Turgut Özal’ın felsefesini anlamak
Ülkemiz sosyal ve siyasal tarihinde dönüm noktası sayılabilecek isimlerin başında gelen 8.Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefatının üzerinden 26 yıl geçti (17 Nisan 1993). 1983-1993 arası dönem Özal’lı Yıllar olarak adlandırılmaktadır. Dört eğilimi birleştirme temelinde Anavatan Partisi’ni kuran ve onu iktidara taşıyan Özal, toplumsal farklılıklar ve toplumsal uzlaşmayı, birlikte siyasal programının merkezine koymuştur. Ülkemizde demokrasinin ve sivilleşmenin yerleşmesi ve gelişmesi için büyük katkıları olan Özal’ın düşünce ve felsefesini anlamaya çalışmak, onu anlamanın en iyi yoludur. Özal, insan hakları, demokrasi, özgürlükler ve kalkınma alanlarında ülkemizin önünü açmaya ve toplumu geleceğe hazırlamaya çalışan bir liderdi.
Özal’a göre demokratik ve müreffeh bir toplum olmanın yolu üç temel özgürlüğün tam olarak uygulanmasından geçmektedir. Özal felsefesinde düşünce hürriyeti olmazsa olmaz birincil özgürlüktür. İnsanların düşüncelerini söylemeleri ve sözlerini duyurabilmeleri sayesinde bir toplumun yaşamsal fonksiyonlarının gerçekleşeceğine inanan Özal, insani çeşitliliğin her renginin düşünce özgürlüğü sayesinde ortaya çıkmasını istiyordu. Özal, düşünceye özgürlüğü savunduğu kadar, insanların vicdan, inanç ve maneviyat özgürlüğünü de savunmuştur. Özal, din ve vicdan özgürlüğü sayesinde baskıcı, otoriter ve totaliter ideoloji ve politikalardan azade olan insanın, mutlu, motive ve mobilize olmuş, yapıcı ve üretken birey olacağına inanmaktadır. Din ve vicdan özgürlüğü, sadece din alanını değil, insanın bütün hayatını ilgilendiren asli bir özgürlüktür. Özal’a göre kalkınmanın ve gelişmenin kaynağı insandır. Ekonomik ve sosyal alanda devletin müteşebbis ve müdahaleci olması, refah ve kalkınmayı gerçekleştirmemektedir. Özal, devlet müdahaleciliği yerine bireysel ve toplumsal girişimciliği savunmaktadır. Bireylerin yaratıcı ve yenilikçi bir şekilde girişimde bulunma imkanlarına sahip olduğu bir toplum, canlı ve hareket halinde olan bir toplum demektir.Özal girişimci kültürün topluma yerleşmesi için girişim özgürlüğünü savunan bir liderdi. İnsan haklarına ve bireysel özgürlüklere bağlı olan Özal, yıllarca ülkemizin sırtında kambur olmuş Ceza Kanununun 141, 142 ve 163. maddelerinin kalkmasını sağlamıştır. Özal, yasaklarla değil, özgürlüklerle anılan bir Türkiye’yi gerçekleştirmeyi siyasal hayatının temel amacı haline getirmişti. Özal, korkuya dayalı yönetim anlayışını yıkmış, hukuka, güvene ve demokrasiye dayalı bir yönetimin kurulması için cesur adımların atılmasına liderlik etmiştir.
Özal, ekonomide devlet müdahalesinin verimli sonuçlar doğuracağına inanmıyordu. Ekonominin kendi doğal akışını ancak serbest pazar şartları içinde gerçekleştireceğine inanan Özal, devletçilik yerine, serbest piyasa ekonomisi modelini benimsemiştir. Serbest piyasa ekonomisi, ahlak, hukuk ve girişimcilik şekinde 3 temele dayanan ve insanı esas alan bir ekonomik anlayıştır. Özal’a göre, devlet, millet içindir. Milletin devlet için görülmesi, bütün yanlışlıkların temelini oluşturmaktadır. Girişim özgürlüğü, serbest piyasa ekonomisinin olmazsa omazıdır. Özal, ülkemizin kapalı devletçi ekonomiden uluslararası düzeyde rekabet etme imkanlarını oluşturan serbest piyasa ekonomisine geçmesini sağlayan liderdir. Ülkemizin ekonomik alanda özgürleşmesi, Özal sayesinde mümkün olmuştur.
Özal, 21. yüzyılın ülkemizin yüzyılı olmasını istiyordu. Özal, gelecekte dünyanın elimizden kaçıp gitmesinden büyük endişe ediyordu. 21. asrın ülkemizin yüzyılı olması için ciddi hatalar yapmaktan sakınılması için sürekli olarak uyarılarda bulunuyordu. Demokrasinin kurum ve kurallarıyla yerleştirilmesi, yasakçı uygulamalardan saknılması, devletin toplumla buluşması ve barışması için bütülükçü ve birleştirici yaklaşımların geliştirilmesi için köklü adımların atılması için Özal sürekli olarak yapılması gerekenleri anlatmaya çalışıyordu. Özal, ülkemizin önünü kapatacak yanlışlıklar yapmamak için doğru işler yapmaya çalışan dönüştürücü ve değiştirici bir liderdi. Özal’ın vefatından sonra gerçekleşen 28 Şubat darbesi, ülkemizi demokrasi, hukuk, refah ve insan hakları alanlarında gerilemesine yol açan bir sürecin önünü açmıştır. Özal’ın temsil ettiği özgürlükçü siyaset anlayışının zıddını, her şeyiyle 28 Şubat darbe zihniyetinde ve pratiğinde görmek mümkündür.
Sunday Telegraph, Özal’dan “Türkiye’yi haritaya koyan lider” olarak söz etmektedir. Türkiye’yi dünyaya açan, ülkemizin içte ve dışta daha güçlü olmasını sağlayan Özal, radikal reformları gerçekleştren demokrat, özgürlükçü ve vizyoner bir liderdi. Özal, geleceğe odaklanan, yenilik tutkunu ve sancılarına rağmen değişimi gerçekleştirmek için riskleri göze alabilen ve tarihe damgasını vurmak isteyen bir liderdi. İçinde bulunduğu zamanı nitelikli ve isabetli bir şekilde okuma yeteneğine sahip olan Özal, geleceğin birey, bilgi ve özgürlük temelinde gelişeceğini öngörmüştü.
Merhum Cumhurbaşkanımıza vefatının 26. yıldönümünde Allah’tan rahmet diliyorum.