TÜFE ile ÜFE arasındaki fark 43,81 oldu
Küresel salgın nedeniyle 2020 yılında tüm dünyada, ekonomiler daralırken, 2021’de ise kayıplar telafi edilmeye çalışıldı. Ekonomilerin yeniden açılmasıyla ertelenmiş talebin devreye girmesi ve arz yönlü sıkıntıların devam etmesi enflasyonu daha da artırdı. Oysa bundan 4-5 ay önce enflasyonun yıl sonuna doğru baz etkisiyle düşeceği tahmin ediliyordu. Ancak son birkaç aydır hem içte hem dışta yaşanan gelişmeler enflasyonun aleyhine işledi.
TÜİK verilerine göre en son açıklanan Aralık enflasyonu yıllık yüzde 36,08’lik artışla Eylül 2002’den bu yana en yüksek seviyeyi gördü. Diğer ülkeler için de aynı durum söz konusu oldu. ABD, Almanya, Çin gibi pek çok ülke de TÜFE’de son 20-30 hatta 40 yılın zirvesini gördü. Elbette bu ülkelerin enflasyon oranı bizdeki TÜFE’ye göre oldukça düşük ancak her ülkenin ekonomik ve toplumsal yapılarını kendi özelinde değerlendirmek daha doğru olur.
Örneğin ülkelerin büyüme oranları kıyaslandığında hem çeyreklik hem de yıllık bazda ülkemiz ilk üçte yer alırken 2021 yılı 3.çeyrekte özel tüketimin büyümeye katkısı 5,4 puan olmuştu. Talebin hala canlı olması enflasyonu yukarı itmeye devam ediyor.
Yeni varyantların ortaya çıkması, vaka sayılarının 70 bine dayanması, küresel çapta gıda, enerji ve emtia fiyatlarının artması, kuraklık, tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar enflasyonu yukarı yönlü etkilerken Aralık ayı enflasyonunun beklentilerin üzerinde gerçekleşmesinde en önemli etken ise Eylül ayından bu yana artan döviz kurları oldu. Bu etkiyi üretici fiyatlarındaki artışta daha net görebiliyoruz.
Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) 2021 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 19,08, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 79,89 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 43,86 artış gösterdi.
Sanayinin dört ana sektöründen imalat yıllık yüzde 77,44, aylık yüzde 18,88 arttı.
Ana sanayi gruplarının yıllık değişimleri; ara malında yüzde 92,13, dayanıklı tüketim malında yüzde 46,16, dayanıksız tüketim malında yüzde 54,23, enerjide yüzde 122,76, sermaye malında yüzde 51,17 artış gerçekleşirken, aylık olarak ise; ara malında yüzde 21,21, dayanıklı tüketim malında yüzde 12,04, dayanıksız tüketim malında yüzde 16,50, enerjide yüzde 20,38, sermaye malında yüzde 15,53 artış kaydedildi. Özellikle ara malı ve enerjideki artış tüm sektörleri etkilemesi açısından önem arz ediyor.
TÜFE ile ÜFE arasındaki makasın 43,81 puana çıkması da enflasyon açısından risk oluşturmaya devam ediyor. Buna ilaveten asgari ücrete yapılan zam ve elektrik, akaryakıt, tütün gibi bazı kalemlerdeki fiyat artışı da önümüzdeki aylarda enflasyona yansıyacaktır.
Öte yandan 20 Aralık akşamı açıklanan kur korumalı TL mevduat sistemiyle dolar kuru 18,4 TL’den 10’lu seviyelere kadar inmişti. Bu sert düşüşün ardından fiyatlarda da gerileme beklentisi oluştu. Ancak Aralık ayı enflasyonundaki artış Ekim-Kasım aylarındaki kur artışından kaynaklanıyordu.