Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Aralık 2021

​Turing'den Kültürel Atak

Kültürel faaliyetleriyle adını duyuran Turing Kurumu, kültür ve sanata dair yayımladığı kitaplarla da kitapseverlerin büyük ilgisini çekiyor.

Türkiye’de birçok resmî veya gayr-ı resmî kurum ve kuruluş, imkânları olmasına rağmen kitap neşriyatına önem vermezken Turing yıllardan beri büyük titizlik ve özenle yayımladığı kitaplarla sanatseverlerden takdir görüyor. Dikkat ve istifade ile okunan bu eserlerden, şimdilik bir kısmına temas edeceğiz.

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, Cumhuriyet’le yaşıt bir müessese. Ülkemizde otomobil deyince akla ilk gelen kuruluş. Reşit Saffet Atabinen ve arkadaşları tarafından 6 Kasım 1923 tarihinde kurulmuş. Otomobil kullanma rehberlerinden ehliyetler hakkındaki yayınlara, kazalara karşı alınması gereken tedbirlerden yol haritalarına, yolların yapımından işaretlenmelerine, otomobil yarışları ve ralli organizasyonlarına kadar pek çok faaliyette hep ilkleri gerçekleştiren mühim bir kurum olarak temayüz etmiştir.

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak, çok önemli kültürel faaliyetlere imza atıyor. İki yıl sonra 100. Yıl’ını kutlamaya hazırlanacak olan kurumda, meslekî faaliyetlerin yanı sıra kültür ve sanat çalışmaları da yoğunluk kazanmış durumda. Kurum bünyesinde burs verilen öğrenciler, Türkiye’nin tanınmış kültür sanat adamlarını, edebiyatçı ve aydınlarını geniş salonda dinleme imkânı bulabiliyor, ilgilendikleri alanlarda düzenlenen kurslara devam edebiliyorlar. Bu anlamda kültürel bir atağın gözlendiği ve akademik eğitimin verildiği Turing’in bütün faaliyetlerinden teferruatlı şekilde bahsetme imkânı bulamazsak da şimdilik yayımlanan kitaplarından bir kısmını okuyucularımıza kısa kısa da olsa tanıtalım.

Otomobilin Serüveni

Osmanlı İstanbul’unda Otomobil, Cumhuriyet İstanbul’unda Otomobil ve Otomobilim Uçar Gider isimli eserler, birbirini takip eden ve tamamlayan üçleme. Erhan Afyoncu ve Coşkun Yılmaz’ın editörlüğünü yaptıkları bu eserlerde otomobilin tarih boyunca geçirdiği ve yaşadığı serencamı görme imkânı bulabiliyoruz. İlk eserde, Turhan Kaçar’ın “Osmanlılardan Önce İstanbul’da Yollar ve Taşımacılık”, Ahmet Önal’ın “Fetih’ten Tanzimat’a İstanbul’da Kara Ulaşımı” Vahdettin Engin’in “Otomobil Öncesinde İstanbul’da Kara Ulaşımı”, Fatih Gürcan’ın “Dünyada Otomobil Tarihinin Başlangıcı”, Erhan Afyoncu ve Uğur Demir’in “İstanbul’da Otomobilin Tarihi, Osmanlı Dönemi” başlıklı makalelerini okuyoruz. Ayrıca, ehliyetli pek çok kalem erbabının yazısı, okuyucunun önüne çıkıyor. Eski otomobil fotoğrafları göze ve gönle hitap ediyor. Atlı arabaların nostaljik görüntüleri ile ilk marka arabaların resimleri, meraklıların, klasik otomobil tutkunlarının dikkatini çekiyor. Bu eser, bilhassa araba kültürüne yatkın olanların başucu kaynaklarından biri diyebilirim.

Cumhuriyet İstanbul’unda Otomobil kitabında, insanoğlunun bu en büyük keşiflerinden birisinin yüzyıllık hikâyesini heyecanla okumaya başlıyoruz. Cumhuriyet’in kuruluşundan önce ve sonra otomobillerin gelişimi âdeta yıl yıl, kronolojik bir sırayla meraklısına anlatılıyor. İlk hususi arabalar, topluma hizmet veren taksiler, dolmuşlar, otobüsler ve diğerleri… Bunlar kitapta anlatılırken, görsel malzeme ile donatılan sayfalar bir meyve bahçesi gibi. Kaleme alınan metinler, akılda kalıcı anekdot ve hatıralarla da zenginleştirilmiş. İstanbul’un sosyal yaşayışını ve toplum hayatını yansıtan fotoğraflar, resimler ve karikatürler, kitabın daha sürükleyici ve ilgi çekici olmasını sağlıyor.

Otomobilim Uçar Gider’de kültür, sanat, edebiyat ve folklorumuzda otomobilin yeri üzerinde etraflıca duruluyor. Türkülerimize yansıyan, şarkılarımızda terennüm edilen, hikâyelerimizde anlatılan, romanlarımızda dillendirilen otomobil hakkındaki çarpıcı deyişler, insanların ‘ayağını yerden kesen’ bu olağanüstü keşif, okuyucuya sıcak, sevimli ve samimi geliyor. Bilhassa Adile Yılmaz’ın kaleme aldığı 6. Bölümdeki “Araba Arkası Sözler ve Folklorun Beş İşlevi: ‘Referansımız Yollardır.’ bölümü zevkle, tebessümle ve keyifle okunabilecek ilginç metinlerle lebalep doludur. Otomobil sahiplerinin ve otomobile hususi bir muhabbet besleyenlerin bu üç eseri, bir an önce kütüphanelerine kazandırıp okumaları şart.

