Dolar (USD)
35.37
Euro (EUR)
36.45
Gram Altın
3040.27
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
01 Ocak 2017

Tüfek, CHP ve Şeker

Geçtiğimiz yıllarda türkücü Leman "Ben Osmanlıyı tamamen reddediyorum. Osmanlı benim ceddim değildir" demişti.

Evanjelik(cihatçı)-Kemalist Saylan da "Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yıkmışız. Çocuklarımızın namaz kılmasını değil bale yapmasını istiyoruz" misüllü konuşmuştu.

Serra adlı sahne kadını da, Amerikalı muhatabına "Türk olmak benim suçum değil" diye eziklenmişti.

Kasetçi Kemal' de "Koca Osmanlı diyorlar. Bir kilo şeker üretemeyen Osmanlı ile övünüyorlar. Koca Osmanlı bir tüfek üretemedi" dedi.

Şimdi, bunlar nerden çıktılar?

Osmanlı değillerse, asılları, nesilleri ne?

Kimlerden oluyorlar?

Hangi taifedendirler?

Gelelim Tüfek ve Şeker meselesine...

Osmanlı Ordusu, tüfeği efektif kullanan dünyanın ilk ordularındandır.

Osmanlı, teknolojiyi takipte geciktiği için değil, Kılıçdaroğlu misal yeteneksiz kimselerin yönetime getirilmesi gibi iç kokuşmalardan çöktü.

1578'de Osmanlı Ordusu İran üzerine sefer yaptı. 9 Ağustos 1578 de Çıldır Zaferi kazanıldı. Bu seferi anlatan Viyana Kütüphanesi 69 numarada kayıtlı Özdemiroğlu Osman Paşa'nın Gazavetnamesi olarak da bilinen el yazması kitapta, sefere katılan 5.000 yeniçerinin tüfek kullandıkları, Osmanlı ordusunun kullandığı darbüzanların (top) ve tüfeklerin zaferde önemli rol oynadığı yazlıdır.

1578'de, dünyanın en güçlü ordusu olan Osmanlı Ordusu, tüfeklerini galiba ABD'den sipariş etmişti(!). Kılıçdaroğlu, yakında bunu da iddia ederse hiç şaşmayın!

Barbaros Hayrettin Paşa'nın hatıratında donanmasındaki levent gazilerin yoğun şekilde tüfenk ve tabanca kullandıkları yazılıdır.u2028

Ünlü Osmanlı Denizcisi Seydi Ali Reis Mir'at'ül Memalik adlı eserinde, Hindistan'dan, Türkiye'ye, kara yoluyla dönerken, yolu üzerindeki Hive Sultanlığı ve diğer Müslüman Sultanların, kendisinden askerlerindeki tüfeklerden, talep ettiklerini anlatır.

Bunlar 5 asır öncesi, 1500'lerin başlarıdır.

Ne acıdır ki, ana muhalefete lider olduğunu zanneden kişi, yönetmeye talip olduğu ülkenin tarihinden habersizdir.

CHP' nin, el yazması eserlerimizi kilo ile Bulgaristan'a satarak tarihimizle bağlarımız kopartıp, diğer yandan da, yalan ve iftiralarını, Türk Milletine yutturmaya çalışması çok hazindir.

Şeker Tarihimiz ve CHP

CHP' nin Dışişleri Bakanlarından İsmail Cem İpekçi Şeker-CHP ilişkisini şöyle tatlı tatlı(!) anlatır.

"Cumhuriyet'in ilk yılarında Şeker Kralı Hayri İpar' ın yönetiminde dört tüccar, İş Bankasını ve Ziraat Bankasını kendi bünyesine aldıktan sonra şeker ithalatını ele geçirmiştir. İş Bankasının nüfuzundan ve grubundan yararlanarak şeker fabrikalarının üretimi düşük tutulmuş, ithal malı şekerler tekelden satılarak yıllarca astronomik kazançlar sağlanmıştır. Bu durum 1939 a kadar sürmüştür. 1939'da şeker fabrikaları kontrol altına alınınca, aynı fabrikaların üretimi bir yılda 42. 0OO tandan 90.000 tona yükselmiştir, Bu miktar daha sonra 120 bin tona çıkacaktır."(İsmail Cem, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi, Cem Yayınevi, 1982 - sh.272-273)

Osmanlı'ya şeker göndermesi yapan kasetçi Kemal'in CHP' si, şekeri, işte böyle tatlı tatlı(!) üretmiştir.