHP’nin fonladığı medya örgütleri de bu gösterileri yayımlamıştır. Ancak birileri bundan rahatsız olmuş ve yayın yapan tv programları aranıp hesap sorulmuştur. Arayan kişiler Kılıçdaroğlu talimatı almış bizzat kendi adaylarına yayın kısıtlaması verdirmiş, Muharrem İnce’ye mobing uygulanmıştır.
Açıldığı dönemden bu yana siyasi politikaları değişiklik göstermiş ve yetersiz kalmış, yönetimde daima kendi ideasını benimseten bir lider bulunmuştur. Kılıçdaroğlu'nun iddia ettiği gibi dışarıdan birilerinin CHP'yi karıştırmasına gerek yok, CHP zaten karışık. Dün de karışıktı bugün de. Görünüşe göre yarın da karışık olacak. Bunu görmek için kahin olmaya gerekte yok tarihlerine kısa bir göz atmak yeterli olacaktır. Dertleri halka hizmet değil, demoktikleşmeye ön ayak olmak milleti yükseltmek ve yüceltmek, problemlere çözüm sunmak hiç değil. Amaçları iktidara gelince aralarına uçurumlar koydukları halkı tekrardan kandırıp ipleri ele almak. Halkın büyük yüzdeliklerini göz ardı edip özgürlük dışı yasalar koymak, inananların örtüsü ile uğraşmaktır. CHP'nin yönetim anlayışının halkı talim ve terbiye edilmesi gereken koyun sürüsü olarak algılayan bir zihniyet mevcut.
Bazı faktörler CHP’nin hakkı da olmasa da oy almasına sebebiyet vermekte.
Türkiye'deki sol, Türk milletinin tarihsel, toplumsal ve metafizik değerleri ile barışmadığı, onun sosyal muhayyilesine dayanan “siyasal aklımı” temsil etmediği sürece, demokratik yoldan iktidar olma şansını yakalayamayacaktır.
Güç merakı koltuk sevdası vatan sevgisi ile bir tutulmamalıdır!
Kaderleri haline gelen muhalefet konumundan kurtulmak için parti tüzüklerine demokrat ve devletçi tavırlarına hakaret sayılan ittifak kuran CHP yönetimi tam anlamıyla ne yaptığını şaşırmış durumda.
Oklar bayraklardan çıktı artık