Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
02 Eylül 2020

Türk-İslam Geleneğinde Siyaset Kavramı

Siyaset kelimesi Arapça’dan Türkçe’ye geçen bir kelime olup, bu dilde “siyasa” şeklinde kullanılmaktadır. “S-v-s” ya da “sasa” kökünden gelen siyasa kelimesi; yönetmek, eğitmek, yetiştirmek anlamına gelmekte ve etimolojik olarak İbranice Kitab-ı Mukaddes’teki “At” anlamına gelen “sus” kelimesine bağlanmaktadır. Sus kelimesi ise bedevi toplumlarda atların develerin terbiye edilmesi anlamında kullanılmış, atları tımar eden, yetiştiren ve bakan kimseye de seyis adı verilmiştir. Zebîdî, Tâcü’l-Arûs adlı eserinde “Sistu’r-Raiyye” ifadesini zikretmektedir. Bu ifade, raiyeyi sevk ettim/ yönettim/idare ettim gibi anlamlara gelmektedir.

Siyaset kelimesinin Arapça’da kazandığı anlama ilişkin başka bir eserde kelimenin; “Ağaç ve habbelerine kurt düşmesi, koyun yününün, elbiselerin ve yiyeceklerin kurtlanması, hayvanları terbiye etmek, insanların önderliğini yapmak ve işleri düzeltmeye çalışmak, idare etmek” anlamlarında kullanıldığı görülmektedir. Başka bir yaklaşıma göre “Sâse” kelimesinin at terbiyesi dışındaki bir diğer anlamı ise “hikmet ile hükmetmek”tir. Burada “hikmet” kavramına yapılan vurgu, “doğru davranış biçimi” olarak alındığında, siyasetin ıstılahi içeriğine “doğru şekilde karar verme sanatı” manası yüklenebilir. Siyaset kavramına açılan bu yeni pencereden bakıldığında “Hikmet ile yönetmek”, “Hikmet üzere siyaset geliştirmek” gibi yeni ufuklar açılmış olur. İslami gelenekte siyasetin hikmetle yakından ilişkili olduğu işlenmeye değer ayrı bir vakıadır.

Bir diğer tanıma göre siyaset; sözlükte bir nesneyi düzgün ve iyi durumda kullanması için özenle gözetip korumak, hayvanı ehlileştirmek, atı terbiye etmek gibi anlamlara gelir. Istılahi manada siyaset “Toplumun işlerini üzerine alma, yürütme, yönetme işi, insan topluluklarını yönetme sanatı” şeklinde tanımlanır. Yine oldukça eski ahlak kitaplarından birisi olan ve 12.yy. başlarında Edip Ahmet Yükneki tarafından kaleme alınan Atebet-ül Hakayık’ta siyaset sözcüğü, "Şer'i hüküm olmaksızın cezalandırma" şeklinde tarif edilmiştir.

Kubbealtı Sözlüğü ise siyaseti; “Hâkim olmak, işi idâre etmek, düzene koymak” şeklinde tanımlamış, ıstılahi manasını ise “Devletler arası ilişkileri, devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı, politika” şeklinde vermiştir. Siyaset kelimesinin ceza ve idam anlamlarına geldiğini açıklayan sözlük, iki ayrı yazardan da örnek vererek siyaset sözcüğünün eski kullanımına işaret etmiştir: “Cezâ, özellikle îdam cezâsı: Ubeydullah, tamâmî şehre münâdîler bırakıp hükmetti ki her kimin evinde Müslim Akîl çıkacak olursa siyâsete müstahak olur (Fuzûlî).” … “Siyâset gününü tespih çekerek bekleyen Köse Vezir’in yanına koydular.”

Lügat-i Naci’de ise siyaset, “Teba ile ilgili işlerin ve devletin çıkarlarının uygun bir eksen çevresinde dönmesini sağlamak esasına dayanan hâkimliğe siyaset denir” şeklinde tanımlanmaktadır.

Neredeyse her gün kullandığımız siyaset kelimesi ne kadar geniş bir anlam dünyasına tekabül ediyor değil mi?