Kültür ve Edebiyat Atlası

Daha önce bir yazımda bahsettiğim İstanbul Kültür ve Edebiyat Atlası, merhum edebiyatçı yazar M. Davut Göksu’nun mümtaz eseridir. Danışmanlığını Prof. Dr. Abdullah Uçman’ın yaptığı kitabın fotoğrafları Nevzat Yıldırım’a ait. “Mana”, “Mekân”, “Hayat” ve “Zaman” başlıklı dört bölümden oluşan eser, İstanbul’a bir vefa dokunuşu ve güzellemedir. Şairlerin, yazarların, tarihçilerin, mütefekkirlerin Dersaadet’e ilgilerini, sevgilerini, aşklarını, sevdalarını dile getiriyor. Üstat Necip Fazıl’ın “O manayı bul da bul! / İlle İstanbul’da bul! / İstanbul, İstanbul…” mısralarıyla okurun karşılandığı kitapta, unutulmayacak bir gönül yolculuğu yapılıyor. Tabii sadece metinler yok kitapta. Dünyanın en güzel şehri olduğuna inanılan İstanbul’un eski ve yeni fotoğraf kareleri süslüyor eseri. İstanbul hayranlarının ellerinden düşüremeyeceği bir kaynak eser.

Hisarlar ve Mahalleleri

Osmanlı İstanbul’unun İlk Yapıları Hisarlar ve Mahalleleri, kültür tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun eseri. Ömrünün neredeyse tamamını İstanbul’a hasreden yazar, Anadoluhisarı ve Rumelihisarı’ndaki namazgâhları, hamamları, mektepleri, nişan taşlarını, camileri, suları, çeşmeleri, kasırları, yalıları, konakları, tekkeleri, mezarlıkları velhasıl bütün tarihî eserleri ve mekânları bilgileri, belgeleri, efsaneleri, hikâyeleri ve hatıralarıyla anlatıyor. Bu eserde de okur, Şairler Sultanı’nın mısralarıyla istikbal ediliyor: “Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; / Servi, endamlı servi, ahirete perdelik… / Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at; / Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat…”

Tarihî İstanbul Çarşıları

İstanbul bir umman. Bu şehirde neredeyse her sırlı köşe, gökyüzündeki yıldızlar gibi insanlara göz kırpar. Âdeta, “Beni de gör, beni de keşfet” diye bize sesleniyor. Ecdadımızın gözü gibi koruduğu, kalbiyle bağlandığı, gönlüne inci mercan gibi yerleştirdiği bu efsane şehir, bütün hoyratlıklara rağmen saltanatlı yerini hâlâ koruyor. Dünden Bugüne Tarihî İstanbul Çarşıları bir başka hazine-eser. Yayın Koordinatörlüğünü Tülay Taşdemir’in, editörlüğünü Mehmet Taner Koltuk’un üstlendiği eseri hazırlayanlar: Resul Köse, Nuran Koltuk, Erdinç Şahin ve Prof. Dr. Dündar Ali Kılıç. İyi bir ekibin sağlam bir çalışması.

İstanbul’da “Çarşı” denilince genelde “Kapalıçarşı” hatırlanır, anılır. Ama acaba sadece bu çarşımız mı süslüyor koca şehrimizi? Elbette Kapalıçarşı, dünyanın en muhteşem mekânlarından, en büyük çarşılarındandır. Ama sayfaları çevirdikçe onun dışında pek çok çarşıyı görüyor, yapılış tarihleri ile alakalı olarak esaslı bilgileri öğreniyoruz. Bunlar arasında Arasta Çarşısı, At Pazarı, Bakırcılar Çarşısı, Çadırcılar Çarşısı, Eyüp Çarşısı, Fincancılar Çarşısı, Gedikpaşa Çarşısı, Hasırcılar Çarşısı, Mahmutpaşa Çarşısı, Malta Çarşısı, Mısır Çarşısı, Perşembe Pazarı, Sahaflar Çarşısı, Tahtakale Çarşısı ve Uzun Çarşı da var. Her biri araştırılırken alın teri ve göz nuru dökülmüş, emek harcanmış ve ortaya seçkin bir eser konulmuştur. Esasen her çarşı hakkında bir kitap yazılabilir ama bu eser, gelecekte yapılmasını ümit ettiğimiz bu tafsilatlı ve görkemli çalışmaların bir bakıma öncüsü. Çarşıların ve esnafın eski ve yeni fotoğraflarının birlikte kullanılması iyi. Okuyucu böylece sıhhatli mukayese yapma imkânı bulabiliyor. “Nerden nereye?” diyebileceğimiz bir temaşa fırsatını yakalayabiliyor. Diğer eserlerin hiç olmazsa şimdilik isimlerini ve yazarlarını verelim: Urartu Takıları: Prof. Dr. Oktay Belli, Erol Deran: Harun Avcı-Tülay Taşdemir, Doktor Ressam Kâzım Arısan: Tülay Taşdemir-Ümit Gezgin-Adil Yılmaz-Begüm Yavaş, Her Yönü ile Ani: Prof. Dr. Oktay Belli, Motosiklet Seyahat Rehberi: Tuğrul Katkak, Motosiklet El Kitabı: Rahmi Barutçu, İstanbul İçre İstanbul.

Tabii bahsettiğim ve henüz edemediğim bütün bu eserlerin hazırlatıcısı, teşvikçisi ve mimarı Bülent Katkak Beyefendidir. Onun şahsında kurumun bütün idarecileri ve emektarları ile Turing’e katkıda bulunan gönüllüleri yürekten kutluyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar. Daha nice eserlere…