Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.29
Gram Altın
2919.89
BIST 100
9659.96
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
27 Temmuz 2021

Tunus'ta da 'Bin Yıl Sürecek' 28 Şubat!

Tunus”taki “28 Şubatvari Darbe”ye gelmeden, “faşizm”in son iki atağını hatırlayalım.

Birincisi, Avrupa Adalet (!) Divanı’nın verdiği skandal karar:

“İşveren, işine öylesi geliyorsa, çalışanından başörtüsünü çıkartıp atmasını isteyebilir! Çalışanın buna itiraz hakkı yoktur!”

İkincisi, Fransa Ulusal Meclisi’nden geçen bir başka skandal karar:

“Fransız laikliği daha sert bir şekilde uygulanacaktır! Fransız hükümetinin camiler ve dini okullar üzerindeki denetimi güçlendirilecektir! Hükümete, İslâm merkezlerinin faaliyetlerini askıya alma ve bu merkezleri kapatma yetkisi verilecektir!

*

“Küresel 28 Şubat”ın gittikçe artan baskıyla üzerimize geldiği bir süreçten geçiyoruz.

Bu durumun etkileri, içte ve dışta her geçen gün daha fazla hissediliyor.

Türkiye çerçevesinden baktığımızda, ABD’nin Dedeağaç’a yeniden askeri yığınak yapması,

Rusya’nın Türkiye ile ilişkilerinde yeni ve sıkıntılı bir dönemin başlayabileceğini düşündüren uyarıları,

İngiltere’nin BM Güvenlik Konseyi’ne Türkiye’yi kınayan yasa tasarısını sunması,

Türkiye’nin “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”nin hareket alanını genişletmeyi hedefleyen adımlarına tepkiler, tehditler…

İçeride, “laik-antilâik kamplaşmasını” tırmandırmayı hedefleyen sosyal medya “linç” operasyonları…

Birilerinin, durup dururken, “Deniz Baykal, Alevileri ve Kürtleri sevmezdi!” yollu zırvalarla gündemi bu “hassas” alanlara taşıması…

Siyasi iktidar kanadından gelen bazı “tuhaf” hareketlerin ve lâfların da güç verdiği “Ekonomi batıyor, iktidar covid ile mücadeleyi eline yüzüne bulaştırdı!” yollu propagandalar…

Ve…

Sokak çağrıları…

İşte, Tunus’taki “darbe”ye geçeceğimiz yer de tam burası:

“Sokak Çağrıları!”

Tunus’taki “sokak gösterileri” darbenin habercisiydi.

Ekonomik sıkıntılar ve Covid 19 “plândemisi” ile mücadelede başarısızlık gibi gerekçelerle sokaklara dökülenler, NAHDA destekli hükümetin istifasını istedi.

Protestocular, açtıkları pankartlarla hükümetin devrilmesi, Meclis’in feshedilmesi taleplerini gündeme taşıdı ve “askeri” duruma “müdahale etmeye” çağırdı.

“Ordu Göreve” pankartlarını açan zihniyetin benzerleri, Tunus’ta da faaliyetteydi.

“Batı” güdümlü BAE tarafından fonlanan Özgür Anayasa Partisi’nin üyelerini sokaklara döktürüp kaos ortamını oluşturtan güçler, “darbenin şartlarını” hazırlamış oldular.

Cumhurbaşkanı, askeri yanına alarak Meclis’i fesh etti.

NAHDA’nın ofisleri yakılmaya başlandı!..

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.

Başta NAHDAolmak üzere, bazı partilerin binalarına düzenlenen saldırılar, “darbenin habercisi” gibiydi.

Darbeyi net bir şekilde haber veren ise, darbeden üç gün önce “İyi haber, darbe geliyor!” twitini atan

Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi bin Zayed’in adamlarından Dhai Khalfan oldu.

Bir süredir sokaklara dökülenlerin, Pazar günü partilere saldıranların, Pazar gece yarısı “darbe” yapanlar tarafından yönetildiği, yönlendirildiği…

Arkalarında işgalci Fransa ile “Batı Faşizmi”nin aparatı haline gelmiş Birleşik Arap Emirlikleri’nin olduğu kısa sürede ortaya çıktı.

Tunus’daki NAHDA ağırlığına, “Vahşi Batı” çok tepkiliydi.

Hele, Fransızlar varken, Türkiye ile savunma sanayi anlaşması yapılması, Paris’te büyük tepkiyle karşılanmıştı.

Cezayir, Türkiye, Mısır ve Tunus.

