Tuhaf Bir Durum
Sn. Cumhurbaşkanımızın; “SİNSİ PLAN UYGULAMAYA KONDU. İSRAİL
ELİYLE PAYLAŞIM SAVAŞI YÜRÜTÜLÜYOR. TEDBİRLERİMİZİ ALDIK” açıklamaları çok
kritik. Bu sözleri sarf edenin, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Başkanı olmasıysa
bir o kadar önemli. Gerçi soykırımcı İsrail ve çetesi, bu planlarını artık gizleme
lüzumunda bile bulunmuyor. Keza Netanyahu’nun dile getirdiği “Yeaşaya
kehanetinden”, İsrail askerlerinin peç’lerine dikilen Arzı Mevut haritasına,
aynı şeye dikkat çektikleri ortada. Geçenlerde İsrail Maliye Bakanının;
“Ürdün'ü, Suudi Arabistan'ı, Mısır'ı, Irak'ı, Suriye'yi ve Lübnan'ı kapsayan
bir Yahudi devleti istediğimizi çok açık söylüyorum” ifadelerini de bu minvalde
okuyabiliriz. Tabi Siyonizm’in kurucusu Teodor Herzl’in 1900’lü yıllarda; “BİZİM KUZEY SINIRIMIZ KAPADOKYA’DIR” sözü de
cabası. Elbette bazı stratejistlerin; “İsrail’in, ABD-Hindistan güdümlü,
Baharat Yolunu oluşturduğu” tezine yanlış denilemez. Ama Batıyı arkasına alan İsrail’in
Gazze soykırımından sonra, Lübnan’ı işgale soyunması ve Suriye’yi bombalamaya
başlamasının, TEO POLİTİK bir saplantıdan ibaret seyrettiğini de kimse inkâr
edemez.
Ancak ortada TUHAF BİR DURUMUN söz konusu olduğu da muhakkak.
Neticede SİYONİSTLER, EVANJGELİSTLER ve ANGLOSAKSONLAR bölgede YENİ HARİTA üzerinde
çalışırken ve de bu yolda Suriye’yi de bombalarken, Şam Rejiminin SESSİZLİĞİ hiç
normal değil. Çünkü Suriye rejiminin Golan’dan giren İsrail tankları yerine,
İran yanlısı gruplarla Türkiye sınırındaki İDLİP ve HALEP BÖLGESİNE ASKER
YIĞMASI oldukça manidar. Sonuçta İsrail şayet bir askerî harekâta girişirse,
önünde herhangi bir mukavemetle karşılaşmayacağı net. Birde buna İsrail’in hava
saldırına karşı, Suriye’deki Rus S-300 Sistemlerinin devreye girmemesi de eklenirse,
kafalardaki soru işaretleri artıyor doğal olarak. Öyle ki bu konu hakkında
konuşan Suriye Türkmen Meclisi eski Başkanının; “İsrail saldırılarına neden müdahale
etmiyorsunuz” sorusuna Putin’in; “BİZ ORTA DOĞU İLE İLGİLİ MAKRO PLANIN
STRATEJİK ORTAĞIYIZ” şeklindeki sözlerini hatırlatması, yenilir yutulur cinsten
sayılmaz.
Kısacası gördüklerimiz ve perde ardında olanlarla birlikte, BÜYÜK
ve TEHLİKELİ BİR PLAN ile karşı karşıyayız maalesef. Bölgemizi işgal edip
bölecekleri, akabinde de kuklalarını yerleştirecekleri federatif yapılarla, VOLTRANI
OLUŞTURMA niyetinde ilerliyorlar açıkça. Bunun önündeki tek engelin ise TÜRK
DEVLETİ ve Sn. ERDOĞAN olduğunun pek ala farkındalar. Zaten İsrailli Bakanların,
sürekli Sn. Erdoğan’ı hedef alan paylaşımlar yapması bunu bariz belli ediyor. O
yüzden paralı uşaklarıyla bizi içerde birbirimize düşürüp, yapabilirlerse
ÇATIŞTIRMA derdinde olduklarını kesinlikle yadsıyamayız. Devlet Büyüklerinin “İÇ
CEPHE” üzerinde hassasiyetle durmalarının, boşuna olmadığını ise buradan
anlamak mümkün.
Hal böyleyken herkesin, çok dikkatli olması bir zorunluk
taşıyor günümüzde. Evet, İsrail belki yekten bize saldır/a/mayacaktır. Bu
sebeple küresel konsorsiyumun hem içeriden hem de dışarıdan, PKK/YPG’yi
kullanacağı sır da değil. Nitekim ABD'li Albay Douglas McGregor’un; “ABD VE
İSRAİL’İN TÜRKİYE’YE SALDIRMASI İÇİN SURİYE’DEKİ PKK/YPG’LİLERİ HAZIRLADIĞINI”
itiraf etmesi özetle bu demek. O nedenle SN. BAHÇELİ’nin “Teröristbaşı DEM
Grubu'nda silah bırakıldığını ilan etsin, bunu da sineye çekeriz” açıklamasını İYİ
İRDELEMEK elzem. Nasıl mı? Mesela böyle bir çağrı gelip de, PKK silah bırakırsa
ne ala. Fakat bahsettiğimiz KÜRESEL ÇETENİN, TERÖR ÖRGÜTÜN LAĞVEDİLMESİNİ
İSTEMEYECEĞİYSE KESİN. İşte o zaman PKK/YPG’nin kimin güdümünde olduğu
ispatlanacak ve örgütün içinde bir ayrışma yaşaması sürpriz sayılmayacaktır.
Böylelikle küresel odakların elinden bu KOZ ALINACAK, Türkiye içinden DESTEK
ALAMAYACAK ve K.Suriye’deki TERÖR UNSURLARINA MÜDAHALE KAPISI SONUNA KADAR
AÇILACAKTIR. Yoksa Devlet Bey gibi bir lider, niçin bu tarz bir çıkış yapsın
ki? Bilmem yanılıyor muyum? Siz ne dersiniz?