Türk asrı Afganistan'da açılacak
Batı’nın hakim olduğu 20. Yüzyıldaki dengeler hızla
değişiyor. Kurdukları düzen yürütülemediği için hükümranlıklarını sürdürmek
için savunma birliği olan NATO’ya bile siyasi misyonlar yüklemeye çalışıyorlar.
Önümüzdeki günlerde 21. Yüzyılın dengeleri şekilleniyor.
Önümüzdeki yüzyılda G-7 ve NATO zirvesinde belirtildiği gibi
Çin liderliği alabilecek yegane güç olarak gösteriliyor. Çin bunu yaparken de
NATO’nun karşısına askeri güç ile çıkmıyor, 140 ülke ile kurduğu ekonomik
ilişkilere ve bu ülkelerde yaptığı 6 trilyon dolarlık yatırıma güveniyor. En
önemli yatırımı ise Bir kuşak bir yol projesi.
Bir kuşak bir yol projesi her ne kadar Çin projesi olarak
görülse de, Türk dünyasının geleceğini belirleyecek bir proje olarak karşımızda
duruyor. Pakistan-Afganistan koridoru üzerinden Azerbaycan-Türkiye birlikteliği
dünyaya yep yeni bir ticari merkez sunacak. Doğu Türkistan’dan başlayan Avrupa
içlerine kadar (Macaristan-Bosno-Kosova) ilerleyecek bu merkezin ekonomik
büyüklüğü 5 trilyon doların üzerinde. Askeri gücü olmayan, sadece ekonomik
sömürü ile ayakta duran AB’nin bu güç karşısında durma şansı ise çok zayıf.
Şuşa anlaşması ile bölgedeki dengeleri tamamen değiştiren
Türkiye-Azerbaycan ittifakı, Afganistan’da huzur ve istikrarın sağlanması
durumunda barış koridorunu Pakistan üzerinden pasifike kadar uzatacak. Ekonomik
işbirliğinin askeri işbirliği ile taçlanması ise bölgede muazzam bir güç
oluşturacak.
Türk Konseyi’nin, Birleşik Türk Devletleri Projesi’ne
evrilme süreci hızla ilerliyor. Bu sürecin merkezi ise hiç kuşkusuz Afganistan
olacaktır. Uluslararası dünya düzenini elinde tutmak isteyen ABD’nin kuralsız
çatışma teorisi öyle veya böyle kendisini vuracaktır.
ABD, NATO’yu kalkan yaparak Afganistan’a yaptığı kirli
operasyonda mağlubiyetini ilan etti. Ve çekilme kararı aldı. Afganistan
coğrafyası denildiğinde, Peştun, Beluç, Hazara, Tacik, Özbek, Aymak, Pşai,
Pamirii, Tükmen, Kırgız gibi daha nice kavim ve soyların yaşadığı bir bölge.
Afganistan’da 20 ile 40 arasında dil ve lehçe konuşuluyor. Yeraltı
zenginlikleri bakımından, kömür, demir, altın, bakır, kurşun, berilyum, lityum,
çinko gibi 3 trilyon dolarlık bir servetin üzerinde oturuyor. Bugüne ABD, insan
ve uyuşturucu kaçakçılığını bu bölgeden organize ettiği gibi, Özellikle pil
endüstrisi, uçak gövde kaplaması, uzay sanayiinde kullandığı lityumu da el
altından burdan sağladı.
Afganistan’a 2 trilyon dolar harcayan ABD’nin burada kalma
şansı ise tükendi. 7 Ekim 2001’de başlatılan Savaş’ta en 26 bin masum çocuk ABD
uçakları tarafından atılan bombalarla öldürüldü. Amerikalıların öldürdüğü masum
sivil sayısı Taliban savaşçılarının en az on katı. ABD, Afganistan’dan
çekilirken, Kabil Havalimanı’nın kontrolünü ise Türkiye’ye teslim etmek
istiyor. Türkiye bu konuda sorumluluk almaktan çekinmiyor. ABD’nin çekilmesi
sonrasında bölgenin imarı ve huzuru için Türkiye’nin ve Pakistan’ın yapacak çok
şeyi var. Rusya ve Çin Afganistan’da Türk askeri istemeseler bile, yerel
güçlerin Türkiye’nin hakemliğine ihtiyacı var. Türkiye-Azerbaycan,
Afganistan-Pakistan koridorunun güvenli hale gelmesi Çin’in de hayır
diyemeyeceği bir husus. Pakistan’ın içinde olacağı bir barış gücüne Taliban
karşı çıkamaz. Bölgedeki siyasi ve ekonomik istikrar ise, Türk coğrafyasında
çarpan etkisi yaparak, yepyeni bir güç odağı ortaya çıkartır. Kim ne derse desin,
21. Yüzyıl Türk çağı olacaktır. Kapısı’da Afganistan’dan aralanacaktır.
Vesselam…..