Turing'den Kültürel Atak
Kültürel faaliyetleriyle adını duyuran Turing Kurumu, kültür ve sanata dair yayımladığı kitaplarla da kitapseverlerin büyük ilgisini çekiyor.
Türkiye’de birçok resmî veya gayr-ı resmî kurum ve kuruluş, imkânları olmasına rağmen kitap neşriyatına önem vermezken Turing yıllardan beri büyük titizlik ve özenle yayımladığı kitaplarla sanatseverlerden takdir görüyor. Dikkat ve istifade ile okunan bu eserlerden, şimdilik bir kısmına temas edeceğiz.
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu,
Cumhuriyet’le yaşıt bir müessese. Ülkemizde otomobil deyince akla ilk gelen
kuruluş. Reşit Saffet Atabinen ve arkadaşları tarafından 6 Kasım 1923 tarihinde kurulmuş. Otomobil
kullanma rehberlerinden ehliyetler hakkındaki yayınlara, kazalara karşı
alınması gereken tedbirlerden yol haritalarına, yolların yapımından
işaretlenmelerine, otomobil yarışları ve ralli organizasyonlarına kadar pek çok
faaliyette hep ilkleri gerçekleştiren mühim bir kurum olarak temayüz etmiştir.
Türkiye
Turing ve Otomobil Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak, çok önemli
kültürel faaliyetlere imza atıyor. İki yıl sonra 100. Yıl’ını kutlamaya
hazırlanacak olan kurumda, meslekî faaliyetlerin yanı sıra kültür ve sanat
çalışmaları da yoğunluk kazanmış durumda. Kurum bünyesinde burs verilen
öğrenciler, Türkiye’nin tanınmış kültür sanat adamlarını, edebiyatçı ve
aydınlarını geniş salonda dinleme imkânı bulabiliyor, ilgilendikleri alanlarda
düzenlenen kurslara devam edebiliyorlar. Bu anlamda kültürel bir atağın
gözlendiği ve akademik eğitimin verildiği Turing’in bütün faaliyetlerinden teferruatlı
şekilde bahsetme imkânı bulamazsak da şimdilik yayımlanan kitaplarından bir
kısmını okuyucularımıza kısa kısa da olsa tanıtalım.
Otomobilin
Serüveni
Osmanlı İstanbul’unda
Otomobil, Cumhuriyet İstanbul’unda Otomobil ve Otomobilim Uçar Gider isimli eserler,
birbirini takip eden ve tamamlayan üçleme. Erhan Afyoncu ve Coşkun Yılmaz’ın
editörlüğünü yaptıkları bu eserlerde otomobilin tarih boyunca geçirdiği ve yaşadığı
serencamı görme imkânı bulabiliyoruz. İlk eserde, Turhan Kaçar’ın
“Osmanlılardan Önce İstanbul’da Yollar ve Taşımacılık”, Ahmet Önal’ın
“Fetih’ten Tanzimat’a İstanbul’da Kara Ulaşımı” Vahdettin Engin’in “Otomobil
Öncesinde İstanbul’da Kara Ulaşımı”, Fatih Gürcan’ın “Dünyada Otomobil
Tarihinin Başlangıcı”, Erhan Afyoncu ve Uğur Demir’in “İstanbul’da Otomobilin
Tarihi, Osmanlı Dönemi” başlıklı makalelerini okuyoruz. Ayrıca, ehliyetli pek
çok kalem erbabının yazısı, okuyucunun önüne çıkıyor. Eski otomobil
fotoğrafları göze ve gönle hitap ediyor. Atlı arabaların nostaljik görüntüleri
ile ilk marka arabaların resimleri, meraklıların, klasik otomobil tutkunlarının
dikkatini çekiyor. Bu eser, bilhassa araba kültürüne yatkın olanların başucu kaynaklarından
biri diyebilirim.
