Türk-Kürt ittifakını bozma senaryoları
Hemiçeriden hem de dışarıdan tezgahlanan birtakım olaylarda ne kadar düzenbaz, şahsiyetsiz, savaş yanlısı insan varsa sahneye sürüldüğünü görüyoruz. Şanına duayen denilen sözüm ona aydınlar 15'lik ergen gençler gibi yorumlar yaparak savaş naraları atmaya başlıyorlar. Bu tür süreçlerde barışın bozulması için nasıl çaba sarf ettiklerini ibretle izliyoruz. 6-7 Ekim olayları örneğin, birçok ruhsuz ve art niyetli insanın iştihanı kabartmıştı. "Bu daha 1.Serhildan devamı gelecek, Öcalan tasfiye edilmeli" türünden ateşe benzinle giden yorumlar yapmışlardı. Bu olaylarda amaç tüm Kürt halkını sokağa dökmekti. Ne var ki onca tahriklere rağmen sağduyulu Kürt halkı sokağa inmeyerek bu oyunu bozmuştur.
Müzakerelerin başladığı yıllarda yapılan görüşmelerin birinde şöyle bir diyalog anlatılır. Heyet yanında getirdikleri bir-iki raporu "Biz de Kürtlerin beklentilerini içeren, bir çalışma yaptık" kabilinden Öcalan'a sunar. Öcalan ise "Siz buraya benim isteklerimi, talimatlarımı muhataplarına iletmek için geldiniz.Her şey netleşmiş vaziyette. Ne yapılacağı belli. Sadece siz bu söylediklerimi muhataplarına anlatın ve halkı, örgütü buna hazırlayın kafi" der. Öcalan ayrıca odada bulunan TV'yi göstererek; "Bu TV'yi devlet, benim sizin ne yaptığınızı net olarak görmem için koydu. Ne yapacağınızı buradan izleyeceğim" der. Bakıldığında çözüm süreci konusunda Öcalan'ın kafasının netleşmiş olduğu görülüyor. Kafası karışık olan ve yenidünya dengelerini okuyamayan kesimin ise HDP ve Kandil olduğu görülüyor. Bilhassa Kobeni protestolarında bu net bir biçimde ortaya çıktı. Çözüm sürecinde yaşanan bu ikircikli durumun ortadan kalkması elzemdir. Geçenlerde yurt dışından arayan bir Kürt arkadaş "artık buralarda ağzımıza "Kobani" kelimesini alamaz olduk, Türkiye'de başlattıkları bu eylemler hem Kürtlere hem de Kobani'ye hem de barışa çok ama çok zarar verdi" dedi. Haksız sayılmazlar. Kobani olayları aynı zamanda şu ana kadar bilhassa Türk kamuoyunda bin bir gayretle oluşturulan olumlu kanaati de zedelemiş ve bu sürecin atmosferini en az beş yıl geriye götürmüştür. Bereket versin AK Parti'nin sağlam ve net duruşu süreci olan güveni arttırıyor. Ülkemizde yaşayan vicdan sahibi özgürlükçü Kürtler de bu yaşananlardan rahatsız oldu. Bu bakımdan Kobani eylemlerini eleştirirken Kürt vatandaşlarımızı yıpratmamaya özen göstermemiz gerekiyor. Şimdi isterseniz bu hadiselerin arka planına bakalım.
Geçenlerde analizlerine kıymet verdiğim Kürt aydını İlhami Işık, Milat Gazetesi'nden sevgili Faruk Aksoy'un Beykent TV'de hazırlayıp sunduğu Kırmızı Çizgi programına konuk oldu. Balıkçı Kobani ve çözüm süreci üzerine çok önemli açıklamalarda bulundu. Bölgede oynanan büyük senaryoyu gözler önüne seren Balıkçı, yaşanan hadiselerin perde arkasını bakın nasıl anlattı. Bilindiği gibi Kobani, İran, Suriye, Irak ve Türkiye'ye sınırları olan bir bölge. Yani Etrafında dört devlet var. Ve bu dört devlette de Kürtler bulunmakta. Türkiye, Kobaniye duyarsız kaldı diyenler acaba hiçbir şey yapmayan Suriye, Irak ve İran'ı neden eleştirmediler? Bilhassa her yere uçak kaldıran ve bombalayan Suriye, Kürtleri kazanmak uğruna IŞİD'e bir iki bomba olsun neden atmadı? Çünkü IŞİD ne kadar güçlenirse, Esad o kadar meşru hale gelecek. Aslında Suriye o bölgeyi Kürtler için vermedi kendi meşruiyetini güçlendirmek için verdi.
