Tufan
Biran gözlerinizi kapatın ve düşünün… Evde çocuklarınız ile huzur içerisinde oturuyorsunuz. O esnada kapı çalıyor. Kapıyı açtığınızda da, karşınıza KİPALI bir SİYONİST çıkıyor ve “bu ev benim doğuştan hakkım. Çıkın buradan” diyor. Ne yaparsınız? Evet, tüm HUKUKİ yolları arar ve evin size ait olduğunu ispatlarsınız evvela. Peki, hukuken haklı olmanıza rağmen, aynı kipalı sizi tekrar taciz ederse ne yaparsınız? Tabi ki KOLLUK KUVVETLERİNİ çağırırsınız… Bir süre sonra kolluk kuvvetleri de sizi korumaya gelmez ve o kipalı, camınızı pencerenizi kırıp, en sonunda da canınıza kast etmeye kalkarsa ne yaparsınız o zaman? Doğal olarak KENDİNİZİ ve AİLENİZİ KORUMAYA KALKARSINIZ değil mi… İşte Filistin’in durumu da, buna benziyor aslında. Keza yıllarca Filistin topraklarını zorbalıkla işgal eden İsrail’in, Uluslararası Hukuku HİÇE SAYDIĞI herkesin malumu. ABD ve Siyonist Lobilerden aldıkları destekle, imara açtıkları Filistin topraklarına yerleşerek, Filistinlilere küçücük bir alan bırakmaları da zaten bu demek. Üstelik Gazze’ye yönelik devam eden ambargolar ve uyguladıkları tecrit sebebiyle, bir tablet ilaca hasret kalan Filistinlilerin hali de cabası. Siyonist İsrail’in kafası estiğinde, çoluk-çocuk-kadın-yaşlı ayırt etmeksizin MASUMLARI KATLETMESİNİ ise daha saymıyorum bile.
Hal böyle olunca Gazzeli Filistinliler, bu gidişata dur
demek adına bir operasyona soyundular Cumartesi sabahı. Mosad’ın haberi vardı
yada yoktu, orası ayrı bir konu ama İsrail’e şimdiye kadar büyük bir zayiat verdirdikleri
de ortada. Yani ismine “Aksa Tufanı” konulan operasyonla, bir nevi İsrail’in KARİZMASINI
ÇİZDİKLERİNİ söyleyebiliriz şuan için. Nitekim Netenyahu yönetiminin buna karşı
Gazze’yi yangın yerine çevirerek, esir düşen İsrailli KENDİ VATANDAŞLARINI DAHİ
KATLETMESİ bunu açıkça gösteriyor. Yanlış anlaşılmasın sakın! Bu süreçte
istenmeyen görüntüleri izlemekten, elbette canımız sıkılmadı değil. Zira bu
hususta savaşın da, bir hukuku olduğunu unutmamak elzem. Fakat İsrail’in eline hiç
masum kanı bulaşmamışçasına, pamuk/şeker gibi topluma lanse edilip, Filistin
mücadelesinin sosyal medyadan KARALAMAYA KALKILMASI da oldukça manidar
seyrediyor. Sonuçta İsrail Savunma Bakanının, Gazze’deki MASUM SİVİLLERİ YOK
SAYARAK; “oraya elektrik, su, yiyecek hiçbir şey verilmeyecek. İnsansı
hayvanlarla savaşıyoruz” sözleri de fazla söze hacet bırakmıyor.
Hülasa işin sonu nereye varır, bilemeyiz şimdilik. Lakin
Netenyahu’nun; “daha yeni başladık, Bu savaş tüm İsrail’i kapsayacak ve tüm
Ortadoğu’yu 180 derece değiştirecek” sözlerine bakarsak, durumun çok da iç
açıcı olmadığı aşikâr. Ne var ki Netenyahu’nun bu sözlerini; Sn. Fidan’la
görüşen Bilinken’in, “arabuluculuk” ile ilgili attığı tweti sonradan
silmesiyle, Biden’in “müdahil olana
müdahale ederiz” tehdidiyle, ABD’nin uçak gemisi filosunu bölgeye göndermesi ve
Kassam Tugayı sözcüsünün; “bize para ve silah desteği veren İran’a teşekkür
ediyoruz” ifadesiyle birlikle ele almazsak hata yapmış oluruz… Bu nokta da “Şimdi
sırası mıydı mı? Niye göz göre göre Hamas, Gazze’yi ateşe attı? Yoksa İran mı Hamas’ı
teşvik etti” diye aklımıza sorular gelebilir. Neticede İran eski Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın;
“Biz Amerika’ya Afganistan ve Irak’ın işgalinde yardım ettik, ama Bush bizi şer
eksenine dâhil etti” şeklindeki konuşması, hala hafızalardaki yerini koruyor...
Yine de kimsenin günahını almayalım. Zira son kertede herkes, Allah’a hesap
vermekle mükellef. Ancak gelinen aşamada, bölgedeki ateşi alevlendirecekleri çok
belli. Kalıcı huzura dair tek çözümüm ise Sn. Erdoğan’ın da belirttiği üzere; “BAĞIMSIZ
VE COĞRAFİ BÜTÜNLÜĞÜ HAİZ, BAŞKENTİ KUDÜS OLAN BİR FİLİSTİN DEVLETİ” üzerinde
temellendiği kesinlikle yadsınamaz. Olur mu? İnşallah olacak… Bekleyip görelim.
Bakalım kimlerin eteğinden, ne taşlarlar dökülecek. Fakat hiçbir şey İsrail’in,
masumların kanı ve mazlumların ahı altında kalmasını engelleyemeyecek.