Cumhuriyet
İstanbul’unda Otomobil kitabında, insanoğlunun bu en büyük keşiflerinden birisinin
yüzyıllık hikâyesini heyecanla okumaya başlıyoruz. Cumhuriyet’in kuruluşundan
önce ve sonra otomobillerin gelişimi âdeta yıl yıl, kronolojik bir sırayla
meraklısına anlatılıyor. İlk hususi arabalar, topluma hizmet veren taksiler,
dolmuşlar, otobüsler ve diğerleri… Bunlar kitapta anlatılırken, görsel malzeme
ile donatılan sayfalar bir meyve bahçesi gibi. Kaleme alınan metinler, akılda
kalıcı anekdot ve hatıralarla da zenginleştirilmiş. İstanbul’un sosyal yaşayışını
ve toplum hayatını yansıtan fotoğraflar, resimler ve karikatürler, kitabın daha
sürükleyici ve ilgi çekici olmasını sağlıyor.
Otomobilim Uçar
Gider’de
kültür, sanat, edebiyat ve folklorumuzda otomobilin yeri üzerinde etraflıca
duruluyor. Türkülerimize yansıyan, şarkılarımızda terennüm edilen,
hikâyelerimizde anlatılan, romanlarımızda dillendirilen otomobil hakkındaki
çarpıcı deyişler, insanların ‘ayağını yerden kesen’ bu olağanüstü keşif, okuyucuya
sıcak, sevimli ve samimi geliyor. Bilhassa Adile Yılmaz’ın kaleme aldığı 6.
Bölümdeki “Araba Arkası Sözler ve Folklorun Beş İşlevi: ‘Referansımız
Yollardır.’ bölümü zevkle, tebessümle ve keyifle okunabilecek ilginç metinlerle
lebalep doludur. Otomobil sahiplerinin ve otomobile hususi bir muhabbet
besleyenlerin bu üç eseri, bir an önce kütüphanelerine kazandırıp okumaları şart.
Kültür ve
Edebiyat Atlası
Daha önce
bir yazımda bahsettiğim İstanbul Kültür
ve Edebiyat Atlası, merhum edebiyatçı yazar M. Davut Göksu’nun mümtaz
eseridir. Danışmanlığını Prof. Dr. Abdullah Uçman’ın yaptığı kitabın fotoğrafları
Nevzat Yıldırım’a ait. “Mana”, “Mekân”, “Hayat” ve “Zaman” başlıklı dört
bölümden oluşan eser, İstanbul’a bir vefa dokunuşu ve güzellemedir. Şairlerin,
yazarların, tarihçilerin, mütefekkirlerin Dersaadet’e ilgilerini, sevgilerini,
aşklarını, sevdalarını dile getiriyor. Üstat Necip Fazıl’ın “O manayı bul da
bul! / İlle İstanbul’da bul! / İstanbul, İstanbul…” mısralarıyla okurun
karşılandığı kitapta, unutulmayacak bir gönül yolculuğu yapılıyor. Tabii sadece
metinler yok kitapta. Dünyanın en güzel şehri olduğuna inanılan İstanbul’un
eski ve yeni fotoğraf kareleri süslüyor eseri. İstanbul hayranlarının ellerinden
düşüremeyeceği bir kaynak eser.
Hisarlar ve Mahalleleri
Osmanlı
İstanbul’unun İlk Yapıları Hisarlar ve Mahalleleri, kültür
tarihçisi Süleyman Faruk Göncüoğlu’nun eseri. Ömrünün neredeyse tamamını
İstanbul’a hasreden yazar, Anadoluhisarı ve Rumelihisarı’ndaki namazgâhları,
hamamları, mektepleri, nişan taşlarını, camileri, suları, çeşmeleri, kasırları,
yalıları, konakları, tekkeleri, mezarlıkları velhasıl bütün tarihî eserleri ve
mekânları bilgileri, belgeleri, efsaneleri, hikâyeleri ve hatıralarıyla
anlatıyor. Bu eserde de okur, Şairler Sultanı’nın mısralarıyla istikbal ediliyor:
“Tarihin gözleri var, surlarda delik delik; / Servi, endamlı servi, ahirete
perdelik… / Bulutta şaha kalkmış Fatih’ten kalma kır at; / Pırlantadan kubbeler,
belki bir milyar kırat…”
Tarihî İstanbul Çarşıları
İstanbul
bir umman. Bu şehirde neredeyse her sırlı köşe, gökyüzündeki yıldızlar gibi
insanlara göz kırpar. Âdeta, “Beni de gör, beni de keşfet” diye bize sesleniyor.