Balıkçı, ayrıca çözüm sürecin üçayağı olduğunu ifade etti. Devam edelim. Bunlardan ilki Türkiye'nin iç meselesi yani PKK ve Kandil ile ilgili olanı, ikincisi Güney Kürdistan diğeri de Rojawa. Kürdistan'la ilgili olan bir stratejik ittifaka dönüştü. Kandille ilgili olan ise bir müzakereye dönüştü. Rojawada ise gelgitler yaşanıyor. Dolayısıyla sürecin en zayıf noktası burası. Bu bakımdan Rojawayı en zayıf hale getirmek için en güçlü tarafından vurmak istediler. O da şudur; biliyorsunuz Kürdistan'da referanduma gidiyorlardı çünkü Maliki, Kürtlerin anayasal haklarını sağlamadı ayrıca Kürtleri silahlandırmıyordu örneğin. Irak demek dünya demek. 2019 da dünyanın 2.büyük enerji kaynağı olacak bir yer burası ve bunun üzerinde Kürtler oturuyor. Kürtler ise referandumun sonunda birlik olarak adres gösterdikleri yer ise Türkiye! En tehlikeli ittifak işte buydu. Diğer taraftan Türkiye Sunni bir ülke IŞID'de Sunni bir terör örgütü. Uzun amandır birçok ülke Türkiye'yi bu terör örgütüne yardım ediyor algısını yayıyor.
IŞID, Maliki zulmünün sonunda çıkan bir örgüt. Türkiye ise Maliki ile savaş düzeyinde olan bir Ülke. Şimdi IŞID konsolosluğu basıyor ve rehineleri alıyor. Ve sonra Erbil'i alıyor.2003'ten beri ABD ile Irak, Kürtlerin anayasal haklarından hiçbiri verdirtmiyor. Silahsız Kürtlere emir komuta zinciri içerisinde 70 binlik bir ordu 3- 6 bin civarında militandan her türlü silahı bırakarak kaçıyor. ABD'nin Kürtlere verdirtmediği silahlarla IŞID, o ağır silahlarla Kürtlere saldırıyor. İkinci gün Kürtlere silah verdirtmeyen bu iki ülke Kürtlerin kurtarıcısı oluyor! İran, iki savaş uçağını gönderiyor. ABD ise hava bombardımanı yapıyor. Burada Kürtlerle Türklerin stratejik hedefleri büyük bir darbe yemiştir. Işık'a göre; dünyanın en geri zekalı örgütü bile tüm dünya kendine karşı birleşmişken ikinci bir cephe açmaz! Ancak Kobeni de açtı. Neden? Çünkü orada Kürtler yaşıyor. Kobeni sürecin en zayıf tarafıdır. Türkiye, Kobaniye girerse Suriye savaş nedeni sayarım diyor. Sadece Suriye değil, İran ve Rusya da savaş nedeni sayıyor. Girmezse Kürtleri sattı algısı. Aynı anda da içeride Kobeni üzerinden ayaklanma provası yapılıyor. Kısacası bu işi tertipleyenler temiz. ABD, İran, Suriye ise kurtarıcı, Türkiye ise düşman! Büyük patron Almanya ise ellerini ovuşturuyor.
Peki, bu büyük tuzak neden görülmek istenmiyor?Hedefte Türkiye'nin olduğu apaçık ortada değil mi? Elbette biliniyor. Bu yüzdendir ki epeydir tuzak kuranlarla barış ve demokrasi yanlıları arasında kıyasıya bir mücadele yaşanıyor.
Hakkari Yüksekova ilçesinde şehit edilen 3 askerimize Allah'tan rahmet dilerim.Kandan medet umanlar emellerine ulaşamayacak İnşallah..
twitter.com/sivildemokrat