Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
23 Ocak 2024

Turgut Altınok mu, Mansur Yavaş mı?

Çoğu belediye başkanı, partisine pek de güç katmaz, gücünü büyük ölçüde partisinden ve liderinden alır.

Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, partisine güç katan bir isim.

Bunu nereden anlıyoruz?

Basit:

Altınok, 2014 Yerel Seçimi’ne Büyük Birlik Partisi’nin Keçiören Belediye Başkan Adayı olarak girmişti.

Oy oranı düşük Parti’nin adayı olarak yüzde 30.3 oranında oy çıkartmıştı Altınok.

AK Parti ise, hem de kalesinde, 43.8’de kalmıştı.

Altınok, 2019 Yerel Seçimi’ne AK Parti’nin Keçiören Adayı olarak girdi ve yüzde 63.65’e ulaştı.

Rakamlar, Altınok’un Keçiören’de bir “dev” olduğunu, ilçe sakinlerinin kendisine büyük destek verdiğini ortaya koyuyor.

Keçiören’i çok iyi bildiğimi söyleyebilirim.

Oradaki haftalık pazarlardan birine akşam saatlerinde giderseniz, Altınok’u büyük ihtimalle görürsünüz.

Bütün pazarları, parkları, alışveriş merkezlerini bizzat denetler Altınok.

Onu birçok belediye başkanından ayıran bir başka özelliği de, işine seçim biter bitmez başlamasıdır.

Politikacılar genellikle, işleri düştüğünde hatırlar vatandaşı.

Altınok öyle değildir, işini ilk günden sıkı tutar.

Vatandaşlarla birebir temas eder.

Sokaklarda onlarla konuşur, şikâyetleri birinci elden alır.

İşi danışmanlara bırakmaz.

Bunun için de “yanılma, yanıltılma” ihtimali çok az olur.

Dedik ya…

Partisi’ne güç katan bir Belediye Başkanı’dır Altınok.

Bu Keçiören’de böyle.

Peki ya Ankara’nın genelinde?

Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimde, durum ne olur?

Turgut Altınok bugüne kadar, en güçlü olduğu yerde girdi seçimlere.

Kendi sahasında oynadı hep.

Bu sefer, deplasmanda da oynayacak.

CHP’nin elindeki Çankaya’da, Yenimahalle’de de yüksek performans göstermesi gerekecek.

AK Parti’nin Keçiören’deki kadar güçlü olmadığı yerlerde de başarılı olması şart.

Ankara, Cumhuriyet’in Başkenti.

Memur kenti.

Bürokrasinin kalbi.

Yavaş şehir, İstanbul’a göre çok yavaş.

İstanbul’da insanlar koşturma, telâş içinde yaşarlar.

Caddelere baktığınızda bir yerlere yetişmeye çalışır adımlarla koşturan telâşlı, endişeli insanları görürsünüz.

Ankara’da ise, ‘aheste çek kürekleri mehtap uyanmasın” modu hâkimdir.

Bu “yavaş” şehir, tercih değiştirme konusunda da yavaş hareket eder.

Çankaya'da ve Yenimahalle’de CHP’nin, Keçiören’de ise Ak Parti’nin gerilemesi beklenen durumlardan değildir.

Ankara’da, seçmen tercihlerini değiştirmek epeyce zordur yani.

Turgut Altınok’un AK Parti’den uzaklaşmış seçmenleri çekebilmesi hiç de kolay olmayacak.

Mansur Yavaş faktörüne gelince…

O da, CHP’ye güç katan bir isim.

Şu andaki oy oranı, CHP’ye teveccühün çok üstünde.

Ankara’da “geleneksel belediyecilik hizmetleri” açısından kayda değer işler yapılmış değil.

Şehrin, özellikle trafik problemi gün geçtikçe artıyor.

Korkarım ki, böyle giderse beş sene sonra İstanbul’la yarışır hale geleceğiz!

Mansur Yavaş, bu konularda fazla ilgili değil.

“Kıyma desteği” misali, dargelirli vatandaşa doğrudan dokunan işlere yoğunlaşmış vaziyette.

Bunun yanı sıra, sessizliğin gücünü kullanıyor.

Ekranlara fazla çıkmaması, ortalıkta çok görünmemesi, onu büyük ölçüde koruyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında birkaç kere kamuoyunun karşısına çıkınca, ne kadar “zayıf” kaldığını gördük.

Mansur Yavaş, kendini, sınırlarını, sınırlılıklarını biliyor.

İyi bir ekibi var, fazla yıpranmasına engel oluyor.

Volkan Mahmut Gültekin, iyi bir Basın Müşaviri, işinde usta.

Başkan’ın yıpranmasını engelliyor, gerekli yerlerde topa girerek, durumu toparlıyor.

Mansur Yavaş’ın belediyecilik performansı başarılı bulunmasa da…

Kendisini destekleyen vatandaşlara, “Ankara’ya kazandırdığı üç büyük eseri sayar mısınız?” dediğinizde karşılık alamıyorsanız da…

Oy oranı bakımından çok da yıprandığını düşünmüyorum.

Geçen seçimdeki yüzde 50’sini büyük ölçüde koruyor.

AK Parti, yüzde 47.12 oranında oy almıştı o seçimde.

Turgut Altınok, rakibini biraz geriye çekip, Ak Parti’yi birkaç puan ileri taşıyabilirse ipi göğüsleyecek.

Bu seçim öncesinde, “masa muhalefeti”nin epeyce dağılmış halde bulunması, kendisi için büyük avantaj gibi görünüyor.

Bununla birlikte, muhalefet seçmeninin birliği “sandıkta” sağlamaya yöneleceğini de görmek gerekiyor.

Altınok’un kazanması, AK Parti’ye oy vermeyecek kesimlerden de oy alabilmesine…

Ak Parti teşkilâtı ile birlikte, koordinasyon halinde çalışabilmesine...

Teşkilât motivasyonunun tam olmasına bağlı…

Bir de “kırgınlıkların” bu seçim boyunca askıya alınmasına ve hedefe kilitlenilmesine.

Unutmadan;

Sandığa gitme, gitmeme meselesi de çok mühim bu seçimde de.

Kırgınlıklarından, ilgisizliklerinden dolayı “sandığa gitmeyeceğini” söyleyen çok sayıda seçmen görüyorum.

Özellikle emekliler arasında bu eğilim çok yaygın.

Seçimi kazanabilmek için, buradaki “fire” oranını iyice düşürmek de şart yani.

Ankara’da ilginç bir kampanya dönemi izleyeceğiz, kısmet olursa.

Mansur Yavaş ile Turgut Altınok arasında ilginç bir kapışma olacak.

Geçen seçimde, Mehmet Özhaseki’nin kazanamaması büyük ölçüde Ankaralı olmamasına bağlanmıştı.

Turgut Altınok, Ankaralıların kapışmasından galip çıkabilecek mi?

Bugüne kadarki bütün seçim sonuçlarını neredeyse yüzde yüz isabetle tahmin etmiş olmak gibi bir ayrıcalığımız var.

Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nden önce, “Bu iş ikinci tura kalır. O turda da Sayın Erdoğan alır.” dediğimde, hem Ak Partililer, hem de CHP’liler çok kızmıştı ama…

Sonuç bizi doğrulamıştı, malûm.

Kısmet olursa, “Yavaş mı, Altınok mu?” sorusunun cevabını seçimden on gün kadar önce “tam olarak” veririm.