Turizm ve Türk Kültürü
Ülkemiz turizm açısından oldukça zengindir. Bir yanda Selçuklu ve Osmanlı eserleri, diğer yanda Bizans, Sümer, Eti ve daha başka medeniyetlere ait kalıntılar Türkiye'yi turizmde gözde durumuna getirmiştir. Son yıllarda yapılan modern tesislerle de turizmin cazibesi artmış, tercih edilen ülkelerin başında gelir olmuştur. Öyle ki en önemli geliri turizmden olan İspanya bile, "Türkiye bizi geçti" diyebilmiştir.
İnsanoğlu yorulan yaratıktır ve dinlenme ihtiyacı duyar. Çalışma gücünü tekrar kazanmak, yorgunlukları unutmak ve tüm yıl boyunca yaşanan stres ve üzüntülerden kaçmak için tatile ve seyahate çıkmak akla gelir. Böylelikle aile bireyleriyle veya arkadaşlarıyla daha çok birlikte olunur, hayatın monotonluğu renklendirilir.
Şahsen ben tatillerimi seyahatlerde geçirmeyi tercih ederim. Bazen ülkemizin bir şehrine, bazen de yurtdışına giderim. Değişik kültürler, adetler görürüm. Farklı yemekleri ve meyveleri tadarım. Harika manzaralarla mest olur, asırlar öncesinden gelen tarihi eserlerden ibret alırım.
Seyahat ve tatil için illaki yurtdışına çıkmaya gerek de yoktur. Çok değişik eser ve kültürleri barındıran bölgelerimiz bizleri mest eder. Daha geçen Pazar günübirlik yaptığımız geziden bahsedersem bu durum daha iyi anlaşılır zannediyorum: Sabaha doğru dört yirmi uçağıyla beş arkadaş İstanbul'dan Trabzon'a yola çıktık. Vardığımızda gün aydınlanmıştı. Kiraladığımız minibüsle önce şehirde panoramik bir tur attık. Sonra denizden yüksekte olan Ali Şükrü Bey Parkı'nda çay içerek ve sohbet ederek enfes Trabzon manzarası seyrettik. Yolumuz Maçka'ya ve Sümela Manastırı'na devam etti. Derken Zigana Geçidi'ne gittik ve oradaki Hamsiköy'e uğrayarak kahvaltı yaptık. Nefis sütlaçlardan tattık. Gümüşhane tarafına yola devam ettik ve Karaca Mağarası'na uğradık. Görmeyenlere hararetle tavsiye ederim. Gümüşhane'nin tarihi konağında çayımızı, kahvemizi içip bu şehrimizin meşhur köme ve pestillerinden satın alarak Bayburt'a geçtik. Tarihi camileri dolaşıp Saat Kulesi'ni gördükten sonra Çoruh Nehri kıyısındaki lokantalardan birinde leziz bulgur pilav üstü dönerimizi yedik.
Sonra zorlu olduğu kadar harika bir yolculuk bizi bekliyordu. Rotamız dağlardan ve yaylalardan geçerek Uzungöl'e inmekti. Henüz erimemiş buz kitlelerinin arasından, korkunç güzel dağlardan, seyretmeye doyum olmayan yaylalardan ve yeşilliklerden geçerek bazen bakınca başımın döndüğü uçurumların kıyısından hedefimize vardık. Göçerlerin hayvanlarıyla yaylalara çıkışlarını izledik.
Uzungöl'de çay içmenin, sütlaç yemenin tadı başkaydı. Çaykara ve Dernekpazarı üzerinden Trabzon'a vardığımızda 23 olan uçak saatimiz de gelmişti. Vakit olsa Akçaabat'ın nefis köftesinden yiyecektik olmadı.
Kısacası bir güne Türk Kültürü'nün birçok özelliğini yaşamış olduk.
Geçen ay yeni açılan Zafer Havaalanı'na inerek Afyon'a yaptığım gezide ise sağlık turizmi olan kaplıcadan yararlanmıştım. Ki sağlık turizmi bütün dünyada yükselen değer ve ülkemiz bundan giderek daha fazla pay alıyor.
Mutfak Kültürü
Türk Kültürü'nün vazgeçilmez bir parçası dünyada ilk üçe giren yemek ve mutfak kültürümüzün zenginliğidir. Gerçekten değişik kültür, tabiat şartları ve renkleri barındıran ülkemiz; insanların gıda tercihleri bakımından da geniş bir alana yayılmıştır. Damaklara seslenen değişik yiyecekler, farklı ürünler satan gıda marketleri, mahalli lezzetler sunan lokantalar ve yiyecek festivalleri yaygınlaşmaktadır. İç içe yaşadığımız birçok kültür ve değişen iklim şartlarıyla bölgesel gıda seçenekleri koleksiyonuna sahip memlekette yaşıyoruz. Her bölgemizin yemekleri değişiktir. Bu bölgelerdeki etnik miras, doğal kaynak ve oraya özgü yiyecekler ile diğer farklılıklar bu seçeneklere katkıda bulunurlar. Meyve, sebze ve hayvani gıdalardaki başkalaşmayı da eklersek yemek kültürümüzün çeşitliliği ve renkliliği daha iyi anlaşılacaktır.
İşte seyahat eden birbirinden güzel tabiat harikalarını ve geçmişin muhteşem mirasını görürken böylesine lezzetli yemeklerden tadar. Ülkemizin her yöresi Türk Kültürü'nün binlerce yıldır sentezlenerek oluşmuş renkliliğini ve güzelliğini barındırmakla oldukça ilginç ve görülmeye değerdir.