Dolar (USD)
35.22
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2977.66
BIST 100
9732.25
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Eylül 2015

Türk Kürt'le birlikte güzeldir. Kürtleri yedirtmeyeceğiz!

Kürtler, medeniyetin oluşmasında, ilim, irfan ve kültür mirasının aktarımında öncü rol oynamış karakterli, ahlak, vicdan ve erdem sahibi kaliteli bir halktır. Tarih boyunca duruşlarından, asaletlerinden zerre taviz vermeyen bu kadim halk, Türklerle birlikte her türlü iç ve dış tehdidi de bertaraf etmesini bilmiştir.

Ben Muğlalı bir Türk olarak ilk kez Van'a gittiğimde tanışmıştım Kürtlerle.. Hayatımda bu kadar saygı ve hürmet gösterildiğim başka bir yer hatırlamıyorum. Kürtler dünyanın en misafirperver halklarından biridir. Sofraları bereketli, dilleri tatlı, sözleri söz olan esaslı insanlardır. 80 küsur yaşlarında bir dedenin genç bir delikanlının önünde saygıyla ayağa kalkmasını başka nasıl izah edebilir insan? Ben senin yaşına değil ilmine hürmet ediyorum diyen kaç asil insan tanıdınız ömrünüzde? Doğu, medeniyetin, ilmin, ahlakın ve insanlığın beşiğidir.. Kürtler de doğunun en mübarek en saygıdeğer insanlarıdır. Biz meseleye medeniyet perspektifli bakamadık bu ülkede.

İnsanın ne denli kıymetli bir değer olduğunu, onun ideolojilerden ve çizilmiş sınırlardan daha makbul olduğu gerçeğini bir türlü idrak edemedik/ettirilmedik. 80 yıldır aramıza atılan ve bir virüs gibi yayılan milliyetçilik hastalığına yakalandık. Bu öyle bir hastalık ki insanların ırkı, mezhebi ve dünya görüşü dudaklarımızdan birer küfür olarak dökülüyor. Ne hazindir ki bugün Ermeni, Kürt, Arap ve Alevi ortalama bir Türkiyeli için yeniden bir tehdit ve tehlike olarak görülmeye başlandı. Son yıllarda tam da bu eşiği aşmak üzereyken neden birbirimize düşmek için bu kadar gayret sarf eder olduk. Sebep ne?

Dünya siyasetine ve para akışına nizam veren küresel baronlar, Türkiye'nin farklılıklarıyla bir olmasını, iç barışını tesis etmesini, zenginleşmesini, özgürleşmesini en önemlisi de bölgedeki servetin sahiplerince adil paylaşılmasını istemiyor. Bu hırs yüzündendir ki yüzyıllardır bölge halklarını birbirleriyle savaştırıyorlar. Batılı güçler son 1000 yıldır Kürtlerle Türklerin önünde hiçbir gücün durmadığını, bu iki kadim halkın her şeyin üstesinden geldiğini de çok iyi biliyorlar. Daha doğrusu bu gündemlerinden hiç çıkmadı.

Türkiye, ilk kez Erdoğan önderliğinde bu küresel tuzağı boşa çıkartmak için bir girişim başlattı. Bu öylesine hesaplı ve büyük bir girişimdi ki tüm dünya güçlerini ayağa kaldırdı. Erdoğan, yıllardır bizi birbirimizden uzaklaştıran, çatıştıran, kurşun sıktıran, kan akıtan, acılara boğan bu virüsten kurtulmak için bir reçete koydu halkların önüne. Bunun adını da çözüm süreci koyduk.. Öncelikle -yazımın ilk satılarında ifade ettiğim gibi- Kürtlerle medeniyet perspektifli bir ittifakı gündemimize aldık. Barış dedik. Silahların gömülmesi gerektiğini ifade ettik. Tüm enerjimizi bir arada olmak uğruna harcamaya başladık. Heyecan ve umut verici yıllardıu2026

Militarizmi lügatlarından çıkaran ehl-i vicdan sahibi insanlar sivil siyasetin yolunu açmak için gerçekten büyük çaba sarf ettiler. Ancak Erdoğan Üst Akıl'ın işe aldığı personeli tasfiye etmeye başlamasıyla küresel güçler tüm hücreleri uyandırmaya ve onun üzerine salmaya başladı. Film de burada koptu zaten.

Meselenin nirengi noktası Kürtlerle Türklerin birlikteliğidir. Küresel baronlar, PKK terör örgütünü bu birlikteliğin üzerine saldırmakla başladılar işe. Yani bu girişimi, çabayı temelli bitirmek üzere bu örgütü ve siyasal kanadını devreye soktular. Biliyorsunuz son üç yıldır Türk kanadına yapılan operasyonlar bir netice vermedi. 7 Haziran'dan sonra şimdi de bizzat Kürt kanadı operasyon geçiriyor hem de PKK ve HDP eliyle! Bakınız HDP büyük insanlık ve Türkiyelileşmek kisvesi altında Kürt seçmeninden güçlü destek aldığı bölgelerin PKK tarafından abluka altına alınmasına neden oldu. Bugün bölgede Kürtler bizzat PKK'nın yol açtığı çok ciddi bir mağduriyet yaşamakta. Anlayacağınız batılı güçler PKK eliyle kadim Kürt halkından Selahaddin Eyyubi'nin intikamını alıyor. Medeniyet ve ümmet şuurundan uzaklaştırmak için Kürtlere büyük bir operasyon yapılıyor. Türklerle Kürtler ebediyen birbirlerine düşman olsunlar diye ne gerekiyorsa yapıyorlar. Medya organlarıyla, muhalefet partileriyle, sözümona yazar ve aydınlarıyla Türkiye'ye dönük ciddi bir saldırı var. Sokakları karıştırarak Türk'ü Kürd'e, Kürd'ü de Türk'e karşı düşman etme planları söz konusu.. Peki, böylesi bir ortamda biz ne yapıyoruz?

Düşünün bu ülkede yarısı Kürtçe yarısı Türkçe çıkan kaliteli bir gazetemiz bile olmadı.. Bırakın böyle bir gazeteyi koskoca gazete patronları sırf tiraj ve reklam kaygısıyla tek bir Kürde Kürtçe köşe sayfası bile açmadı bu ülkede. Ne yazık ki köşelerinde Kürtçeyi savunan yazarlarımızdan da bugüne kadar bu yönde bir talep olmadı. Elimde olsa böyle bir gazete çıkarır inadına Kürt Türk birlikteliğine dönük, barışa ve huzura dönük manşetler atardım.

Kürtlerin ve Türklerin büyük bir operasyon geçirdiği böyle bir zamanda (bir gazete hariç) iki-üç dilde manşet atmaya bile gerek görmeyen bir basın anlayışımız var. Bu çok üzücü. Oysa bu bir incelik ve anlayış meselesidir. Bölgede operasyon geçiren Kürt halkına böyle bir zamanda sahip çıkmayacağız da ne zaman çıkacağız? Ben bu ülkenin ferasetine, Kürtlerin ve Türklerin vicdanına çok güveniyorum. Emin olun bu ülke bir yol alacaksa gerçekten ülkesi uğruna samimi adım atanların gayretleriyle yol alacaktır. Etrafında çöreklenen menfaatperest sözde vatanseverler ve çıkarcılara rağmen Erdoğan'ı bu onurlu mücadelesinde yalnız bırakmayacak çok ciddi bir çekirdek kadro oluştu. Bu kesim sesini daha fazla yükseltmeli ve ne pahasına olursa olsun Kürtleri size yedirtmeyeceğiz demelidir.

@sivildemokrat

[email protected]