Ecdadımızın gözü gibi koruduğu, kalbiyle bağlandığı, gönlüne inci mercan gibi yerleştirdiği
bu efsane şehir, bütün hoyratlıklara rağmen saltanatlı yerini hâlâ koruyor. Dünden Bugüne Tarihî İstanbul Çarşıları
bir başka hazine-eser. Yayın Koordinatörlüğünü Tülay Taşdemir’in, editörlüğünü
Mehmet Taner Koltuk’un üstlendiği eseri hazırlayanlar: Resul Köse, Nuran
Koltuk, Erdinç Şahin ve Prof. Dr. Dündar Ali Kılıç. İyi bir ekibin sağlam bir
çalışması.
İstanbul’da
“Çarşı” denilince genelde “Kapalıçarşı” hatırlanır, anılır. Ama acaba sadece bu
çarşımız mı süslüyor koca şehrimizi? Elbette Kapalıçarşı, dünyanın en muhteşem
mekânlarından, en büyük çarşılarındandır. Ama sayfaları çevirdikçe onun dışında
pek çok çarşıyı görüyor, yapılış tarihleri ile alakalı olarak esaslı bilgileri
öğreniyoruz. Bunlar arasında Arasta Çarşısı, At Pazarı, Bakırcılar Çarşısı,
Çadırcılar Çarşısı, Eyüp Çarşısı, Fincancılar Çarşısı, Gedikpaşa Çarşısı,
Hasırcılar Çarşısı, Mahmutpaşa Çarşısı, Malta Çarşısı, Mısır Çarşısı, Perşembe
Pazarı, Sahaflar Çarşısı, Tahtakale Çarşısı ve Uzun Çarşı da var. Her biri araştırılırken alın teri ve göz nuru
dökülmüş, emek harcanmış ve ortaya seçkin bir eser konulmuştur. Esasen her
çarşı hakkında bir kitap yazılabilir ama bu eser, gelecekte yapılmasını ümit
ettiğimiz bu tafsilatlı ve görkemli çalışmaların bir bakıma öncüsü. Çarşıların
ve esnafın eski ve yeni fotoğraflarının birlikte kullanılması iyi. Okuyucu
böylece sıhhatli mukayese yapma imkânı bulabiliyor. “Nerden nereye?”
diyebileceğimiz bir temaşa fırsatını yakalayabiliyor. Diğer eserlerin hiç
olmazsa şimdilik isimlerini ve yazarlarını verelim: Urartu Takıları: Prof. Dr. Oktay Belli, Erol Deran: Harun Avcı-Tülay Taşdemir, Doktor Ressam Kâzım Arısan: Tülay Taşdemir-Ümit Gezgin-Adil
Yılmaz-Begüm Yavaş, Her Yönü ile Ani:
Prof. Dr. Oktay Belli, Motosiklet Seyahat
Rehberi: Tuğrul Katkak, Motosiklet El
Kitabı: Rahmi Barutçu, İstanbul İçre
İstanbul.
Tabii
bahsettiğim ve henüz edemediğim bütün bu eserlerin hazırlatıcısı, teşvikçisi ve
mimarı Bülent Katkak Beyefendidir. Onun şahsında kurumun bütün idarecileri ve emektarları
ile Turing’e katkıda bulunan gönüllüleri yürekten kutluyorum. Sağ olsunlar, var
olsunlar. Daha nice eserlere…