Turizm Bakanına Açık Mektup
Sayın Turizm Bakanı M. Nuri Ersoy ve konuyla ilgili tüm yetkililere samimi bir çağrı. Sayın yetkililer, birbirini takip eden zamlar nedeniyle vatandaş burnundan solumaktadır. Geçim sıkıntısı adeta güvenlik sorunu halini almış durumdadır. Evet, ekonomik sıkıntının sebepleri çok ve çeşitlidir. Bu krizden vazife çıkaran şom ağızlı ve şaşı bakanlar elbette var. Ancak bir de bu krizden selametle çıkış için görüş beyan eden nice uzmanlar var. Bu uzmanların samimi çağrıları karşılık bulmasa vatan ve millet hatta ümmet zarar eder.
Türkiye’nin, tüm ümmeti Muhammed ve İslam diyarı için son
kale konumunda olduğunu söylüyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin çökmesi ümmetin
çökmesi olduğu gibi, Türkiye’nin ayağa kalması beraberinde tüm ümmetin dünya
mazlumlarının da ayağa kalkması demektir. Bu sebeple memleketimizin ayağa
kalkması için devlet, millet, STK, cemaat, cemiyet, kısaca tüm kurum ve
kuruluşlarımızla ellerimizi taşın altına koymak zorundayız.
İsraf ve savurganlığa tüm vatan sathında savaş açılmalı ve
bu konuda bir seferberlik ilan edilmeli ve uzun soluklu bir plan çerçevesinde
devam etmelidir. Bakınız, halk somut bazı adımlar beklemektedir. Bu adımları
net olarak gördüğü zaman halk da kendilerine düşeni canı gönülden yapacaktır.
Ama bir yanda ekonomik krizler, zam ve sıkıntılar devam ederken bir yandan da
israf ve savurganlık devam ederse, bu kabul edilemez.
Bir kere tüm bakanlıklar ciddi bir iktisat planı yapıp bunu
hassasiyetle uygulamaya başlamalıdırlar. Sonra gecikmeden bu programları ve
neticelerine net ve şeffaf bir şekilde kamuoyuna deklare etmelidirler. Hatta
her bir bakanlıkta ve tüm resmi kurum ve kuruluşlarda kalem kalem, nasıl bir
iktisat ve tutumluluk programı uygulanmış ve bunun neticesinde ne kadar ziyan
ve savurganlığın önüne geçilmiş. Tüm bunlar belli periyodlarla halka
anlatılmalıdır.
Açık Büfe Uygulaması Yasaklansın
Yukardaki girizgâh tüm kurum ve kuruluşlar için de
geçerlidir. Ancak bizim bu mektubumuzda asıl vurgulamak istediğimiz
savurganlık, açık büfe uygulamasından doğan felaket derecesindeki israftır. Bu
öyle bir felaket ki, kendi ellerimizle besleyip büyüttüğümüz ve yıllar geçtikçe
de katlanan bir musibet.
Hani sel, deprem, pandemi, kuraklık, kıtlık vb. mali krizler
semavi felaketler olarak bilinen ve ister istemez kabullenilen felaketlerdir.
Tüm bunları her aklıselim insan da birer felaket olarak kabul eder. Hâlbuki
dünyadaki tüm otel ve lokantalarda uygulanan açık büfe uygulaması, tüm bu felaketlerin
çok ötesinde bir felakettir. Bu felaket insanlığın ortak rızkını açıkça imha etmektir.
Tabii felaketler, sabırla karşılandığı zaman birer ecir ve
bereket vesilesi dahi olabilir. Ama açık büfe uygulamasıyla kasten ve bilerek
yapılan israf ve savurganlık, apaçık bir isyan, kul hakkına girme ve büyük bir
vebaldir. Çünkü Allah’ın (cc) yeryüzüne indirdiği yiyecek veya içecek namına
tüm gıdalar, insanlık ailesinin ortak rızkıdır. Hiçbir insanın paramı verdikten
sonra ister yer içerim, istersem de atarım deme lüksü olamaz.
Konuyla ilgili küçük bir haber: “Mersin İl Sağlık Müdürü
Doç. Dr. Mustafa Kemal Başaralı, özellikle yaz dönemlerinde otellerde
müşterilere sunulan "açık büfe" yiyeceklerin üçte ikisinin israf
edildiğini belirtti. Başaralı, yazılı açıklamasında, şu uyarıda bulundu:
"İnsanlar, kendileri için hazırlanan gıdanın sadece
üçte birini tüketiyor, kalan çöpe gidiyor. Ege’de yapılan bir çalışmada, vahim
bir tablo ortaya çıkmış. Bu çalışmada otellerdeki yemek israfının 5 Afrika
ülkesini doyuracak noktaya geldiği saptanmış. Özellikle Akdeniz ve Ege'deki
oteller, açık büfe ve 'her şey dâhil' mantığıyla çalışmakta. Bu sistemle
çalışan otellerde kişi başı gıda hazırlığı 4 kilogram civarında. Oysa bir
insanın günlük tüketebileceği maksimum gıda gramajı 1,3 kilogramdır. Yani
hazırlanan malzemelerin ancak üçte biri tüketilmekte, kalan gıdalar maalesef
çöpe gitmekte. Bu şekilde günlük çöpe giden gıda miktarı bin 500 ton civarında.
Bu rakamın, kişi başına ortalama 150-200 gram yiyecek bulabilen Kongo Cumhuriyeti
gibi 4-5 Afrika ülkesini doyurabileceği göz önünde bulundurulmalı."
(https://www.trthaber.com/130087.html/19.07.2023)
Bu bölgesel haber, aşağı yukarı tüm dünyanın da bu israf ve
savurganlıktaki resmini yansıtmaktadır. Yani diyebiliriz ki, sadece açık büfe
uygulamasıyla israf olup çöpe giden gıdalar dünyanın tüm aç ve muhtaçlarını beş
defa doyuracak kadardır. Bu israfın önüne geçilirse sadece açları doyurmakla
kalmaz, onları ekonomik olarak da rahatlatabiliriz. Şu halde en kısa zamanda
turizm bakanlığından, açık büfe uygulamasını yasaklamak için harekete geçmesini
bekliyoruz. İvedilikle arz ederiz. Subhaneke... Bi-hamdike... Esteğfiruke...