Türk-Rus İlişkileri-2
- Dünya Savaşı hem Ruslar hem de Osmanlılar için çok ciddi insan kaybı ve kaynak israfına yol açtı.
Bunun sonucunda 1917 yılının Mart ayında Rus Çarı tahttan çekilmek zorunda kaldı.
Çünkü savaş Rusya için iyi gitmiyordu, Almanları bir türlü yenemiyorlardı.
Bize karşı bir takım başarılar elde ettiler, örneğin Erzurum, Trabzon gibi bazı şehirlerimizi aldılar.
Ama kesin bir zafer kazanamadılar.
Çanakkale Boğazı'nın kapalı olması nedeniyle müttefiklerinden yardım alamayan Rusya, halkını besleyemez hale geldi.
İnsanlar açlıktan ölüyorlardı, fabrikalarda grevler ve sokaklarda halk ayaklanmaları başlamıştı.
Bu gelişmeler sonucunda çarın tahtını bırakması ile yerine geçici hükümet adı altında bir cumhuriyet kuruldu.
Fakat bu geçici hükümet de savaşı sürdürmeye kararlıydı.
Ancak işler onların da istediği gibi gitmedi.
Rus halkı artık ekmek ve barış istiyordu.
İşte bu nedenle tamamen bambaşka bir dünya görüşüne sahip, o zamanki adıyla Bolşevikler u2013bugün onları komünist olarak adlandırıyoruz-, yani Lenin ve arkadaşları 1917 Kasım ayında bir darbe ile bu geçici hükümeti devirerek iktidarı ele geçirdiler.
Bu olay eski Rus takvimine göre Ekim ayında olması nedeniyle Ekim Devrimi olarak bilinir.
Bolşevikler şöyle diyorlardı; Rus halkının isteği barıştır ve ekmektir.
Dolayısıyla "açlıktan ölen bir halk savaşamaz, biz savaştan çekiliyoruz" diyerek 1918 Mart ayında Almanya ve diğer müttefikleri ile Brest-Litovsk Barış Antlaşmasını imzaladılar.
Bu durum İngiltere ve Fransa başta olmak üzere eski müttefiklerini oldukça kızdırdı ve adı geçen devletler bu yeni rejimi uzun süre tanımadılar.
Almanlar ise, bu fırsatı kullanarak son bir gayret ile Batı cephesine yüklendiler, ancak artık onlar için de herşey bitmişti.
Nitekim Amerikan askerlerinin gelmesiyle 1.Dünya Savaşı, 1918 yılının sonunda Almanya ve müttefiklerinin yenilgisi ile sona erdi.
Osmanlı Devleti de harap ve bitap bir halde Mondros Mütakeresi'ni imzaladı.
Bu sırada Bolşevikler Lenin'in önderliğinde ülkelerini yeniden inşaya girişmiş durumdaydılar.
Bir yandan da ülke içinde pek çok silahlı grubun muhalefeti ile karşılaştılar ve Rus İç Savaşı patlak verdi.
Kızıl Ruslar olarak da bilinen Bolşeviklere karşı çıkan ve çok çeşitli fraksiyonlardan oluşan bu gruplara Beyaz Ruslar dendi (Bugünkü Beyaz Rusya u2013Belarus Devleti- ile karıştırılmamalıdır).
1917 ile 1922 yılları arasında süren bu kanlı iç savaş, Kızıl Ruslar'ın zaferi ile sonuçlandı.
Bu savaş sırasında Beyaz Ruslar önemli ölçüde İngiliz, Fransız ve Amerikan yardımı aldılar, ancak sonunda yenilmekten kurtulamadılar.
Öte yandan, Rus İç Savaşı'nın en şiddetli döneminde, Mustafa Kemal Paşa'nın 1919'da bir milli mücadele başlatmak amacıyla Anadolu'ya geçtiğini görüyoruz.
İşte bu noktada, tarih boyunca savaşan bu iki ulusun kaderleri, ilginç bir şekilde birbirine bağlandı.(devamı yarın)