Benzer hikâyeler…

*

Tunus’taki Darbe’nin bir kez daha gündemimize taşıdığı NAHDA Hareketi ve Lideri Raşid El Gannuşi’ye gelelim…

NAHDA, siyasetteki yürüyüşüne ve yükselişine devam edebilmek için,

“Batı ile uyumlu hareket edeceğini”, Batı’nın lâiklik anlayışına saygılı olduğunu ilân etmiş…

Batı’yı ilham kaynağı olarak göstermiş ve Arap toplumunun sorunlarından kurtulmasının, “İslam Birliği” arayışlarıyla değil, “Özü muhafaza etmek suretiyle batılılaşmakla” mümkün olabileceğini öne sürmüştü.

O kadar ki, NAHDA Hareketi’nin Lideri Gannuşi, “Siyasal İslam’a yer kalmadığını” ve “laiklikle problemlerinin olmadığını” öne sürme ihtiyacını hissetmişti.

NAHDA, yürüyüşüne “batının çıkarlarına zarar vermeme” sözünü vererek devam etmişti.

Bugünkü tavırları ise, “Sömürgeci Batı”nın çıkarlarını tehdit ediyordu.

Buna müsaade etmeleri mümkün değildi.

Başta “Genç Subaylar” olmak üzere, toplumun “zinde” kesimleri olan bitenden rahatsızdı.

Bu rahatsızlık tırmandırıldı.

Ve iş sokağa taşındı!

*

Şimdilerde, Tunus’taki “28 Şubatvari” darbeyi izliyoruz!

Bakalım, Tunus çıkış yolunu nasıl bulacak?..

Darbeye maruz kalan Tunus, bu dış bağlantılı operasyondan nasıl kurtulacak ya da kurtulabilecek mi?

Batı’nın malûm değerleri ile “uyum” söylemiyle yol alan, ancak “şartların zorlamasıyla” farklı adreslere de yönelen bir siyasi hareket bu süreci nasıl atlatacak?

Tunus’un gerekirse “1000 yıl” sürecek “28 Şubat”ının bu aşamasında neler olacak?

*

Tunus’taki “darbe”, fonlandırılmış, yönlendirilmiş “sokaklardan” başlatıldı ve “hane halkı ekonomisi”ne yaslandırıldı.

Plândemi, ilk darbesini yaptı.

Mesajları almak gerek!..

DARBECİLERİN “BAHANELERİNE” DİKKAT!

Tunus’taki darbenin bizdeki “malûm” çevreler tarafından sevinçle karşılandığını görüyoruz.

Sevinç çığlıkları atan bazı “gazetecilere”, vatandaşlarımızın bol bol postal fotoğrafı göndermek suretiyle tepki vermeleri dikkat çekiciydi.

Darbeye en net ve yaygın tepkiler iktidar kanadından geldi.

Bizdeki radikal muhalefet unsurlarının, Tunus’taki darbeden kendilerine yarar mesajlar çıkartmaya çalıştıklarını gördük.

Öte yandan…

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan’ın “Tunus’ta Covid-19 salgını, işsizlik ve ekonomik darboğaz BAHANESİYLE ortaya çıkarılan cumhurbaşkanlığı darbesi, ülkenin karşı karşıya bulunduğu kendi içsel dinamiklerinden çok, Batının jeostratejik öneme sahip bu ülkedeki ekonomik ve siyasi çıkarlarına yöneliktir.” şeklindeki değerlendirmesi önemliydi.

Türkiye’de de birilerinin aynı “bahaneleri” kullanarak bir takım hareketlere girişmeleri ihtimal dışı değildir ama…

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bu tür girişimlere fırsat vermemek bakımından hayatî önemde olduğu da ortadadır.

Yine de, Tunus’ta olan bitenlerden “ders çıkartmak” gerekmektedir!..

Özellikle “Covid 19, işsizlik ve ekonomik darboğaz” bahaneleri üzerinde durmak çok çok önemlidir!

TUNUS’TA KRİZDEN ÇIKIŞ ARAYIŞLARI

Konuyu yakından takip eden Dış Politika Uzmanı Turan Kışlakçı, bu yazıyı bitirmekte olduğumuz dakikalarda şu notu paylaştı:

“Tunus’ta taraflar arasındaki görüşmeler başladı. Partiler ve STK’ların Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in açıklamalarına tepkileri sürüyor. Cumhurbaşkanı Kays darbe yapmadığını açıkladı! Şimdi krizden kurtuluş için çözüm önerileri yapılıyor.”

Hayırlısı.